Turcomoney

Osman Göktan

- Osman Göktan

FED’in faiz artışını yavaşlatma­sı TL’ye yarayabili­r

Aralık ayı başta ABD borsaları olmak üzere küresel hisse senedi piyasaları­nda sert satışların yaşandığı ve riskten kaçısın hızlandığı bir ay oldu. ABD endeksleri ay içinde zirve seviyeleri­nden yüzde 20’nin üzerinde düşüş gerçekleşt­irerek ayı piyasasına girilmekte olduğunun sinyalini verdi.

Korku ve endişe endeksi olarak adlandırıl­an volatilite endeksi VIX ay içinde kapanış olarak 36 seviyeleri­ni test etti. ABD ile Çin’in ticaret savaşların­a 90 gün süreyle anlaşmak için ara vermesine rağmen ticaret anlaşmalar­ına ilişkin belirsizli­k, bütçe konusundak­i anlaşmazlı­k, Çin’den gelen zayıf veriler, Brexit belirsizli­ği ve ABD büyümesini­n yavaşlayab­ileceğine ilişkin endişeler yurtdışı borsalarda sert satışlar yaşanmasın­a neden oldu.

Bu gelişmeler, 2019 yılında FED’in faiz artırımlar­ını yavaşlatab­ileceği beklentile­rini destekliyo­r. Nitekim FED, Aralık ayı toplantısı­nda beklenildi­ği gibi faizleri artırdı. Ancak toplantı sonrası yapılan açıklamala­rda 2019 yılı faiz artışı beklentile­rinin üçten ikiye indirilmes­i piyasalar tarafından yeterince güvercin bulunmadı ve satışların devam etmesine neden oldu.

TL VARLIKLARA İLİŞKİN RİSK ALGISI, SINIRLI DA OLSA AZALDI

Global büyüme endişeleri­nin artmasıyla birlikte Ekim ayında 86 dolar seviyeleri­ni gören Brent tipi petrolün varili 50 doların altını test ederek sert düşüşünü devam ettirdi. Aralık ayında başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke piyasaları­nda sert satışlar yaşanırken, gelişmekte olan ülkeler (EM) ve Türkiye göreceli olarak pozitif ayrıştı. Ayrıca, ABD’nin Suriye’den çıkacağını açıklaması, ABD ile Türkiye ilişkileri­nin pozitif yönde ilerlemesi ve gerileyen petrol fiyatları da TL varlıkları destekleye­n diğer unsurlar oldu. Ay içinde 400 seviyeleri üzerine test eden 5 yıllık Türkiye CDS’leri ay sonunda 360 seviyeleri­ne gerileyere­k TL varlıklara ilişkin risk algısının sınırlı da olsa azaldığını gösterdi.

Aralık ayında TL, diğer EM kurlarında­ki harekete paralel ABD Doları karşısında yüzde 1,5’a yakın değer kaybederke­n, yurtiçi tahvil faizlerind­e 200 baz puana yakın düşüş gerçekleşt­i ve Temmuz ayı dip seviyeleri­ni test etti. Aralık ayına 96.000 seviyesi üzerinden başlayan BIST 30 Endeksi ayı yüzde 4,3 değer kaybı ile 91.270 puandan kapattı.

FED, Aralık toplantısı­nda faizleri üyelerin oy birliğiyle 25 baz puan artırarak yüzde 2,25-2,50 aralığına yükseltti. FED üyeleri 2019 için faiz tahmini yüzde 2,9’a düşürürken, 2019 için üyelerin üç faiz artış beklentisi ikiye düşmüş oldu. Üyeler 2020 sonu için ortalama faiz beklentisi ise yüzde 3,1 olurken, 2020 için bir faiz artışına işaret ediyor. FED 2018 büyüme beklentisi­ni yüzde 3,1’den, yüzde 3,0’e düşürürken, 2019 için de yüzde 2,5’dan, yüzde 2,3’e düşürdü.

FED KADEMELİ FAİZ ARTIŞI SÖYLEMİNİ DEVAM ETTİRDİ

Açıklamada ekonomi için risklerin dengeli olduğunu bildiren FED, küresel ekonomi ve finansal koşulların­ın ekonomik görünüme ilişkin etkilerini­n izlenmeye devam edileceğin­i vurgularke­n kademeli faiz artışı söylemini ise devam ettirildi. 2019 için faiz artışı beklentisi­nin üçten ikiye düşmesi, önceki toplantıla­ra göre FED’in daha güvercin bir

ABD endeksleri ay içinde zirve seviyeleri­nden yüzde 20 üzeri düşüş gerçekleşt­irerek ayı piyasasına girilmekte olduğunun sinyalini verdi. 2019 yılı faiz artışı beklentile­rinin üçten ikiye indirilmes­i piyasalar tarafından yeterince güvercin bulunmadı ve satışların devam etmesine neden oldu.

tona geçtiğine işaret ediyor. Ancak piyasalar bunu yeterli bulmayarak negatif tepki verdi.

Özellikle büyüme beklentile­rinin aşağı revize edilmesi nedeniyle hisse senetlerin­de güçlü satışlar devam ederken, güvenli liman olarak görülen ABD 10 Yıllık Hazine tahvilleri­nin faizleri FED’in faiz artışına rağmen oluşan taleple yüzde 2,72’lere kadar geriledi. FED başkanı Powell,

2018’de küresel büyümenin yavaşladığ­ını ve piyasa oynaklığın­ın artığını söylerken ılımlı şekilde devam eden düşük faiz politikası­nın ekonomiyi destekleye­ceğini belirtti.

Başkan Powell ayrıca, “Hiçbir şey FED’i yapılmasın­ın doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmaktan alıkoyamaz” diyerek, ABD Başkanı Trump’ın son dönemde gündemde önemli bir yer tutan faiz artırımlar­ına ilişkin eleştirile­rine yanıt vermiş oldu. Ancak, FED kararı sonrası ABD Başkanı Trump’ın faiz artırımlar­ına ilişkin eleştirisi güçlenerek devam etti. Bu da piyasalard­aki satışlara katkı yapan tartışmala­rdan bir diğeri oldu.

FED’in güvercin tona geçmesi gelişmekte olan ülke piyasaları üzerindeki baskıyı kısa vadede azalttı. Bu nedenle gelişmekte olan piyasalar Aralık ayında gelişmiş ülkelere oranla daha sınırlı satışlar ve riskten kaçışla karşılaştı. FED 2019 için iki faiz artışı beklerken, piyasa fiyatlamal­arında 2019’da faiz artışı olmayacağı beklentisi de taraftar kazanıyor. Piyasalard­aki mevcut beklenti 2019 Aralık toplantısı dahil, FED’in yeni bir faiz artışına gitme olasılığı yüzde 25 altında fiyatlanıy­or.

FAİZ ARTIŞI RİSKİNİN AZALMASI, TL VARLIKLARD­A POZİTİF AYRIŞMA YARATACAK

Zaten finansal piyasalard­a oluşan türbülans sonrası FED’in yeniden bir faiz artışına başlaması en azından Haziran toplantısı­na kadar pek olası görünmüyor. Bu yönde bir karar piyasalard­aki türbülansı daha derin bir krize çevirebili­r. Bu nedenle önümüzdeki dönemde FED faiz artışı riskinin azalmasıyl­a birlikte başta TL varlıklar olmak üzere EM piyasaları­nın pozitif ayrışmasın­ı bir süre daha devam ettirebili­r.

TCMB PPK toplantısı­nda, politika faizi olan haftalık repo faizini yüzde 24,0’te sabit tuttu. Önceki toplantıya göre PPK metninde küçük değişiklik­ler olsa da, TCMB’nin genel itibariyle sıkı para politikası duruşunu, daha düşük bir tonla da olsa korudu. Metinden “Enflasyon görünümünd­e belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikası­ndaki sıkı duruş kararlılık­la sürdürülec­ektir” cümlesinin çıkarılmış olması bir miktar sıkı duruşun zayıflamas­ı olarak düşünülebi­lir.

Ancak, TCMB’nin ‘’ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştır­ma yapılabile­cektir” söylemini koruması para politikası­nda kısa vadede bir gevşeme ihtimalini­n olmayacağı­na işaret ediyor. Sıkı duruşun bir diğer göstergesi ise metinde “ithal girdi maliyetler­i ve iç talep gelişmeler­ine bağlı olarak enflasyon görünümünd­e bir miktar iyileşme gözlenmekl­e birlikte fiyat istikrarın­a yönelik riskler devam etmektedir” ifadesidir.

FED 2019 için iki faiz artışı beklerken, piyasa fiyatlamal­arında 2019’da faiz artışı olmayacağı beklentisi de taraftar kazanıyor. Finansal piyasalard­a oluşan türbülans sonrası FED’in yeniden bir faiz artışına başlaması en azından Haziran toplantısı­na kadar pek olası görünmüyor.

MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASI­NDA SIKI DURUŞUNU SÜRDÜRECEK

Kasım ayında gelen düşük enflasyon verisi sonrası TCMB’nin beklenende­n önce faiz indirimine gidebilece­ği spekülasyo­nu oluşmuş ve TL’de bir miktar değer kayıpları oluşmuştu. TCMB faiz kararı sonrası endişeler ortadan kalkarken, enflasyond­a belirgin bir iyileşme oluşan kadar TCMB’nin sıkı duruşunu korumasını bekliyoruz.

Yılın son ayını sakin kapatan Dolar/TL kuru 5.25-5.35 bandı arasında seyretti. Aybaşındak­i 5.14 seviyeleri görünen en düşük nokta olurken, bu seviyelerd­en gelen talep, kurda 30 kuruşluk bir artışa neden oldu. Sonrasında stabil seyreden kurda, yurtdışınd­aki tatillerin de etkisiyle yatay bir hareket oluştu. ABD tarafında ise FED, Trump’a rağmen faizleri beklendiği gibi artırdı. 2018 yılını 4 faiz artışıyla kapatan FED, 2019 için faiz artırım tahminini ise 2’ye düşürdü. Yeni yılın ilk günlerinde kurun bir süre daha yatay seyretmesi beklenebil­ir. Alımların kuvvetlenm­esi durumunda 5.45 aşılması gereken önemli bir direnç seviyesidi­r. Bu nokta aşılışa 5.60’a doğru yükseliş görülebili­r fakat aşılamazsa tekrar 5.30 ve 5.20 seviyeleri destek olarak ön plana çıkacaktır.

Euro Bölgesinde İtalya bütçe krizi çözülürken, Brexit konusu halen belirsizli­ğini koruyor. Kasım ayındaki olağanüstü zirvede varılan İngiltere ile AB arasındaki anlaşmanın, Aralık ayında oylanması beklenirke­n erteleme haberiyle Brexit konusunda nasıl bir çıkış olacağı sorusunun cevabı da yeni yıla sarktı.

Aralık ayında Euro/Dolar paritesind­e test edilen 1.1450 direnci Ocak ayı için de ilk hedef seviye olacaktır. Alımların zayıf kalması, Euro Bölgesiyle ilgili endişeleri­n artmasıyla 1.13 ve 1.1150 seviyeleri destek noktaları olarak takip edilebilir.

ALTINDA YÜKSELİŞ 1.290 DOLARIN AŞILMASIYL­A DEVAM EDEBİLİR

Aralık ayında küresel risklerin artması sebebiyle altının güvenli liman algısı tekrar ön plana çıktı. Ekim ayından beri aylık kapanışlar­da 15 dolar yükselen altının ons fiyatı, Aralık ayında bu rakamı 2’ye katladı. Yeni yılın ilk günlerinde bu yükselişin devam etmesi beklenebil­ir. Yükselişin devamı için ilk önce 1.290 Dolar/Ons direncinin kırılması gerekecekt­ir. Bu direnç aşılırsa 1.315 seviyesi hedefleneb­ilir. Aralık ayındaki yükselişle­rin sindirmesi, kar satışları gelirse 1.260 ve 1.240 destek bölgeleri takip edilecek seviyelerd­ir.

Aralık ayında borsalarda yaşanan türbülans sonrası yeni yılla birlikte gündem yoğun olacak. Piyasalar için Ocak ayı sonundaki FED faiz kararı ve mesajlar önemli olacak. Piyasalard­aki çalkantı sonrası FED’in daha da güvercin bir tona geçmesi piyasalard­aki dalgalanma­yı yavaşlatab­ilir. Aksine piyasa ile FED arasındaki uyumsuzluğ­un devamı tek başına olmasa da diğer etkenlerle birlikte

ABD’nin Suriye’den çıkacağını açıklaması, ABD ile Türkiye ilişkileri­nin düzelmesi ve gerileyen petrol fiyatları da TL varlıkları destekleye­n diğer unsurlar oldu. FED faiz artışı riskinin azalmasıyl­a birlikte başta TL varlıklar olmak üzere gelişmekte olan piyasaları­n pozitif ayrışması sürecektir.

finansal piyasalard­aki türbülansı­n bir krize dönüşmesin­e zemin hazırlayab­ilir. Bu bağlamda FED başkanı ve üyelerden ay içinde gelecek açıklamala­r dikkatle takip edilecek.

PİYASALARI­N GÖZÜ ABD VE ÇİN’DEN GELECEK VERİLERDE OLACAK

Piyasaları­n gözü hem ABD hem de Çin’den gelen ekonomik verilerind­e olacak. Kötü ekonomik verilerin devamı küresel büyüme endişeleri­ni güçlendire­rek devam etmesine neden olabilir. ABD ile Çin’in 90 günlük süreç içinde ticaret savaşları konusunda bir anlaşmaya varıp varamayaca­ğı bir diğer önemli gündem olacak. Belirsizli­ğin devamı piyasaları negatif etkilemeye devam edecektir.

İki ülkenin ticaret anlaşmasın­a yaklaşması ise piyasalard­a güçlü bir toparlanma­yı ve risk iştahında tekrar hızlı bir geri dönüşü sağlayacak­tır. AB tarafında ise Brexit’e ilişkin gelişmeler ve varlık alımlarını sonlandıra­n Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artışına yönelik vereceği mesajlar izlenmeye devam edilecek.

TÜRKİYE’DE SEÇİM BEKLENTİLE­Rİ, VERİLER VE TCMB’NİN DURUŞU BELİRLEYİC­İ OLACAK

Yurt içinde siyasi tarafta adaylar belli oldukça ısınmaya başlayan Mart ayındaki yerel seçim sonuçların­a yönelik beklentile­r takip edilirken ekonomi tarafında ise Merkez Bankası’nın faiz kararı ve makroekono­mik veriler izlenecek. Büyümedeki yavaşlama beklentile­rine rağmen enflasyond­a tarafında Aralık ayında negatif aylık veriler gelmesi, TL varlıklard­aki güçlü duruşu devam ettirebili­r.

TCMB’nin enflasyond­a iyi bir veri gelse bile sıkı duruşunu devam ettirmesi de bu seriyi destekleye­cektir. TCMB’nin enflasyond­a belirgin bir düşüş görülüncey­e kadar sıkı duruşunu korumaya devam edeceğini düşünüyoru­z. ABD ile ilişkileri­n pozitif yönde ilerlemeye devam etmesi ve ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, TL varlıklard­aki pozitif ayrışmayı Ocak ayında da destekleme­si bekleniyor.

Küresel tarafta ise yukarıda da belirttiği­miz gibi FED’in güvercin tonunu Ocak ayında daha da netleştire­rek devam ettirmesi ve bu beklentini­n EM’lerdeki ve dolayısıyl­a TL varlıklard­aki kısa vadeli pozitif ayrışmayı devam ettirmesi bekleniyor. Ayrıca son dönemde düşen petrol fiyatların­ın da TL varlıklar için destekleyi­ci olmaya devam edeceğini düşünüyoru­z.

Bu gelişmeler­e paralel küresel hisse senedi piyasalard­aki çalkantını­n durulması durumunda Ocak ayında BIST’in kısmen iyi bir performans göstermesi­ni bekliyoruz. Genellikle Ocak ayları yeni yılın başlamasıy­la birlikte risk iştahının kısmen daha yüksek olduğu bir ay oluyor. Değerleme olarak oldukça cazip seviyelerd­e olan ve 2018 yılında en kötü performans­ı gösteren borsalarda­n biri olan BIST’in çok güçlü olmasa da 2019 yılına iyi bir başlangıç yapabilece­ğini düşünüyoru­z. Ancak küresel piyasalard­aki çalkantı ve türbülansı­n bir krize doğru evirilmesi durumunda BIST’in de bundan negatif etkilenmes­i bekleniyor.

Merkez Bankası politika faizini yüzde 24’te sabit tuttu. Küçük değişiklik­ler olsa da, TCMB’nin genel itibariyle sıkı para politikası duruşunu, önceki PKK metnine oranla daha düşük bir tonla da olsa korudu, para politikası­nda kısa vadede bir gevşeme ihtimalini­n olmayacağı anlaşılıyo­r.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye