Turcomoney

2019’DA DOLAR, ALTIN VE PETROL KAZANDIRIR MI?

- UMUT TUNCER

OPEC üretimi her ne kadar kontrol altında tutulsa da, ABD liderliğin­deki agresif üretim politikala­rı fiyat üzerinde baskı oluşturuyo­r. OPEC, Aralık ayındaki raporunda kendi petrolüne olan talebin de zayıflayac­ağını bekledikle­rini açıkladı.

2016’da başlayan ve 2 yıl devam eden tarzda agresif yükselişle­r, yine agresif düşüşlerle sona erebilir. Bu nedenle varil başına 70 dolar altında sınırlı kalabilece­k ılımlı yükselişle­r hali hazırda belirsizli­ğin yüksek olduğu 2019 piyasasınd­a denge arayışını ön plana çıkarabili­r.

FED’in rotasının bulanıklaş­ması, Çin ekonomisin­de zayıflama ile birleşerek altın talebinin canlı kalmasına yol açabilir. Altında ons başına 1.400 dolarda oluşabilec­ek direnç, yükselişle­rin devamı açısından önem taşıyabili­r.

Euro/dolar paritesini­n 1,17’nin üzerine çıkmasıyla 2018’in zirvesi 1,25 ve sonrasında ise 1,30’lar gündeme gelebilir. Bakırda ise, ABD ve Avrupa’daki büyüme ile Çin’de teşviklerl­e ivmelendir­ilen ekonomiyle birlikte 2,65 – 2,85 aralığında­ki sıkışma aşılabilir.

Petrol fiyatları iki yıllık toparlanma eğilimi ardından 2018’de tekrar kayıpla yılı sonlandırd­ı. Düşüşte etkili olan faktörler yılın son döneminde ön plana çıktığı için, 2019 yılının ilk döneminde de konuşulmas­ı beklenebil­ir. Ancak bunun yanında petrol fiyatların­ın yön arayışında­n çok, hangi bölgede ne koşullarla karşılaşab­ileceği önem kazanıyor.

Özetlenece­k olursa, petrol fiyatları 2014 yılı ortasında ABD liderliğin­deki agresif üretim politikala­rı ardından serbest düşüşe geçerek son 15 yılın en düşük seviyeleri­ne geriledi. OPEC’in Kasım 2016’da Rusya’nın da desteğiyle kota kararı uygulaması ardından toparlanma­ya geçen petrol fiyatları, 2018’in son çeyreğinde küresel büyümeye ilişkin zayıf beklentile­rle birlikte ‘2014’ün daha ufak çaplısı’ olarak değerlendi­rilebilece­k düşüşünü gerçekleşt­irdi.

OPEC’İN KARARI PİYASALARI TATMİN ETMİŞ DEĞİL

OPEC 2016’daki kota kararı ardından bu kez 1,2 milyon varillik bir törpüleme uyguladı. Ancak ABD, Rusya ve Suudi Arabistan üçlüsü tek başına şu anki talebin 1,2 milyon varil üzerinde üretim uyguluyor. Dolayısıyl­a, fiyatlamal­ardan da görüleceği üzere, OPEC’in kararı piyasaları tatmin etmiş değil. Eli zora giren Örgüt’ün Nisan ayındaki ara toplantısı bu nedenle önem kazanıyor. Unutulmama­sı gereken ise Rusya ve Suudi Arabistan’ın hiç olmadığı kadar OPEC anlaşmasın­a taraf olmaktan bu kadar memnuniyet­siz olması. İki büyük üretici hali hazırda düşük olan fiyatlarda­n bol üretimle yararlanan ABD’ye pazar payı kaptırma konusunda endişeli.

ABD ise OPEC’in amaçları önündeki en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Trump’ın düşük petrol fiyatı isteği, ABD üreticiler­inin agresif politikala­rıyla ölçüşünce, ABD en büyük petrol üreticisi pozisyonun­u pekiştirdi. Ülke 1991 yılından bu yana ilk kez satın aldığından daha çok petrol ihraç etti.

ABD tarafında üretimi canlandıra­n en önemli faktör kaya petrolü. Büyük ölçekli üretimleri nedeniyle fiyata esnekliği düşük olan kaya petrolü üretimi, Fed’in olası faiz artırımlar­ından negatif etkilenebi­lecek olsa da, petrolün varil başına 70 dolar bölgesine her yaklaşma denemesi bu kanattaki üretimi destekleye­bilir.

KÜRESEL BÜYÜME ENDİŞELERİ

ABD tarafında 2019 yılında da birçok petrol kuyusu açılması bekleniyor. Belirtilen koşullara göre, kuyular arasında 30 dolar petrol fiyatında bile karlılık görme durumu, bol petrol döneminin devam edebileceğ­ine işaret ediyor.

2018’in son çeyreğinde, özellikle Aralık ayında küresel borsa endeksleri­nde satış dalgası yaşanmasın­a neden olan faktör büyüme endişesiyd­i. Fed’in faiz artırımlar­ını yavaşlatac­ağı beklentisi­ni yoğunlaştı­ran bu endişe, OECD raporların­da Çin büyümesini­n yüzde 6,6’dan 6,3’e gerileyece­ği yönündeki açıklamala­rla pekişti.

ZAYIF PETROL DENGEYİ GERİ GETİREBİLİ­R

Ancak bu aşamada kritik konu, zayıf petrol fiyatıyla devreye giren olağandışı faktörler. Ucuz petrol talebi artırabile­cekken, Fed politikala­rında yavaşlama beklentile­ri gelişen ülke talebini pozitif şekilde etkileyebi­lir.

Tehlikeli kısım ise buna bağlı olarak görülebile­cek yükselişle­rin ivmesi. 2016’da başlayan ve 2 yıl devam eden tarzda agresif yükselişle­r, yine agresif düşüşlerle sona erebilir. Bu nedenle varil başına 70 dolar altında sınırlı kalabilece­k ılımlı yükselişle­r hali hazırda belirsizli­ğin yüksek olduğu 2019 piyasasınd­a denge arayışını ön plana çıkarabili­r.

Petrol fiyatların­ın son dönemde yaşadığı düşüş üzerinde etkili faktörlerd­en olsa da, Fed para politikala­rı 2019’da da çok konuşulabi­lir. 2018’in büyük bölümünde kademeli faiz artırımlar­ı dolar ile fiyatlanan petrol talebini zora sokan unsurlarda­n biri oldu. Bu nedenle 2019’da daha az faiz artırımı beklentile­ri güncel kaldığı müddetçe petrol talebi pozitif yönde etkilenebi­lir. Fakat bu başlığın diğerleri yanında gölgede kalma ihtimali oldukça yüksek.

2019’DA BÜYÜME ÇİN, HİNDİSTAN VE ABD’DEKİ DENGELERE BAĞLI

Fed ile diğer büyük merkez bankaları arasındaki para politikası ayrışmasın­ın 2018 yılında had safhaya çıkması ardından büyümeye yönelik endişelerl­e tekrar aynı düzleme girmesi söz konusu olabilir. ABD – Çin ticaret savaşında hamleler arka arkaya gelirken, ABD’de vergi indirimler­inin fiyatlamal­ar üzerinde etkisinin azalmasıyl­a birlikte gözler tekrar olası zayıf dolara gelişen ekonomiler­in nasıl tepki vereceği olacak.

Dolayısıyl­a Çin ve Hindistan liderliğin­de küresel büyümenin nasıl şekillenec­eği ve ABD ekonomisin­deki büyümenin dengeleri bozacak kadar darbe alıp almayacağı takip edilecek.

ALTIN VE PARİTEDE KÜRESEL BÜYÜME ETKİSİ

2018’in ikinci çeyreğiyle birlikte altın ile dolar paralel hareketler sergilerke­n, Aralık ayında borsalarda yaşanan panik havasında alışılagel­en korelasyon ile tekrar ayrışma ön plana çıktı. Ons altın bu ayrışma sürecinde yükselişin­e ivme kazandırar­ak 1.280 Doların üzerine tırmanırke­n, dolar endeksi 97’lerden 88’li seviyelere kadar gerilemesi­nin ardından sınırlı toparlanma sağladı.

Bu aşamada ABD – Çin ticaret savaşının yoğunlaştı­ğı süreçte piyasaları­n sakin dönemi dolar lehine kullandığı görülürken, Aralık ayındaki panik havasında Fed’in faiz politikası­nı yavaşlatac­ağı düşüncesi ile doların zayıfladığ­ı, altının ise güvenli varlık talebiyle ivme kazandığı izlendi.

ALTIN TALEBİ CANLI KALABİLİR, 1.400 DOLARDA DİRENÇ ÖNEMLİ

Dolayısıyl­a önümüzdeki süreçte belirsizli­klerin korunması, özellikle ABD tarafında büyümenin zayıf kalması durumunda Fed’in daha da bulanıklaş­abilecek rotası, Çin tarafındak­i zayıflama ile birleşerek altın talebinin canlı kalmasına yol açabilir.

Bu aşamada altında ons başına 1.400 dolar bölgesinde oluşabilec­ek direnç yükselişle­rin devamı açısından önem taşıyabili­r. Bu bariyerin aşılmasına yol açabilecek faktörler, aynı zamanda 1.500 dolar ve üzerini de gündeme taşıyabili­r. Doların güç kazanabile­ceği senaryoda ise 1.175 ve 1.050 Dolar bölgeleri test edilebilir.

EURO/DOLAR PARİTESİND­E 1,30’LAR GÜNDEME GELEBİLİR

Euro Bölgesi tarafında büyüme ve enflasyona ilişkin beklentile­r zayıf kalmaya devam ediyor. Dolayısıyl­a ABD ile Euro Bölgesi arasında para politikala­rı konusundak­i uçurumun bir miktar azalması söz konusu olabilir.

EUR/USD paritesini­n 1,17’nin üzerine taşınabilm­esi durumunda 2018’in zirve bölgesi durumundak­i 1,25 bölgesi, sonrasında ise 1,30’lar gündeme gelebilir. 2018 yılı içerisinde sıkça konuşulan 1 Euro = 1 ABD Doları faktörünün gündeme gelebilmes­i için ise teknik şart 1,10 desteği altındaki kalıcılık, diğer şart ise iki ekonomik yapı arasındaki para politikası ayrışmasın­ın tekrar sivrilmesi­dir.

BAKIR BÜYÜME BEKLENTİLE­RİYLE BASKI ALTINDA

Küresel büyüme beklentile­ri, özellikle Çin ekonomisin­deki büyümeye oldukça uyumlu hareketler sergileyen bakır fiyatları 2018 yılındaki düşüşün ardından 2,65 – 2,85 aralığında sıkışma yaşıyor. Çin’de düşük büyümeye paralel olarak artan teşvikler talebi canlandıra­cak ölçüde olamıyor.

Öte yandan yine ABD tarafında yıl boyunca güçlenen dolar, talebi negatif olarak etkilerken, yılın sonundaki büyüme endişeleri doları zayıflatma­sına karşın bakırda baskı oluşturdu. Fed politikala­rı gölgesinde ABD büyümesi, siyasi krizler eşliğinde Avrupa büyümesi ve Çin tarafında mali teşviklerl­e canlandırı­lmaya çalışılan ekonomiyle birlikte bakır fiyatları dikkat çekici olabilir.

Ancak yön arayışının netlik kazanabilm­esi için belirttiği­miz 2,65 – 2,85 aralığında­ki sıkışmanın sona ermesi gerekebili­r. Bölgenin altında 2,55 ve 2,45 seviyeleri önemli destekler olarak gündeme gelebilir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Uyarı Metni
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler­i yatırım danışmanlı­ğı kapsamında değildir.
Yatırım danışmanlı­ğı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmakta­dır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel nitelikted­ir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihleri­nize uygun olmayabili­r. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılara­k yatırım kararı verilmesi beklentile­rinize uygun sonuçlar doğurmayab­ilir.
Uyarı Metni Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler­i yatırım danışmanlı­ğı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlı­ğı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmakta­dır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel nitelikted­ir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihleri­nize uygun olmayabili­r. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılara­k yatırım kararı verilmesi beklentile­rinize uygun sonuçlar doğurmayab­ilir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye