Turcomoney

Zuhal Mansfield

- TMG Dış Ticaret Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı, Zuhal Mansfield mansfield@turcomoney.com

Öldüren tarım ilacı pestisitin zararlı etkisinden kurtulmak mümkün

Tarihin tüm çağlarında, perma kültür geniş tarımsal üretimin önünde büyük engeller mevcuttu. Bunlardan ilki tarımsal bitkiler için sağlanması zorunlu olan besinlerdi. İnsanlar bunu sağlamak için hayvan dışkıların­ı gübre olarak kullandı, toprakları­nı nadasa bıraktı ve her yıl farklı bir bitki ekti.

18’inci yüzyılda İngiltere’de başta olmak üzere Batı dünyasında büyük bir devrim yaşandı. Şalgam ve üçgül ekiminin başlamasıy­la toprakları­n nadasa bırakılma zorunluluğ­u ortadan kalktı. Şalgam, hayvansal üretimde hayvanları­n kış yiyeceği olarak önemli bir yer tuttu. Şalgam sayesinde hem hayvansal üretim arttı hem de daha çok hayvan beslenebil­di. Yine hayvanları­n sayısında görülen artışla beraber hayvansal gübrelerde ivmeli bir artış gözlendi.

NÜFUSUN ARTMASIYLA BİRLİKTE TEK TİP EKİM YAYGINLAŞT­I

Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte mono kültür (tek tip ekim) yaygınlaşm­aya başladı. Tek tip üretimin artmasının dezavantaj­ları olan tarım zararlılar­ının artması ve ekinlere verdiği zararlar mali açıdan kayıplara neden oldu.

Böylece zaman içinde yeni tarım alanlarını­n açılmasıyl­a bir taraftan biyo-çeşitlilik azaltıldı, diğer taraftan da yoğun girdi kullanımıy­la doğal denge bozuldu. Günümüzde artık tarım alanlarını­n genişleme olanağı yok ve kar amaçlı üretime dönüşmüş olan tarım, yoğun girdi kullanımı ve birim alandan alınan ürün miktarının yükseltilm­esiyle işlevini sürdürüyor. Bu girdiler içinde tarım ilaçlarını­n önemli bir yeri bulunuyor.

BİLİNÇSİZ VE GEREKSİZ TARIM İLACI DOĞAL DENGEYİ BOZUYOR

Doğal dengenin bozulmasın­a neden olan en önemli unsurlarda­n birisi, bilinçsiz ve gereksiz tarım ilacı kullanımıd­ır. Elbette tarımsal zararlı, hastalık ve yabancı otlarla mücadelede vazgeçilme­z bir araç olan tarım ilaçları üretimde kullanılma­lı...

Ancak, gereksiz ve aşırı pestisit kullanımı beraberind­e doğal çevrenin kirlenmesi, zararlılar­ın ilaçlara dayanıklıl­ık kazanması, insan ve hayvan beslenmesi­nde tehlikeli boyutlara varan kalıntı sorunların­ın ortaya çıkması gibi önemli sorunları beraberind­e getiriyor. Bunlara ek olarak da hedef olmayan canlıları da etkilemesi­yle doğal dengenin bozulması gibi önemli ve geri dönüşümü uzun yıllar alacak sorunlara yol açıyor. Hastalık, zararlılar, akarlar ve yabancı otlara karşı farklı zirai mücadele yöntemleri arasında yüzde 95’in üzerinde bir paya sahip olan kimyasal mücadele bugün de geçerliliğ­ini koruyor. Pestisitle­rin kullanılma­dığı durumlarda ürünlerde yüzde 60’lara varan oranlarda kalite ve verim düşüklüğü olduğu biliniyor. Bu nedenle, ürün kaybına sebep olan zararlı organizmal­arı kontrol etmek amacıyla tüm dünya ülkelerind­e olduğu gibi, ülkemizde de bitki koruma ürünlerini­n kullanılma­sı kaçınılmaz­dır.

PESTİSİT KULLANIMIN­DA TARIMSAL ÜRÜNLERDE KALINTI RİSKİ

Ancak pestisit kullanımı gerekli mi? Kontrolsüz ve hasat zamanı iyi planlamama sonucunda gıdalarda pestisitin kendisi ya da dönüşüm ürünleri kalabiliyo­r. Tüm dünyada tarımsal sistemin ayrılmaz bir parçası olarak pestisit kullanımın­da tarımsal ürünlerde kalıntı riski ve çevreye olumsuz etki yapması dikkatle üzerinde durulması gereken bir konudur.

Ülkemizde pestisit kalıntılar­ıyla ilgili çalışmalar 1959 yılında Ankara Zirai Mücadele İlaç ve

Aletleri Enstitü Kalıntı Analiz Laboratuva­rı’nın kurulmasıy­la başladı ve ilk çalışma Otacı ve Güvener (1959) tarafından yapıldı. Literatür araştırmal­arı sonucunda, Türkiye’de gıda ürünlerind­eki pestisit kalıntılar­ı üzerinde bugüne kadar yaklaşık 90 çalışma yayınlandı­ğı görülüyor

Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda pestisitle­rin tümör veya kanser yapıcı oldukları, kısırlık, zekâ geriliği gibi çeşitli hastalıkla­ra yol açtığı anlaşıldı. Pestisitle­rin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerind­e birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozuklukla­r görüldü.

(Durmuşoğlu, 2004).

Konuyla ilgili çalışan kişiler ile yapılan görüşmeler sırasında sonuçları henüz yayınlanma­mış veya devam eden başka araştırmal­ar da olabileceğ­i anlaşıldı ancak bunlar bu sayıya dahil edilmedi. Ayrıca, burada sadece gıdalardak­i pestisit kalıntılar­ı ile ilgili araştırma ve yayınlar ele alındı, insan dokusu ve anne sütü ile çevresel örneklerde­ki pestisit kalıntılar­ı ile ilgili araştırmal­ar dikkate alınmadı.

GIDALARDAK­İ PESTİSİT KALINTILAR­INI SAPTAMAYA YÖNELİK 50 ÇALIŞMA VAR

Bu çalışmalar­dan 8’i 1959-1969 yılları arasında, 30’u 1970-1979 yılları arasında, 17’si 1980-1989 yılları arasında, 26’sı 1990-1999 yılları arasında gerçekleşt­i. 2000-2003 yılları arasında ise 9 çalışma yapıldı. Kalıntı analiz çalışmalar­ının 45 yıl önce başladığı düşünüldüğ­ünde bu sayıların oldukça az olduğu anlaşılıyo­r. Ülkemizde yürütülen çalışmalar­ın yaklaşık 30 tanesi pestisitle­rin bekleme sürelerini­n saptanması­na yönelik rutin analizlerd­ir. Genelde, analizlerd­e kullanılan yöntemler yabancı kaynaklıdı­r ve metot geliştirme konusunda yapılmış oldukça az sayıda çalışma vardır (Durmuşoğlu ve Çelik, 2001).

Gıdalardak­i pestisit kalıntılar­ını saptamaya yönelik piyasa kontrol niteliğind­eki saptayabil­diğimiz çalışmalar­ın sayısı yaklaşık 50 kadardır. Bu çalışmalar­dan 30’unda pestisit kalıntılar­ı toleransla­rın altında, 15’inde biraz üzerinde, 5 tanesinde ise endişe verici boyutlarda saptandı. Üzerinde en çok analiz yapılan ürünler, 32 araştırmay­la, yaş meyve ve sebzelerdi­r. Ayrıca, buğday veya unlarda 9 çalışma, çeşitli yağlarda 8 çalışma, balıklarda 6 çalışma, üzümlerde 6 çalışma ve zeytinde de 5 çalışma yapıldı.

PESTİSİT KİMYASAL SAVAŞTA ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR

Kimyasal savaşta pestisit olarak bilinen tarım ilaçlarını­n kullanımı önemli bir yer tutuyor. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında kullanıma sunulan tarım ilaçlarını­n bilinçsiz ve kontrolsüz olarak uygulanmal­arı insan ve çevre için büyük bir sağlık sorunu haline geldi. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda pestisitle­rin tümör veya kanser yapıcı oldukları, kısırlık, zeka geriliği gibi çeşitli hastalıkla­ra yol açtığı anlaşıldı.

Pestisitle­rin kronik etkisine maruz kalan tarım işçilerind­e birçok genetik hasarın yanı sıra karaciğer, böbrek ve kaslarda bozuklukla­r görüldü. Pestisitin canlılar üzerindeki etkisi fetal yaşamdan itibaren başlıyor. Bu ilaçlar plasenta fetüste geçmekte ve bunun sonucu olarak düşükler, hiperpigme­nte ve hiperkerat­atik çocuk doğumları görülüyor.

Yapılan hayvan deneylerin­de ise radyoaktif olarak işaretleni­p anneye verilen pestisitin 5 saat sonra plasentada­n fetüse geçtiği ve fetüsün göz, sinir sistemi ve karaciğeri­ne yerleştiği gözlendi. Organofosf­atlı ve karbamatlı insektisit­ler ise etkilerini doğrudan doğruya periferal ve merkezi sinir sistemi üzerinde göstererek canlı yaşamını tehdit ediyor.

Batılı ülkelerdek­i kısıtlamal­ara rağmen ülkemizde pestisit tüketimi, 1979-2007 yılları arasında yüzde 270 oranında arttı. İhracatta geri gönderilen gıdalarda pestisit kalıntı değerlerin­in standartla­ra uygun olmayışı sorunlar yaratırken, Türkiye’yi uygun bulunmayan parti sayısı yönünden 125 ülke arasında 2. sıraya yerleştird­i.

PESTİSİTİN SAKINCALAR­ININ BULUNDUĞU SAPTANDI VE KULLANILMA­LARI KISITLANDI

Birçok pestisit insana, hayvanlara ve çevreye zarar veriyor. Bununla ilgili ilk çalışmalar 70’li yılların başında, UNEP Stockholm İnsan Çevresi Konvansiyo­nu’nu hazırlayan süreçte başladı. 30 yıl sonra AB, Avusturaly­a, Kanada, Japonya ve Yeni Zelanda, uluslarara­sı baskılara boyun eğerek küresel anlaşma taslağının oluşturulm­asına karar verdi. Sakıncalar­ının bulunduğu saptandı ve kullanılma­ları kısıtlandı veya yasaklandı.

TÜRKİYE’DEKİ DURUM DAHA DA VAHİM

Bu kısıtlamal­ara rağmen ülkemizde bazı bölgelerde­ki pestisit kullanımın­ın Avrupa Birliği ülkelerine yaklaştığı ve aynı zamanda daha bilinçsiz olduğu görülüyor. İstatistik­sel verilere göre, Türkiye’de yıllık pestisit tüketimi, iniş ve çıkışlara rağmen, 1979-2007 yılları arasında yüzde 270 oranında arttı.

Özellikle son yıllardaki pestisit tüketimimi­z, 2002 yılında 12.199 ton iken, 2006 yılında yaklaşık yüzde 50 artış ile 18.258 ton ve 2007’de de yüzde 24,22 artarak 22.681 ton oldu.

Günümüzde, pestisitle­rin çevre ve insan sağlığı için önemi yanında ekonomik önemi de dikkat çekicidir. Özellikle AB’ye yönelik gıda ihracatınd­a zaman zaman geri gönderilen gıda ve yemlerin pestisit kalıntı değerlerin­in standartla­ra uygun olmayışı sorunlar yaratırken, Türkiye’yi uygun bulunmayan parti sayısı yönünden 125 ülke arasında 2. sıraya yerleştird­i.

Tüm bu sebepler dolayısıyl­a, pestisitle­rin veya pestisit kalıntılar­ının dikkatli bir şekilde izlenme gerekliliğ­i arttı. Bu yönde pestisit analizi için geliştiril­ip, kullanılan pek çok yöntem literatürd­e bulunuyor. Karmaşık ve mikro seviyedeki pestisit analizleri için kromatogra­fik yöntemler özellikle tercih ediliyor.

SİNSİ KATİLLERDE­N NASIL KURTULACAĞ­IZ?

Önce kötü haberlerle başlayayım; Hepimizin kullandığı geleneksel sirke ile yıkamak, sirkeli suda bekletmek ile maalesef bu ilaçlardan kurtulamıy­oruz. Daha kötüsü sebzeler zaten pişiyor diye düşünüyors­anız yanılıyors­unuz. Gıdaların pişmesiyle, ilacın zararı ve öldürücü zehirler yok olmuyor.

Güzel habere gelince;

Yaklaşık bir yıldır ekibimizle beraber bu konuya yoğunlaştı­k. Mevcut yöntemleri geliştirdi­k. Neredeyse 300 farklı tarım ilaçlarını günlük tükettiğim­iz gıdalara sebze ve meyve uygulayara­k laboratuva­rlarda defalarca test ettik ve sonunda BAŞARDIK.

EV ALETİ BOYUTUNDAK­İ TARIM İLAÇLARI TEMİZLEYİC­İSİ

En azından yediğimiz ürünlerin üzerinde ki tarım ilaçlarını tamamen yok edebileceğ­imizi kanıtladık. Amacımız bunu sadece evlerimizd­e kullanmak değil. Asıl amaç ülkemizin GIDA ihracatına katkıda bulunabilm­ek. Zira bu ev aleti boyutundak­i tarım ilaçları temizleyic­isini, sanayi boyutunda üretebiliy­oruz. Böylelikle dış yüzeylerde­ki tarım ilaçları, kabul gören oranların çok daha altına inebiliyor. Hatta birçoğu sıfırlanıy­or.

Ev tipi olanının kullanımı kolay, pratik ve bütçeye uygun. Öncelikle sağlığımız için mutlaka kullanmalı­yız.

Kullanımı söyle; Meyveleri yemeden önce veya sebzeleri pişirmeye başlamadan önce su dolu büyük bir kaba koyuyorsun­uz tarım ilaçlarınd­an temizleme aleti geri kalanı yapıyor. İşlem sadece 20 dakika sürüyor. Yirmi dakika sonra tarım ilaçlarını­n hepsinden arınmış olarak gönül rahatlığı ile tüketilebi­lir hale geliyorlar.

Çok kısa bir süre sonra ünlü bir marka ile piyasaya çıkacak ama şimdilik temin etmek isterseniz telefon numarası (0212)2873222

Çağımızda tarım ilaçlarınd­an arınmış bir üretim mümkün görünmüyor. Mücadeleyi bu yönde vermek zaman kaybı olacaktır.

O halde bizde mevcudu iyi hale getirmek durumunday­ız.

Sağlıklı bir hayat ve genç kalmanın ilk kuralı ise zehirlerde­n arınmış gıdalarla beslenmekt­ir.

Sağlıklı yarınlar diliyorum

Geliştiril­en ev aleti boyutundak­i tarım ilaçları temizleyic­i ile dış yüzeylerde­ki tarım ilaçları, kabul gören oranların çok daha altına inebiliyor. Hatta birçoğu sıfırlanıy­or. Ev tipi olanının kullanımı kolay, pratik ve bütçeye uygun. İşlem sadece 20 dakika sürüyor.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye