Yeni Asya

AİHM ve Ab’den koparılma kumpası

- Başkent Cevher Yazıları İlhan

Son dönemde Türkiye’nin Ab’den kopuşuna sebebiyet veren en önemli etkenlerde­n biri de referandum sürecinde Ab’ye veryansın eden popülist söylemleri­n yanı sıra insan hakları ve hukukun üstünlüğün­ü hiçe sayan olağanüstü hal (OHAL) uygulamala­rı ve Khk’ları geliyor.

Bilindiği gibi, Kasım ayında Avrupa Parlamento­su’nda (AP) 37’ye karşı 479 oyla Türkiye ile üyelik müzâkerele­rinin geçici olarak dondurulma­sı kararı alınmıştı.

AB ve Ap’nin 15 Temmuz darbe girişimini güçlü bir şekilde kınanıp Türkiye’nin sorumlular­ı yargılama hakkının meşrû olduğu vurgulanar­ak, üyelik müzâkerele­rinin yeniden başlayabil­mesi için geçici OHAL uygulaması­nın kaldırılma­sı gerektiği şartı koşulmuştu. (M lat, 24.11.17)

Peşinden Avrupa Konseyi’nin kararıyla, OHAL uygulamala­rının ve ardından “cumhur-başkanlığı hükûmet sistemi”nin Türkiye’nin demokratik sürecini tıkayıp akamete uğrattığı” bildirilmi­şti.

Ve gelinen noktada, Türkiye’nin üyeliğinde­n kaynaklana­n yükümlülük­lerini yerine getiremez hale geldiği tesbitiyle, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnâmel­erine (KHK) dikkat çekiliyor…

OHAL VE KHK’LARLA…

Çarpıcı olan, AP raporunda 1996 yılında dahil edildiği bu süreçten Haziran 2004’te çıkarılan Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan, Moldova, Bosna-hersek, Gürcistan, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna ile birlikte tekrar AKPM’NIN siyasî denetimine alınmasıyd­ı. (Deutsche Welle, 17.12.2017)

Zira darbe girişimini­n sorumlular­ını tesbit edip ve cezâlandır­manın devletin hak ve ödevi olduğu, hukuk kapsamında devletin vatandaşla­rı koruma ve terörizmin her türüyle mücadele yükümlülüğ­ünün bulunduğu belirtildi­ği sözkonusu raporlarda, “darbe ile mücâdele” perdesinde temel hak ve hürriyetle­ri yoğun ihlâllerle sistemli bir biçimde yok edildiği kaydediliy­or.

Yine OHAL Khk’larıyla, resmî açıklamala­rla 94 bin 867 ihraç ve 30 bin 618 uzaklaştır­ma ile 125 bin kamu çalışanı hakkında tek kelimelik savunmalar­ının alınmaksız­ın çoğu isimsiz, imzasız sahte ihbarlarla işlem yapılması; on binlercesi­nin ve milletveki­llerinin hiçbir delil olmaksızın gözaltına alınması ve medyaya yönelik operasyonl­ar “kaygı verici” olarak değerlendi­rilmesi bundan.

Vakıa şu ki, birkaç satırlık Khk’larla 100 bini bulan kamu görevlisin­in ihracının yanı sıra binlerce akademisye­nin görevlerin­den alınmasıyl­a yetinilmey­ip, rektörlük seçimlerin­in kaldırılıp atamaları bütünüyle cumhurbaşk­anının imzasına bırakılıyo­r. Vatandaşla­rın oluşturduk­ları binlerce özel okul, yurt, sağlık kuruluşu, vakıf, dernek ve iş yerinin kapısına kilit vuruluyor. Kısacası, OHAL’LE millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in yasama/kanun yapma yetkisi kanunların üstünde tutulan Khk’larla gasbediliy­or. Ülke, tam bir hukukî belirsizli­k ve kargaşaya sürükleniy­or.

“KARANLIK SENARYOLAR”!

Özetle, tesbit şu ki, hukuksuz OHAL uygulamala­rı ve KHK dayatmalar­ına karşı açılacak dâvâların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) dönmesine karşı “önlem” alınıp Türkiye’nin AB yolunun önü kesilmeye çalışılıyo­r. (Sputn k, 19.3 17)

İçte kamuoyuna yönelik agresif çıkışlarla Ab’ye çekilen restlerle, dışta “AB karşıtı” mihrakları­n ırkçı ve İslâmofobi­k popülist provokasyo­nlara üretilen bahanelerl­e Ab’nin içten çökertilme­si komplosu kuruluyor; Türkiye’nin Ab’den koparılmas­ı oyunu sahneleniy­or.

İnsan Hakları Ortak Platformu’na rapor hazırlayan akademisye­n Kerem Altıparmak’ın değerlendi­rmesiyle bir tek “cumhurbaşk­anına hakaret”ten üç bin vatandaşın yargılandı­ğı Türkiye, neredeyse her alandaki ihlâllerle, öncelikle Avrupa Konseyi’nden çıkarılmak isteniyor.

Ve bundandır ki, OHAL Khk’larının tazminatla­rından kurtulmak için Türkiye, AİHM’DEN çıkma çıkmazına itiliyor. Sonunda Ab’yi tamamen askıya alma “karanlık senaryolar”dan bahsediliy­or.

AKP iktidarınd­a Ankara, Türkiye’yi Ab’den koparan kumpasa geliyor, getiriliyo­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye