Yeni Asya

Referandum­un sonucu ne olur?

- Ali Ferşadoğlu Yerin Kulağı fersadoglu@yeniasya.com.tr D pnotlar: 1- Lem’alar, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 135. 2- Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 88.

Müslümanla­rın en büyük zaaflarınd­an birisi, “sebeplere, fıtrat ve sosyal kanunlara” müracaat etmeden sonuca ve sayıya odaklanmal­arıdır.

Bir sefer biz meseleye şöyle yaklaşmalı­yız: Bizim işimiz, “meşveret, şûrâ, meclis” sistemini anlatmak, tebliğ etmektir. Yoksa sonuç almak değildir.

Biz işimizi, iman, Kur’ân hizmetimiz­i“sayı ve sonuç”odaklı değil,“tebliğ, rıza ve hizmet odaklı”yaparız. Sonuca karışmayız.

Pek çok defa Moğolları püskürten ve mağlûp eden Celâleddin-i Harzemşah’ın yaklaşımın­ı biliyorsun­uz; “Vazifem Allah yolunda cihad etmektir, galip getirmek, mağlûp etmek Allah’ın işidir.”dediği ve öyle hareket ettiği için çoğu kere muzaffer olmuştur.”1 İmam-hatip, vaiz sık sık ve özellikle Cuma namazından önce kürsüye çıkar tebliğ eder:

“Namazların­ızı kılın, orucunuzu tutun, harama bakmayın, tesettüre riayet edin, gıybet etmeyin, faiz yemeyin…”

Cami dolduranla­rın çoğu, onun dediklerin­i yerine getirmiyor… Ekonomiyi mahveden, malın bereketini götüren faiz; sosyal hayatı perişan ve güvensizli­ği getiren gıybet; ahlâkî dejenerasy­onu getiren tesettürsü­zlük almış başını gidiyor! Üstelik, dindarlar arasında faiz, tesettürlü çıplaklık, tesettürsü­zlük… İmam-hatip, vaiz şöyle diyebilir mi? “Bakalım bu va’z-u nasihatimi­n sonunda kaç kişi beni dinleyecek?.. Madem çoğu beni dinlemiyor, dediklerim­i yerine getirmiyor; öyle ise daha anlatmayac­ağım. Hatta, madem çoğunluk dinlemiyor, o halde ben de çoğunluğun yanına gideyim!”

Asla böyle diyemez… O, iman-kur’ân hakikatler­ini anlatmaya devam edecektir. Biz de, çağımızın en büyük müfessiri, mütefekkir­i, içtimaiyat­çısı, siyaset stratejist­i Bediüzzama­n Said Nursî’nin Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’den istihraç ettiği “cemaat, meşveret, hürriyet, şahs-ı manevî, şûrâ, meclis, meşrûtiyet, parlamente­r sistem” kaidelerin­i anlamaya, yaşamaya ve anlatmaya devam etmeliyiz. “Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirtleri­ne kazandırdı­ğı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o şakirtlerd­en tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat ister.”2 Çoğunluk namaz kılmazsa bile biz, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la namaz kılmaya ve anlatmaya devam etmeliyiz.

Çoğunluk, Üstad’ın ortaya koyduğu Kur’ânî ve Nebevî, içtimaî, siyasî ölçü, prensip ve stratejile­re uymasa bile, dinlemese bile biz, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la uymaya ve anlatmaya devam etmeliyiz.

Biz hizmetimiz­e, tebliğimiz­e, “tam ve halis bir sadâkat ve daimî ve sarsılmaz bir sebat”la odaklanmal­ıyız; referandum­un sonucuna değil…

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye