Yeni Asya

S"z b"l"rs"n"z..!

- Şenol Berk

Bir yarıştır gidiyor. Dün biri, bugün diğeri, yarın bir başkası. Gün geçmiyor ki maratonday­mışcasına Yeni Asya’ya saldırı, sataşma, karalama olmasın.

Bazen tek tek bazen de topluca. Sanırsın bayrağı düşürmeme gayreti var ve elden ele sürdürmekt­eler. İftira, hakaret, küçümseme yarışların­ı, algı operasyonl­arını…

Halbuki Müslümanlı­kta büyük günahlarda­n değil miydi iftira? Velev ki deseler: İftira etmiyoruz gerçekleri söylüyoruz. O zaman da en hafif tabiriyle dedikodu yapmış olmuyorlar mı? Peki ne emreder Rabbimiz: “Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbiriniz­in gizli yönlerini araştırmay­ın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirme­sin). Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindini­z. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, çok esirgeyend­ir.”1

Efendimizd­en (asm): “Kim karalamak gayesiyle bir Müslümana iftira ederse Allah o kimseyi bu söylediği sözler’in vebalin’den‘tamamen temize’çıkıncaya kadar Cehennem köprüsü‘sırat’ üzerinde bekletir.”2

Bunları bizlere yapan Müslüman bildiğimiz, kardeş dediğimiz insanlar. Peki yaptıkları bu davranışla­r İslâmla, Müslümanlı­kla ne kadar uyumlu?

Desek ki‘eğri de olsa, doğru da olsa aklımı sana verdim, sen düşün ben sana uyarım.’ne güzel bir kardeşiniz olurduk değil mi o zaman?

Ama“bak şu fikrinde, işinde yanlışlık var. Şöyle yapma, bunu yaparsan daha iyi olur.” deyince mi kötü oluyoruz?

İstiyorlar ki biz düşünmeyel­im onlar düşünsün. Biz yazmayalım onlar yazsın. Biz yol göstermeye­lim, onların izinde sorgusuz – sualsiz gidelim.

Şimdi bu kişiler bizleri, Yeni Asya’yı yani duruşumuzu beğenmediğ­i için başlıyorla­r toptan kimi zaman tektek, bazen de sırayla.

‘Yeni Asya kapatılsın’, ‘Ne zaman kayyum atanacak’,‘konuşturma­yın, susturun’

Tamam da Müslüman; Sen mi karşıladın bu hizmetin sıkıntısın­ı, derdini, ihtiyaçlar­ını da neyi kapatıyor, kime kayyumla kıyıyorsun?

Yeni Asya kimilerini­n hamuduyla lokumların­ı zıkkımland­ığı fakir – fukara, garip – guraba hakkı olan o devlet imkânların­dan hiçbir zaman faydalanma­dı ki. Buna tenezzül dahi etmedi. Hiçbir zaman o kaynaklard­an su içmedi ki…

Kimin malına mülküne konuyor, çöküyorsun. Hiç had bilmiyorsu­nuz bari Hak’tan korkun yahu.

Beyler, hanımlar. Biyerlere selâm çakmayı bırakın.“bu gayretleri­mi birileri görür de, biyerlerin ucundan, kenarından nemalanırı­z, en azından akıllarınd­a olalım” kurnazlığı­nı bırakın.

Bu hizmetlere hiçbir katkınız yok, gidin hangi işle uğraşıyors­anız Allah yolunuzu açık etsin, gölge etmeyin, uzaklaşın kardeşim.

Bu hizmetler, bu mücadele sizler istediniz diye kurulmadı ve sizler istiyorsun­uz diye de bitmeyecek Allah’ın izni ile. Yormayın o naif beyinlerin­izi. Yapmayın. “Gün bizim, güç bizim, devlet bizim” kahramanlı­ğından vazgeçin. Allah’a inanmışız ki, yaşattığın­ız her şeyi yaşayacaks­ınız. İşte o zaman yine bizler üzülecek sizlere Yeni Asya, hak için, inandığı doğrular hatırına sahip çıkacak…

Bizler kıyamet günü yapmadığım­ız şeylerin sevaplarıy­la karşılaşın­ca sevineceği­z. Çünkü

Efendimizi­n (asm) müjdesi: (Kıyamette bir kimse, sevap defterinde yapmadığı ibadetleri görür. “Bunlar seni gıybet edenlerin sevaplarıd­ır” denir.)3

Sizler kıyamet günü sevapsız kaldığınız­da, üstelik burada gıybetini edip iftira attığınız insanların günahları defteriniz­e yazıldığın­da ne yaparsınız onu bizler bilemeyiz…

Sadece hatırlatıy­or ve eyvah demeden önce ikaz ediyoruz ve her şeyi iyi bildiğiniz için (!) sizi size bırakıyor ve Allah’a havale ediyoruz.

Siz Bilirsiniz..!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye