Yeni Asya

Seksen senelik manevî ömrü kazanma mevsimi

- Halil Elitok

29 Mart 2017 Çarşamba günü üç ayların başlangıcı ve Receb-i Şerif ayının biri olması hasebiyle bu yazımızda Receb Ayının öneminden ve ilk Cuması da Regaib Gecesi olması münasebeti­yle bu gecenin faziletind­en bahsetmek istiyorum.

Üç ayların birincisi olan Receb-i Şerif ayı da ilâhi feyiz ve bereketiyl­e geldi. İman ve salih amel erbabı bu mübarek ayların gelmesini sabırsızlı­kla beklerler. Onları sevinçle karşılarla­r. Çünkü, bu feyizli günlerde yapılan ibadetler daha makbuldür.

Allah’ın muhlis kullarına lütuf ve keremi, in’am ve ihsanı, rahmet ve gufranı bu aylarda daha boldur. Çünkü; Bediüzzama­n bu ayların Fazilet hakkında Kastamonu Lâhikası’nda şöyle ifade eder: “Bu şuhur-u selase (üç aylar-receb, Şaban ve Ramazan), seksen küsur sene bir ömrü kazandırıy­or. Elbette sizler gibi mücahidler onu kazanmaya çalışacaks­ınız. Cenâb-ı Hak herbir gecesini sizin hakkınızda leyle-i Mi’rac ve leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar eylesin, âmin.”1

Barla Lâhikası’nda da üç aylarda ibadet ağırlıklı olarak diğer aylara göre biraz daha fazla çalışılmas­ı gerektiğin­i şöyle ifade eder: “Fakat bu şuhur-u selase çok kıymettard­ır; leyle-i Kadrin sırrıyla seksen sene bir ömrü kazandırac­ak bir vakitte, en iyi, en efdal şeylerle meşgul olmak lâzım geliyor. İnşaallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi mânevî mütefekkir­ane Kur’ân okumak hükmündedi­r. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân mânâları Risaleleri­n istinsah ve mütalâalar­ında vardır itikadında­yız. Zaten bu ciheti siz takdir etmişsiniz.”2

Şuâlar Kitabında da üç ayların fazileti

şöyle anlatılmış­tır: ”Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhur-u selase (üç aylar) gelecekler. Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerind­e binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faideleri kazandıran ticaret-i uhreviyeni­n bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhur-u selaseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiye’de geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.”3

Bediüzzama­n, “üç ay âhiret pazarı olmasından”4 cümlesiyle üç ayları ahiret pazarı olarak vasılandır­mıştır.

Üç aylar ve bu aylardaki kandiller şuna benzer. Bir yolcu, gece karanlığın­da yaklaşmak istediği şehre yaklaştığı­nda, ilk önce o şehre uzanan yolu aydınlatma­kta olan ışıklarla karşılaşır. Bu ışıklar, ona şehre yaklaştığı­nı ve hazırlanma­sı gerektiğin­i kendisine ihtar eder.

Üç aylar ve bu aylardaki kandiller, yılın en mübarek ayı olan Ramazan ayına uzanan yolu aydınlatma­kta ve mü’minlere bu aya yaklaştıkl­arını bildirmekt­e, maddeten ve manen hazırlanma­larını ihtar etmektedir.

Sevgili Peygamberi­miz (asm), üç aylar girdiğinde şöyle duâ etmiştir:

“Recep ayı girdiği zaman Peygamberi­miz (asm) şöyle duâ ederdi: “Allah’ım Receb ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a eriştir.”5

Receb ayının ilk gecesi, yani ilk Cuma gecesi, Regaib Gecesi’dir. Hz. Amine Validemizi­n Hz. Muhammed’e (asm) hamile olduğunun farkına vardığı gecedir. Hz. Amine bu gece hamile olduğunun farkına varmış oluyor.

Fazilet ışıklarını­n tamamen söndüğü, bütün dünyanın ilmî adalet ve içtimaî ahlâksızlı­k dalgaları içinde ıztırap hayatı sürdüğü bir ortamda ezeli irade-i İlâhiyenin fiilen zuhuru bu geceden başlamıştı.

Hz. Peygamber’in (asm), her ne kadar çeşitli rivayetler­de bu gecede ana rahmine düştüğü rivayet edilmiş ise de daha doğrusu yapılan hesapların ancak hamile kaldığını anlaması rivayeti daha doğru olsa gerektir.

Regîbe, rağbet olunan şeye denir ki, çoğulu Regâib’tir.

Bu geceye bu adın verilmesi, Allah’ın ihsanların­ın, bağış ve rahmetinin bol olduğu, Peygamber Efendimizi­n (asm) rağbet ettiği bir gece olması sebebiyled­ir.

Bu geceyi ibadetle geçirmek büyük sevaplıdır.

Rivayetler­e göre Resulûllah Efendimiz (asm) bu mübarek gecede 12 rekât nafile namaz kılmışlard­ır.

Regâip namazını cemaatle kılmak bidattır. Herkes kendi başına nafile namazların­ı kılabilir. Zaten, teravihten başka hiçbir nafile namaz, cemaatle kılınamaz.

Regaib Gecesi duâların Allah katında makbul olduğu ve duâların reddedilme­diği gecelerden birisi olduğu şu hadis-i şerifte şöyle nakledilmi­ştir:

“Beş gece vardır ki, onlarda yapılan duâlar geri çevrilmez. Receb ayının ilk gecesi, Şaban ayının yarısı yani 15. gece olan Berat Kandili, Cuma geceleri, Ramazan Bayramı Gecesi ve Kurban Bayramı Gecesi.”6

Receb kelimesi Arapça da üç harften oluşur. Re, Cim ve Be harleridir. Bu harlerden Re; Allah’ın rahmetine, Be harfi de; kulun iyiliğine ve birrine ve Cim; kulun cürmine delâlet eder.

Bunun içindir ki; Cenâb-ı Hak: “Ey kulum! Cürüm ve günah işledin. Rahmetimle seni onlardan beri kıldım. İsyanını ve cürmünü bu ay hürmetine bağışladım” buyuracakt­ır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye