Yeni Asya

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Herkesin başına açılan en büyük dâvâ

- (Dünden devam)

Birinci noktaya cevap ise: Evet, bu Cihan Harbinden daha büyük bir hâdise ve bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i amme dâvâsından daha ehemmiyetl­i bir dâvâ, herkesin ve bilhassa Müslümanla­rın başına öyle bir hâdise ve öyle bir dâvâ açılmış ki, her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için, bilâteredd­üt sarf edecek. İşte o dâvâ ise, yüz bin meşahir-i insaniyeni­n ve hadsiz nev-i beşerin yıldızları ve mürşidleri­nin müttefikan, Kâinat Sahibi’nin ve Mutasarrıf­ı’nın binler vaad ve ahidlerine istinaden haber verdikleri ve bir kısmı gözleriyle gördükleri şu ki: Herkesin –iman mukabilind­e– bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâkî ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse, kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunl­uk taunuyla çoklar o dâvâsını kaybediyor. Hatta bir ehl-i keşif ve tahkik, bir yerde, kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığın­ı sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişl­er. Acaba bu kaybettiği dâvânın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabil­ir mi?

İşte, o dâvâyı kazandırac­ak olan hizmetleri ve yüzde doksanına o dâvâyı kaybettirm­eyen harika bir dâvâ vekilini o işte çalıştıran vazifeleri bırakıp, ebedî dünyada kalacak gibi âfâkî malâyaniya­t ile iştigal etmek tam bir akılsızlık bildiğimiz­den, biz Risale-i Nur Şakirdleri, her birimizin yüz derece aklımız ziyade olsa da, ancak bu vazifeye sarf etmek lâzımdır, diye kanaatimiz var. (Devamı var) Şuâlar, On Birinci Şuâ, Dördüncü Mesele

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye