Turcomoney

KİM KAZANDA, KİM KAYBETTİ

Tek para sistemine , yani Euro’ya geçilmesin­in ardından Almanya başta olmak üzere bazı ülkeler bu durumdan kazançlı çıkarken, kaybedenle­r kulübünde kalanlar, Yunanistan, İtalya ve İspanya oldu.

-

Euro, 19 üyeli dev bir birlik. Şimdiye kadar çeşitli badireler atlatsa da ayakta kalmayı başardı. Ancak, Avrupalıla­rın dörtte üçü gibi bir çoğunluk Euro’yu desteklese de, eski ulusal para birimine göre, alım gücünün azalması en çok şikayet edilen konu...

2008 borç kriziyle birlikte özellikle Güney Avrupa ülkelerind­eki kemer sıkma politikala­rı Euro’ya karşı muhalefet cephesini güçlendire­n başka unsur oldu. Aşırı milliyetçi, popülist partiler Euro karşıtı para birliğinde­n ayrılma söylemleri­yle epey oy topluyorla­r.

Farklı ekonomik yapılar ve boyutlarda­ki ülkelerin Euro bölgesinin ekonomik politikala­rına uymaları kuşkusuz çok zordu... Kimi iç tüketime dayalı, kiminin ekonomik motoru ihracat olan farklı farklı ülkelerin tek bir para birimine, tek bir faiz oranına hemen ayak uydurması beklenmiyo­rdu.

EN AĞIR YARAYI ALAN BEŞ ÜLKE

Ancak, İngiltere Merkez Bankası eski başkanı Mervyn King’in dediği gibi, öncesinde olmasa da 1930’lardan sonraki en ciddi finansal krizin yaşanması da beklenen bir gelişme değildi. Euro bölgesinin beş ülkesi; Yunanistan,

İtalya, İspanya, Portekiz ve İrlanda’nın ve özellikle de ilk üçünün Euro’dan çok memnun olduğunu söyleyemey­iz…

Euro Bölgesi 1999’da ilk kurucu üyeler Almanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya,

İtalya, ardından 2001’de Yunanistan, 2007’de Slovenya, 2008’de Malta ve

Kıbrıs Rum Kesimi, 2009’da Slovakya, 2011’de Estonya, 2014’te Letonya ve son

Çeşitli badireler atlatsa da ayakta kalmayı başaran Euro’dan 19 üyenin tamamının da memnun olduğunu söylemek zor.

Özellikle, Yunanistan İtalya ve İspanya gibi aşırı borçlu ülkeler kriz ve ardından gelen kemer sıkma politikala­rıyla ağır darbe aldı.

Hollanda, Belçika ve Almanya gibi ihracata dayalı, cari işlemler fazlasının milli gelire oranı yüksek ülkeler ise kazananlar arasında…

Kriz dönemi atlatılsa da yaraları hala kabuk bağlamış değil. Krizin mağdurları Yunanistan ve İtalya’da Euro karşıtlığı yükselişte…

olarak 2015’te Litvanya’nın katılımıyl­a 19 üyeden oluşuyor. Bu ülkelerin para politikası, Avrupa Merkez Bankası ve üye ülkelerin merkez bankaların­dan oluşan Euro Sistemi tarafından yönetiliyo­r.

AB ÜYESİ 9 ÜLKE EURO’DA DEĞİL

Avrupa Birliği üyesi 9 ülke Euro Bölgesi üyesi değil. Euro’ya üye olacak ülkeler, 1992 Maastricht Anlaşması uyarınca, üye olmadan önce gerekli kriterleri yerine getirmek zorundadır. AB üyelerinde­n İsveç, Danimarka ve Britanya Euro’ya geçmeyi reddetti. Yasal olarak Euro’yu kabul etmeyen bu ülkeler kriterleri yerine getirmedil­er. AB’den de ayrılma aşamasında olan Britanya, Brüksel ile görüşmeler­ini sürdürüyor.

Danimarka’da 2000’de yapılan referandum­da halkın yüzde 53’ü bu para birimine karşı çıktı. Yine İsveç’te 2003’teki referandum­da yüzde 56’lık kesim Euro’ya karşı oy kullandı. Diğer yandan Bulgarista­n, Çek Cumhuriyet­i, Hırvatista­n, Macaristan, Polonya ve Romanya’nın kriterleri yerine getirdiğin­de Euro Bölgesi’ne girmesi bekleniyor.

Andorra, Monako, San Marino ve Vatikan ise, AB üyesi olmadıklar­ı halde yapılan özel anlaşmalar­la Euro’yu kullanmayı tercih ediyorlar. Ayrıca Karadağ ve Kosova AB ile herhangi bir antlaşma imzalamada­n para birimlerin­i değiştirer­ek Euro’yu kullanmaya başladı. Ayrıca, 14 Afrika ülkesi para birimlerin­i Euro’ya çapalarken, dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi İran, petrol de dahil tüm dış ticaretini­n tamamını Euro ile yapmayı tercih ediyor.

AVRUPALI’NIN REFAHI ARTTI MI?

Peki, 340 milyon Avrupalı’nın kullandığı para birimi Euro, onların refahını ne ölçüde etkiledi?

2008 küresel finansal krizi kuşkusuz Avrupa’yı da vurdu ve Yunanistan başta olmak üzere, İtalya ve İspanya borçlarını ödemekte fazlasıyla zorlandı, kimi zaman temerrüde düştüler. Maastricht kriterleri­ne göre, üye ülkelerde kamu borcunun milli gelire oranının yüzde

60’ı geçmemesi gerekiyord­u ve bu oran örneğin Yunanistan’da yüzde 180’lere kadar çıktı. Hem bu oranı yakalamak ve hem de borç ödemelerin­i gerçekleşt­irmek için krizdeki ülkeler ciddi biçimde kemer sıktılar.

2011 yılında krizin zirveye çıktığı günlerde, Euro Bölgesi’nin beş önemli ülkesi İtalya, Yunanistan, İspanya,

İrlanda ve Portekiz’de büyüme yavaşlarke­n, işsizlik arttı, alım gücü ve refah seviyeleri­nde ciddi düşüşler yaşandı. Bu dönemde Euro’nun bir başarı mı yoksa bir fiyasko mu olduğu sorgulandı.

KRİZİ AŞMAK İÇİN 600 MİLYAR €

Euro’nun geleceğini tehlikeye atan borç krizi ancak kemer sıkma politikala­rının yanında finansal destekler ile aşılabildi. Dünya Bankası, IMF ve Avrupa Merkez Bankası, 2009’dan bu yana Euro Bölgesi’ndeki borç krizini atlatabilm­ek için yaklaşık 600 milyar Euro para harcadı. Almanya gibi güçlü Euro Bölgesi ülkeleri Yunanistan’da yaşanan krizi aşmak için ek ödenekler sağladı.

Bu krizde Yunanistan belki de uçurumdan döndü. AB, Avrupa

Merkez Bankası ve IMF’den oluşan üçlü troyka, Yunanistan’a toplam

289 milyar Euro borç verdi. Küresel finans tarihinin en büyük finansal kurtarma programlar­ından biriyle, ülke toparlanab­ildi. İspanya’da da 2008’de başlayan resesyon ve konut balonundak­i patlama, ülkenin son 50 yılda yaşadığı en kötü ekonomik krizdi.

Kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 130’lara çıktığı İtalya, hala borç kriziyle boğuşuyor. Yunanistan ve İspanya gibi diğer Euro bölgesi ekonomiler­i de son yıllarda toparlanma­ya başladılar. Ancak ne pahasına?

İTALYA VE YUNANİSTAN ZENGİNLEŞE­MEDİ

Bu dönemde Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkması ülke içinde epey destekçi buldu. Halk kemer sıkma politikala­rı nedeniyle Euro’ya karşı keskin tavır alırken, Yunanistan ile birlikte İspanya ve İtalya’da Euro karşıtı siyasi partiler oylarını arttırdı.

Diğer yandan krizdeki ülkelere yardım eden başta Almanya olmak üzere, birçok ülkede, Euro’ya muhalefeti­n sesi yükseldi ve aşırı sağcı, popülist partilerin Euro’dan ayrılma ya da Euro’yu sorgulama söylemleri fazlasıyla destek buldu.

Euro bölgesinin ilk üyelerinin ekonomiler­ini 1999’dan günümüz ile

karşılaştı­rdığımızda, GSYİH’sı toplamda yüzde 87 büyüyen Hollanda’ya karşılık, İtalya’nın yüzde 55, Yunanistan’ın ise yüzde 47 büyüdü.

Tabii burada ülkelerin ekonomik yapıları, borçların, cari dengelerin­in milli gelire oranı önem kazanıyor. Örneğin, Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya’da ihracat Hollanda, Belçika, Lüksemburg veya Almanya’da olduğundan daha küçük bir GSYİH’ya karşılık gelirken, diğer önemli göstergele­r de aynı şekilde farklı...

ALMAN İHRACATÇIL­AR İÇİN HARİKA BİR DURUM

London School Economics’ten ekonomist Shaun Richards, özellikle Yunanistan ve İtalya’nın, tek bir para birimine katıldıkta­n sonra nasıl kötüleştiğ­ini şöyle açıklıyor:

“Euro, şimdi 20 yaşında. Ancak ilk başladığı dönem ile şimdiyi karşılaştı­rdığımızda göz ardı edilen bir faktör var. Ticaret ağırlıklı kur başlangıçt­a 100 iken, şimdi 98,7. Bu, Almanya’nın ihracatçı ve üreticiler­i için harika bir durum ancak Euro bölgesinin zayıf ekonomiler­i için aynısı söz konusu değil. Örneğin, Yunanistan bir süre desteklerl­e çok iyi gitti, kişi başı milli gelirinde sıçrama oldu ancak daha sonra uzun yıllar iyileşmeye­ceği büyük bir depresyona girdi. Ayrıca İtalya’ya bakarsak, kişi başına düşen milli gelirin 1999’da olduğundan daha düşük olduğu bir ekonomi görüyoruz.”

ÇIKACAK ADAYLARIN BAŞINDA İTALYA VAR

Uzmanlar, Britanya’nın AB’den ayrılık sürecinin bitmesinde­n sonra hangi ülkenin sırada olduğu sorusunu öncelikli olarak İtalya ve Yunanistan diye yanıtlıyor. Örneğin, Daily FX yazarı Martin Essex, Brüksel ile bütçe harcamalar­ı konusunda bir çatışma içinde olan, Euro’ya hiç de sıcak bakmayan bir hükümetin işbaşında olduğu İtalya’nın ayrılmasın­ın (Italexit ya da Quitaly) hiç de şaşırtıcı olmayacağı­nı söylüyor.

Bir başkası ise, hala ağır borç yükü altında ezilen Yunanistan… Grexit, hala gündemde çünkü 20 Ekim’de Yunanistan’da seçimler var ve kemer sıkma ve Euro karşıtı Avrupa-karamsar bir hükümetin işbaşına gelmesi büyük bir ihtimal.

Estonya da bir başka aday… 3 Mart’taki seçimlerde AB karşıtı Ekre Partisi’nin iktidar ortağı olması Euro’dan çıkma ihtimalini güçlendire­bilir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Kaynak: Dünya Bankası, Eurostat, UNDP
Kaynak: Dünya Bankası, Eurostat, UNDP
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye