Ege’nin Güzel Bahçesi: Aydın
Aydın: The Beautiful Garden of the Aegean
Bitmeyecekmiş gibi görünen sahiller, renk ve ışık oyunlarının buluştuğu göller, mitolojik hikâyelerde adı geçen antik kentler… Aydın’da apayrı bir
dünya var: Kültürlerin birbirini tamamladığı alegorik bir dünya.
Never-ending beaches, lakes that display a play of colors and light, and ancient cities mentioned in mythological stories. Aydın offers a completely different world,
an allegorical one in which cultures complement each other.
Bugüne dek güzel fotoğrafların peşine düşüp Türkiye’deki birçok yere yolculuk ettim. Ancak Aydın yolculuğum hepsinden farklı ve heyecan vericiydi çünkü bu yolculuk benim için şehrin iç içe geçmiş tarihî ve kültürel katmanları arasında gezinmek, ışığın en duru olduğu zamanlarda doğadaki değişimlerle ortaya çıkan güzellikleri görmek demekti. Şehre vardığımda her şey Ara Güler'in Aphrodisias Çığlığı adlı kitabında anlattığı gibiydi: “Koyu sarı güneş, şehrin üstüne altın rengi bir büyü serpiyordu. Gök koyu maviydi, ama sarı ışığın hüzmeleri aydınlık ve parlaktı.” “İçimizi ısıtan neşeli kış güneşinin tadı sahilde en iyi çıkar.” diye düşünerek Kuşadası’na doğru yola koyuldum. Zeytinliklerle kaplı tepeler arasındaki yılankavi yol beni göz alıcı Kuşadası sahiliyle buluşturdu. Mavi ile yeşilin, tarih ile doğanın uyumunu yansıtan dantel gibi kıyılar… İlçenin sembolü ve uğuru sayılan, ince, uzun bir mendireğin sahile bağladığı Güvercinada, kayalar üzerinde inşa edilmiş kalesi ile film kareleri içinden çıkmış sanki. Türkiye'nin başlıca deniz kapılarından biri olan bu ilçe, Antik Çağ'da da Anadolu kıyılarının işlek limanlarından biriydi ve her zaman güzeldi. Birçok kaynakta tarihçi Herodot'un gözde şehri olarak anılmış. Son 50 yıl içinde de
Ihave traveled to many corners of Turkey chasing after lovely pictures. However, my journey to Aydın has always been distinct and thrilling because it means wandering around the city’s past and the cultural layers intertwined with its present, and seeing the beauties revealed by the transformations in nature when the light is purest. I arrived at the city and found everything as portrayed in Ara Güler’s book Aphrodisias Scream. “The dark yellow sun was sprinkling a gold-colored spell over the city. The sky was deep blue, but the rays of yellow sunlight were bright and shiny.” I headed for the district of Kuşadası, believing that the beach is the best way to enjoy the cheerful winter sun that warms us. The winding road passed through the hills covered with olive groves and brought me to the coast of Kuşadası, which resembled lacework reflecting the harmony between blue and green, history and nature. Güvercinada, which connected a thin, long breakwater -regarded as the district’s symbol and bearer of good fortune- to the coast, looked like a location straight out of a movie with its castle built on rocks. One of Turkey’s most prominent sea gates, the district was one of the busiest ports of the Anatolian coast during antiquity and has always been beautiful. Many resources cite it as the favorite city of the historian Herodotus. Over the last 50 years, it has
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'ten ABD eski Başkanı Jimmy Carter'a, şarkıcı Peppino di Capri'den Papa II. Jean Paul'e dek birçok ismi ağırlamış. Buradaki ilk durağım, XVII. yüzyılda yapılan Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı oluyor. Kervansarayın revaklarla çevrili geniş iç avlusunda dolaştıktan sonra, çarşının içinden geçerek eski Kuşadası evleriyle dolu Camiatik Mahallesi’ne uğruyorum. Ardından da sarp kanyonların dağları yararak eşsiz koylar oluşturduğu Dilek Yarımadası'na geçip Bizans döneminde önemli bir inanç merkezi olan Kadıkalesi'nde, Samos (Sisam) Adası'na karşı huzur verici manzaranın tadını çıkarıyorum.
Hayatın renklerini kovalamaya alışkın gözler için Aydın, görsel harikalar galerisinden farksız. Yörenin doğal güzelliklerini keşfetmek üzere kırlara gitmek iyi fikir. Kuşadası’ndan Söke’ye giden yolun bitmesini hiç istemiyor insan. İyonlardan Osmanlılara tarih boyunca sayısız uygarlığa bereket dağıtan Söke Ovası'nın Ege Denizi'yle buluştuğu sığ kıyılar kilometrelerce uzunlukta. Asırlık taş evleri ve zeytinliklerle kaplı tepeleriyle Doğanbey köyü Toskana vadilerini aratmıyor. Büyük Menderes Nehri'nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle deniz, kara ve lagün iç içe. welcomed many notable guests from the Queen of the United Kingdom Elizabeth II to former U.S. President Jimmy Carter, singer Peppino di Capri to Pope Jean Paul II. My first stop is Öküz Mehmet Paşa Caravanserai built in the 17th century. After exploring its vast inner courtyard surrounded by porticos, I walk through the market and visit the neighborhood of Camiatik, filled with old Kuşadası houses. Next, I travel to Dilek Peninsula, where steep canyons give birth to peerless coves by piercing the mountains, and enjoy the tranquility watching the island of Samos at Kadıkalesi, which used to be an important belief center during the Byzantine period.
For those who are used to pursuing the colors of life, Aydın is no less than a gallery of visual wonders. It’s a good idea to visit the prairies to explore the local natural beauties. You don’t want the road to end as you drive from Kuşadası to Söke. Offering abundance to innumerable civilizations from the Ionians to the Ottomans throughout history, Söke Plain meets the Aegean Sea along a kilometers-long shallow coast. Covered with centennial stone houses and olive orchards, the village of Doğanbey could rival the valleys of Tuscany. As a result of the alluvial deposits carried by the Büyük Menderes River, here, the sea, land, and lagoon are all intertwined. The
El değmemiş harabelerle dolu tepelerden Karine Gölü'ne uzanan dolgu yol sazlıkların ve nar ağaçlarının arasından su kıyısına gidiyor. Civar, ilginç kuş türleriyle dolu. Kış aylarında pembe flamingo sürüleri geliyor. Dalyanın ağzındaki balıkçı kolonisi ise Steinbeck öykülerinden çıkmış gibi... Balıkçılar, her yıl mayıs ayına doğru denizin ağzını on binlerce kargıdan oluşan doğal bir çitle kapatıyorlar. Böylece içeride kalan balıkları kış aylarında rahatça avlıyorlar. Buradan bakınca denizden kilometrelerce uzakta kalan Ege Bölgesi'nin en büyük gölü Bafa'nın bir zamanlar büyük ve korunaklı bir körfez olduğuna inanmak zor. Gizemli bir kayalar ormanını çağrıştıran Latmos (Beşparmak) Dağları’nın eteklerindeki göl ve kıyıları ise sayısız hazine saklıyor: manastırlarla süslü adacıklar, 9 bin yıllık mağara resimleriyle bezeli kaya kovukları, Herakleia antik kentinin kalıntıları ve Anadolu mitolojisinin en güzel hikâyeleri!
Aydın’a gelip yöredeki antik kentlere ve kutsal alanlara kayıtsız kalmak mümkün mü? Antik Çağ'ın yedi bilgesinden biri olan matematikçi Thales'in memleketi, filozoflar yurdu Milet burada. Tarihteki ilk ızgara planlı şehir olan, Büyük İskender'in gözdesi Priene burada. Antik Çağ’ın en büyük tapınaklarından birine ev sahipliği yapan Didyma, Aydın'ın simgesi üç gözlü Tralleis burada. Adını Menderes Nehri’nden alan antik şehir Magnesia Meander, eski bir Ka- causeway starts from hills with pristine remains to Lake Karine and reaches the coast passing through reeds and pomegranate trees. The surroundings are home to interesting bird species. In winter, the region is flocked by pink flamingos. The fishing colony at the mouth of the fishpond looks as if taken out of Steinbeck’s short stories. Around May every year, the fishermen close the mouth of the sea with a natural fence composed of tens of thousands of spears in order to make fishing easier in winter months. It’s hard to believe that Bafa, which stands kilometers away and is the largest lake in the Aegean region of Turkey, was once a big and sheltered bay. Situated at the foot of Latmus (Beşparmak) Mountains, which resemble a mysterious forest of rocks, the lake and its banks hide many treasures: islets adorned with monasteries, rock caves decorated with 9,000-yearold cave paintings, the remains of the ancient city of Heracleia by Latmus, and the best stories of Anatolian mythology.
It’s impossible to visit Aydın and to overlook the nearby ancient cities and sacred grounds. The region is home to Miletus, the city of philosophers and the hometown of the mathematician Thales, one of the Seven Wise Men of Antiquity; Priene, the first city in history with a grid plan and Alexander the Great’s favorite; Didyma which is home to one of the biggest temples of antiquity; Tralles, known for the remnants of its gymnasium (Üçgözler, Three Eyes) and the symbol of Aydın; the ancient
ria kenti olan Alabanda, Alinda, Gerga ve Nysa da… Çevresinde yaptığım tarih yüklü geziden sonra şehrin içine dalıyorum. Etrafındaki antik şehirlerde ortaya çıkarılan eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi'yle XVIII. yüzyıldan kalma Osmanlı eseri Zincirli Han'ı, tarihî camileriyle Aydın yılda yaklaşık dört milyon turist ağırlayan modern bir kent aynı zamanda. Cihanoğlu Külliyesi'ni, Efeler'deki Türkiye’nin ilk Tales Matematik Müzesi'ni, Kuşadası'ndaki Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi'ni, Balat köyündeki İlyas Bey Camii'ni ve Germencik kaplıcasını listenize ekleyerek Aydın gezinizi zenginleştirmek elinizde. Priene yakınlarındaki Güllübahçe köyü ise zeytin ağaçlarıyla örtülü tepeleri, denize bakan yumuşak eğimli vadisi; ressam, yazar ve bilim insanlarının yaşadığı zarif taş evleri, dünya güzeli küçük köy meydanı ile Ege’nin ruhunu Batı Anadolu’ya taşıyor. Osmanlı döneminde Güzelhisar adıyla anılan Aydın, Millî Mücadele'de yiğit efeleriyle nam salmış. city of Magnesia Meander which is named after Menderes River; Alabanda which used to be a Carian city; Alinda; Gerga; and Nysa… After this historical tour around the city’s periphery, I travel towards the center. With its Archaeology Museum that displays artifacts found in the surrounding ancient cities, Zincirli Inn which is an Ottoman structure from the 18th century, and historic mosques, Aydın is also a modern city welcoming nearly 4 million visitors every year. You can enrich your tour around Aydın with Cihanoğlu Kulliyyah; Thales Mathematics Museum in Efeler, the first mathematics museum in Turkey; Oleatrium Olive and Olive Oil History Museum in Kuşadası; İlyas Bey Mosque in the village of Balat; and the hot springs in Germencik. The village of Güllübahçe near Priene instills the Aegean spirit into western Anatolia with its hills covered in olive trees, slightly sloped valley overlooking the sea, elegant stone houses inhabited by painters, authors and scientists, and outstanding small village square. Known by the name of Güzel-
Efe kültürü yörede gerek oyunları gerekse sembol hâline gelmiş körüklü çizmeleriyle günümüzde de yaşıyor. Söke'nin çeyrek asırlık körüklü çizme zanaatkârı İhsan Taş, yüzde yüz doğal malzemeden yaptığı çizmelerin yerel kültürün önemli bir parçası olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Giyenin yürüyüşü değişir, efe gibi yürür.” Aydın'daki körüklü çizmelerin yanı sıra, Priene Pazarı'nda el yapımı bez bebeklere, Yenipazar’da “tel kırma” denen iğne oyalı yazmalara, renk renk Yörük kilimlerine, Karacasu Çarşısı'nda hediyelik mini semerlere, el yapımı yorgan ve yastık kılıflarına göz atmadan geçmiyor şehre gelenler.
Şehri geride bırakıp Ege’nin ışıklı peyzajı arasında yol ala ala Tavas yönünde ilerliyorum. Ortaklar Dörtyol'da mola verip çöp şiş yemek, artık Aydın'a özgü bir klasik. Ayrıca İzmir - Aydın otoyolu çıkışında meşhur Çine köftesinin, Didim'de mevsim balıklarının, Karacasu Çarşısı'nda ya da Yenipazar'da nefis pidelerin, zeytinyağlı mezelerin, tahinli kabak tatlısının, tandır kebabının ve turunç reçelinin tadına bakmak tercihinize kalmış. Yemek molasından sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan Millî Mücadele'nin kahramanlarından Yörük Ali Efe adına kurulan müzeyi gezmek için uğradığım Yenipazar, Türkiye'nin “yavaş şehir”lerinden biri. Sakin ve sessiz bir hayat süren Yenipazar insanları yüzlerinde bir gülümsemeyle karşılıyor ilçelerine gelen misafirleri. hisar during the Ottoman period, Aydın gained a reputation for its brave “efes” during the national fight for independence. This folklore is kept alive both with local dances and the symbolic leather bellow boots. İhsan Taş, who has been making these boots in Söke for a quarter of a century, says he uses completely natural materials to make the boots which are an essential part of the local culture. “Once you wear them, you start walking like an efe.” In addition to bellow boots, visitors in Aydın also take a look at handmade rag dolls at Priene Market, scarves with needle lace called “tel kırma” at Yenipazar, colorful Yoruk rugs, tiny saddles as souvenirs at Karacasu Market, and handsewn duvets and pillowcases.
I leave the city behind and drive towards Tavas through the illuminated landscape of the Aegean. It’s almost a local tradition to stop by Ortaklar Dörtyol to eat çöp şiş (meat on skewers). Other options include the famous Çine meatballs on the Izmir-Aydın highway exit, seasonal fish in Didim, delicious pide (flatbread with various toppings) and olive oil side dishes, pumpkin dessert with tahini, tandoori kebab, or citrus jam at Karacasu Market or Yenipazar. After this tasty break, I arrive at Yenipazar to visit the museum founded to honor Yörük Ali Efe, one of the heroes of the Turkish national struggle that led to the foundation of the Republic of Turkey. Yenipazar is one of the “slow cities” in Turkey. Leading a tranquil life, the people of Yenipazar welcome guests with a happy smile on their faces.
Nazilli'ye bağlı Arpaz da (Esenköy) yolumuzu uzatmaya değecek kadar ilginç bir yer. XVIII. yüzyılda Rodoslu taş ustalarının inşa ettiği Cihanoğlu Kulesi'nin pitoresk görüntüsünü hemen arkasındaki dünya güzeli Türk konağı ve sırtını yasladığı tepe üzerindeki Karia kenti Harpasos'un dev taş bloklarından kalanlar tamamlıyor. Nazilli'nin kapı komşusu Kuyucak, Türk edebiyatının özgün yazarlarından Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf romanına ilham vermiş.
Afrodit'in efsanevi kentine yaklaştıkça Ara Güler'in Afrodisias fotoğrafları gözümde canlanıyor. Güler'in Aydın'ın doğu ucundaki bir barajın fotoğraflarını çekmek için gittiği ve şoförünün yolu kaybetmesiyle tesadüf eseri keşfedip dünyaya tanıttığı Afrodisias, önce kenti koruyan antik surları, ardından da Tetrapylon denen anıtsal kapısıyla görüş sahama giriyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan antik kentin girişindeki meydanın bir ucu Afrodisias Müzesi'ne, bir ucu ise Ara Güler Sergisi'ne açılıyor. Ara Güler gibi ben de Afrodisias'ın etkileyici sokaklarında geziniyorum. Bol bol fotoğraf çekip antik tiyatronun taş basamaklarında “Aydın’ın geçmişteki ışığı bugüne kadar ulaşıyor; ben de şimdi bu ışığın içindeyim.” diye mırıldanıyor ve ekliyorum: “Aydın sen gerçek bir mutluluk kaynağısın.”
Situated in the district of Nazilli, Arpaz (also known as Esenköy) offers an interesting reroute. The picturesque view of the Cihanoğlu Tower, built by Rhodian stonemasons in the 18th century, is completed by the lovely Turkish mansion right behind and the remains of giant stone blocks in the ancient Carian city of Harpasus on the hill it leans upon. Kuyucak, Nazilli’s neighboring district, inspired the novel Kuyucaklı Yusuf (Yusuf of Kuyucak) by Sabahattin Ali, one of the most unique authors in the history of Turkish literature.
As I drive closer to the legendary city of Aphrodite, I start visualizing the photographs of Aphrodisias by Ara Güler. Coincidentally discovered by Güler when the driver lost the way as they were traveling to take pictures of a dam in the eastern end of Aydın, Aphrodisias was introduced to the world by the photographer. It seeps into my field of vision first with its ancient walls and then with the monumental gate called Tetrapylon. Included on the UNESCO World Heritage List, the ancient city’s entrance square leads to Aphrodisias Museum on one end and the Ara Güler exhibition on the other. Following his footsteps, I walk around the impressive streets of Aphrodisias, taking lots of pictures. I stand on the stone steps of the ancient theater and murmur to myself, “Aydın’s past light reaches the present and I am a part of it. Aydın, you really are a source of happiness.”