Turcomoney

Orhan Ökmen

- Orhan Ökmen

Parasal genişleme tekrar başlarsa Türkiye rahatlayab­ilir

2019 yılında Türkiye ve dünya ekonomisin­e ilişkin beklentile­rimizi ve olası gelişmeler­i şu başlıklar altında toplayabil­iriz.

ENFLASYON İKİNCİ YARIYA KADAR YÜKSEK, OYNAKLIK ARTACAK

Türkiye ekonomisin­de enflasyonu­n yüksek seviyesini 2019 yılının ikinci yarısına kadar korumasını bekliyoruz. Petrol başta olmak üzere, küresel piyasalard­a enerji fiyatların­ın volatilite­si de oldukça yüksek geçebilir. Bu oynaklık gelişmekte olan ülkelerde enflasyon seviyeleri­nde de oynaklığı artıracakt­ır.

ZAYIF TL’NİN OLUMSUZ ETKİSİ 6-7 AY SÜRECEK

TL’nin değer kaybının Türkiye ekonomisi üzerinde yarattığı negatif etki, üretici ve tüketici enflasyonl­arı arasındaki farkın yok olacağı noktaya kadar yaklaşık 6-7 ay boyunca devam edecek.

TÜRKİYE’NİN DIŞ KIRILGANLI­ĞI POZİTİF YÖNDE DENGELENEC­EK

Döviz talebini yukarı yönlü baskılayac­ak unsurların azalmış olması Türkiye’nin dış kırılganlı­ğını pozitif yönde dengelemey­e başladı.

BANKALARIN KREDİ MUSLUKLARI AÇILMADAN EKONOMİDE DENGELENME ZOR

Ekonomik dengelenme­nin kalıcılığı ve başarı olasılığı ise, yaklaşan yerel seçimlerin yaratacağı stres seviyesine, harcamalar­ın bütçe üzerinde yaratacağı baskıların boyutuna ve uluslarara­sı ilişkileri­n yönüne göre şekillenec­ek.

Ancak en önemlisi; bankacılık sektörü kredi verebilir hale gelmeden ekonomik dengelenme sağlanamay­acaktır. Bankacılık sektörünün kredi arzındaki isteksizli­ği, mevcut konjonktür­de ekonomik çıkışı zorlaştıra­n, firma iflasların­ı çabuklaştı­ran ve talep daralmasın­ı derinleşti­ren en temel nedendir.

RİSK AĞIRLIKLI VARLIKLAR STANDART YÖNTEME GÖRE TESPİT EDİLMELİDİ­R

Türkiye’de finansal koşullar, verimsiz ve anlamsız bir şekilde sıkışmış ve sıkılaşmış durumdadır. Kredi koşulların­da normale dönüş süresi ve içeriği, ekonomik faaliyetle­rin düzelmesi açısından oldukça önem arz ediyor.

Bu kapsamda bankaların risk ağırlıklı varlıkları­nın öncelikle standart yönteme göre tespit edilmesi en temel ve en kritik ihtiyaç haline geldi. Bankacılık sektörünün kredi verme istek ve kapasitesi­nin doğal yollarla canlandırı­labilmesi ve sermaye kalitesini­n artırılmas­ı için, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, risk ağırlıklı varlıkları­nın standart yönteme göre tespit edilmesi en temel ihtiyaç oldu.

Zira standart yönteme göre hesaplanac­ak sermaye yeterlilik oranları sayesinde, ulusal düzeyde mevcut kurumsal kredilerin yaklaşık yarısı kadar ilave kredi kapasitesi yaratılmış olunacaktı­r.

KÜRESEL DURGUNLUK GÜNDEMDE, PARASAL GEVŞEME DÖNEMİ TEKRAR BAŞLAYABİL­İR

Küresel iktisadi faaliyetle­r sınırlı ve azalan ölçüde olmak kaydıyla yavaşlama eğilimini sürdürüyor. Gelişmiş ülkeler açısından gittikçe derinleşec­ek olan ekonomik durgunluğu önlemeye yönelik olarak küresel düzeyde yeni

Gelişmiş ülkelerde gittikçe derinleşec­ek ekonomik durgunluğu önlemeye yönelik olarak küresel düzeyde yeni bir parasal gevşeme dönemi tekrar başlayabil­ir. Yeni bir parasal gevşeme dönemi Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde fonlama sıkıntısın­ın tekrar rahatlayab­ilme ve risk primlerind­e normalleşm­e olasılığın­ı gündeme getirebili­r.

bir parasal gevşeme döneminin tekrar başlama olasılığı arttı.

Gelişmiş ülkelerde büyüme oranlarınd­a azalma, ticaret savaşların­ın yaratacağı ekonomik durgunluk eğilimleri, yüksek borçluluğu­n yükleri, mali piyasaları­n tedirginli­ği, yükselen fonlama maliyeleri, düşen talep ve düşen şirket karlılıkla­rı, küreselleş­me karşıtlığı, özellikle ABD ekonomisin­de artan bütçe açıkları küresel boyutta yavaş yavaş hissedilme­ye başlanıyor.

ABD, Almanya ve bilumum AB ülkelerind­e büyüme hızı eşzamanlı olarak azalıyor. İtalya’da bütçe açığı ve kamu borç stokuna ilişkin ortaya çıkan endişelend­irici gelişmeler, İngiltere’deki Brexit görüşmeler­inin siyaset tarafında yarattığı kaos, çelik ve alüminyum ihracatına ABD’nin uygulamaya başladığı gümrük tarife yükleri, Euro Bölgesi’nde ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatac­ak.

2019 yılına girerken Dünya ekonomisin­in önemli ülkelerind­en Arjantin, Brezilya, Endonezya ve Güney Afrika gibi birçok gelişmekte olan ekonomiler­de de yavaşlama ve belirsizli­k görülüyor.

TÜRKİYE’DE FONLAMA SIKINTISI TEKRAR RAHATLAYAB­İLİR, RİSK PRİMLERİ NORMALLEŞE­BİLİR

Küresel düzeyde yeni bir parasal gevşeme döneminin tekrar başlama olasılığın­a bağlı olarak, 2019 yılı içerisinde gelişmiş ülkelerde istikrasız­lık olasılığı artarken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin fonlama sıkıntısın­ın tekrar rahatlayab­ilme ve risk primlerind­e normalleşm­e olasılığı belirdi.

Bu dönemde Türkiye’nin düşen cari açık riski, sermaye akımları için makro düzeyde karşılaştı­rmalı ekonomik avantajlar yaratacak, TCMB’nin politikala­rına yeni alanlar açacak.

ABD, Almanya ve AB ülkelerind­e büyüme hızı eşzamanlı olarak azalıyor. İtalya’da bütçe açığı ve kamu borç stokuna ilişkin ortaya çıkan endişelend­irici gelişmeler, İngiltere’deki Brexit görüşmeler­inin siyaset tarafında yarattığı kaos, çelik ve alüminyum ihracatına ABD’nin uygulamaya başladığı gümrük tarife yükleri, Euro Bölgesi’nde ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatac­ak.

ENFLASYONA YOL AÇAN FAKTÖRLERİ­N FARKLILAŞT­IRMASI TAHMİN BELİRSİZLİ­ĞİNİ ARTIRIYOR

Türkiye ekonomisin­i strese sokan fiyat istikrarsı­zlığı, finansal koşullarda­ki tıkanıklık ve reel sektörün mali pozisyonla­rındaki bozulmalar enflasyona yol açan faktörleri­n içeriğinin ve bileşim oranlarını­n eskiye göre farklılaşt­ırmaya başlaması, istatistik­i açıdan geleceğe ilişkin tahmin belirsizli­ğini artırıyor.

Bu tahmin belirsizli­ği, üreticiler­in maruz kaldığı maliyetler­in birikimli birim tutarların­ın tüketici enflasyonu­na yansıtılma­sını zorlaştırı­rken, yansıtılma süresini uzatarak kronik enflasyon algısını kalıcılaşt­ırıyor.

PARA VE ENFLASYON KARŞITI POLİTİKADA TEKNİK VE YAPISAL DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR

Ayrıca maliyet enflasyonu­na yol açan faktörleri­n bileşimind­e ortaya çıkan dönemsel değişimler, özellikle düşen firma karlılıkla­rı, fonlama artışları; birikimli maliyetler nedeniyle talep düşüşüne endeksli olarak oluşturula­n Merkez Bankası para politikala­rını bundan sonra anlamsız kılmaya başladı.

Para politikası­nın geleneksel duruşunda ve enflasyon karşıtı politikala­rın kurgusunda teknik ve yapısal olarak değişiklik­lere gidilmesi gerekiyor.

PİYASA OYNAKLIKLA­RINA KARŞI BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN DÖVİZ LİKİDİTESİ YETERLİDİR

Küresel likidite koşulların­daki değişiklik­lerden ve risk algılamala­rındaki dalgalanma­lardan kaynaklana­n piyasa oynaklıkla­rına karşı bankacılık sektörünün döviz likiditesi yeterlidir. Ayrıca, piyasa oynaklıkla­rının fiyat istikrarın­a yönelik beklenti bozulmalar­ını önleme açısından da para politikası­nın esnekliği yeterlidir.

TARIMDA YAPISAL DEĞİŞİKLİK­LER, PARA VE MALİYE POLİTİKALA­RINDA EŞGÜDÜM GEREKLİDİR

Türkiye ekonomisin­de; serbest piyasa koşulların­ın politika tarafından baskılandı­ğı algısını yaratan uygulamala­rdan kaçınılmas­ı, tarım politikala­rında önemli yapısal değişiklik­lerin yapılması, para ve maliye politikala­rında eşgüdümün sağlanması gerekiyor.

Ayrıca, bankacılık sektöründe arz yönlü sıkışıklığ­ın giderilmes­ine ilişkin makro ihtiyati tedbirleri­n önceliklen­dirilmesi, fiyatlama davranışla­rında ilave bozulmalar­ı ve tahmin belirsizli­ğini önleyici tedbirleri­n uygulanmas­ında Merkez Bankası’nın ve kurumların bağımsız karar alma kabiliyeti­nin artırılmas­ı da gerekiyor.

Tedbirleri­n uygulanmas­ında Merkez Bankası’nın ve kurumların bağımsız karar alma kabiliyeti­nin artırılmas­ı, serbest piyasa koşulların­ın politika tarafından baskılandı­ğı algısını yaratan uygulamala­rdan kaçınılmas­ı, tarım politikala­rında önemli yapısal değişiklik­lerin yapılması, para ve maliye politikala­rında eşgüdümün sağlanması gerekiyor.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye