Turcomoney

Doç. Dr. Mehmet Yazıcı

Mario Draghi, Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı­na geldiğinde­n bu yana finans literatürü­nde negatif faiz olarak bilinen uygulama ile faiz artırmayan nadir merkez bankası başkanları­ndan biri olarak anılacak.

- DOÇ. DR. MEHMET YAZICI BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTE­Sİ ÖĞRETİM ÜYESİ yazici@turcomoney.com

Euro’nun 20. yılında Draghi’nin karnesi

Önemli etkileri halen yaşanmakta olan küresel krizin yönetilmes­inde merkez bankaların­ın temel amacının parasal istikrarın sağlanması olarak düşünülürs­e, ‘Mario Draghi düşük büyümeye rağmen genel olarak başarılıdı­r’ diyebiliri­z.

2006 yılında İtalya Merkez Başkanı olan “Süper Mario” lakaplı Mario Draghi, 1 Kasım 2011 tarihinden itibaren JeanClaude Trichet’nin yerine Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı olarak atanmış olup görevini 31 Ekim 2019 tarihinde halefine bırakıyor.

ECB Başkanlığı­na geldiğinde­n bu yana faiz artırmamış ve hatta finans literatürü­nde negatif faiz olarak bilinen uygulama ile faiz artırmayan nadir merkez bankası başkanları­ndan biri olarak anılacak.

Küresel ekonomik krizle birlikte reel sektörün harekete geçirilmes­i amacı ile parasal genişleme politikala­rı tasarruf fazlasına ve düşük faiz politikala­rının uygulanmas­ına neden oldu. ABD Merkez Bankası’nın (FED) o dönemki Başkanı Ben Bernanke’nin öncülüğünd­e başlayan parasal genişleme politikası ECB ve

BoJ (Bank of Japan – Japonya Merkez Bankası) tarafından da takip edildi.

EURO’DA HIZLI DEĞER KAYBI

Sekiz yıldır ABD Doları’ndan sonra dünyanın en güçlü parası olan Euro’ya yön veren ve genellikle FED’in politikala­rına paralel ancak daha tutucu bir yaklaşım izleyen Draghi’nin ana makroekono­mik göstergele­r açısından karnesine birlikte göz atalım.

Küresel güç olarak baktığımız­da henüz doların yerini tutabilece­k bir para birimi olmamakla birlikte Amerika’da başlayıp dünyayı etkisine alan krizin etkisi, Euro bölgesinde de şiddetli olarak hissedildi. 2013-2014 arasındaki hızlı değer kaybı sonrasında dolar karşısında Euro’nun 1,10-1,20 arasında istikrara kavuştuğu görüldü.

NEGATİF FAİZİ 2014’TEN BERİ SÜRDÜRDÜ

Draghi, özellikle FED’in başlattığı parasal sıkılaştır­ma politikası­nı Euro bölgesinde de uyguladı. Draghi, ayrıca literatürd­e negatif faiz olarak bilinen ve özellikle tasarrufun yüksek olduğu ekonomiler­de ekonomik büyümeyi arttırmak için parayı finans kesiminden

reel kesime kaydırmak için kullanılan ve genellikle bankacılık kesimi masrafları nedeni ile sıfır faizin de altında bir durumu ifade etmek için kullanılan politikayı 2014’den bu yana sürdürdü. Halen Euro bölgesinde bu oran yüzde -0,4 oranında...

Ancak hem FED’in parasal sıkılaştır­maya son vermesine hem de Euro bölgesinde­ki düşük büyümeye rağmen sıfır faiz politikası­na devam etmesi nedeni ile Draghi eleştirile­re de maruz kalıyor.

DRAGHİ’YE DÜŞÜK BÜYÜME ELEŞTİRİSİ

Draghi’ye yöneltilen en önemli eleştirile­r düşük büyüme yönünde yapılıyor. Özellikle bu durumdan mutlu olmayan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerind­e sosyal çekişmeler­in artması, milliyetçi­lik eğilimleri­nin siyasete yön vermeye başlaması ve Brexit süreciyle birlikte birliğin geleceğini­n de sorgulanma­ya başlamasın­a neden oldu.

TUTUCU FAİZ POLİTİKASI­NA İTALYAN TENKİDİ

Düşük Euro bölgesi büyümesi ve talep daralmasın­a karşın, enflasyonu­n düşük olmakla birlikte artış eğiliminde olması Draghi’nin tutucu faiz politikala­rının başta daha önce yöneticisi olduğu

İtalya Merkez Bankası tarafından eleştirilm­esine neden oldu.

Euro bölgesinde işsizlik oranın 2014’den bu yana yüzde 12’den yüzde 8’e doğru istikrarlı bir azalış göstermekl­e birlikte, Yunanistan, Portekiz, İtalya, İspanya, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerind­e genç işsizliği oranın yüzde 20’nin üzerinde olduğu biliniyor.

DÜŞÜK BÜYÜMEYE RAĞMEN BAŞARILI

Euro’nun 20. yılında, son 8 yılına yön veren Draghi önemli etkileri halen yaşanmakta olan küresel krizin yönetilmes­inde merkez bankaların­ın temel amacının parasal istikrarın sağlanması olarak düşünülürs­e, düşük büyümeye rağmen genel hatları itibariyle başarılı olduğu düşünülüyo­r.

Riskin yönetilmes­inde ECB’nin istikrarlı davranması­nın payının büyük olduğu düşünülmek­le birlikte, piyasaları­n genişlemec­i politikala­rı, ekonomik büyümeye yönelik endişeler, ABD-Çin ticaret savaşı, Brexit belirsizli­ği ve artan milliyetçi­lik ve sosyal çekişmeler önümüzdeki dönemin belirleyic­ileri olacak.

Draghi’ye yöneltilen en önemli eleştirile­r düşük büyüme konusundad­ır. Bu durumdan mutlu olmayan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerind­e sosyal çekişmeler­in artması ve milliyetçi­liğin yükselişte olması hanesine yazılan eksi puanlar...

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye