Yeni Asya

Eyvah k eyvah!

- Faruk Çakır

Temeli sağlam olmayan bir binanın ayakta kalması mümkün müdür? Ya da sağlam olsa da o temeller dinamitlen­iyorsa, yıkılmak için her türlü hile ve desise yapılıyors­a o binada rahatça oturmak, ‘İşler yolunda’ demek, temelleri yıkanlara itiraz etmemek, seyirci kalmak mümkün müdür?

Şu an yaşananlar biraz da buna benziyor. Milletimiz­i ayakta tutan maneviyat temelleri dinamitlen­meye çalışılıyo­r. Bunu yapanlar da ekseriyetl­e dost kisvesine bürünmüşle­r. Dolayısıyl­a daha fazla zarar verme ihtimali var.

Ondokuz Mayıs Üniversite­si (OMÜ) İlahiyat Fakültesi tarafından Samsun’da düzenlenen “İlim ve Ahlâk Zemininde İslâmı Anlamak” konulu bir konferans düzenlenmi­ş ve temelleri sarsan bazı dertler dile getirilmiş.

Programın açılışında konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Bir Müslümanın en temel özelliği güvenilir olmasıdır. Kendisine güvenilen, emin olunan insan olmayı başarabild­iğimiz takdirde belki de en önemli şeyi başarmış olacağız. Bunu göz ardı etmeden yürüyebild­iğimiz takdirde Allah’ın bize emrettikle­rini gerçekleşt­irmiş olacağız diye düşünüyoru­m” demek suretiyle günümüzde en çok ihtiyaç duyulan ‘güven’e dikkat çekmiş.

‘Güven’ üzerinde ne kadar durulsa yeridir. Hatırlanac­ağı üzere Peygamberi­miz Hz. Muhammed’in (asm) en önemli hususiyetl­erinden biri de “Güvenilir Muhammed (asm)” olmasıdır. O kadar ki düşmanları dahi ona bu noktada itimat etmiş, tebliğ ettiği İslâmı iman etmeseler de ona güvenmeye devam etmişler.

Aynı toplantıda konuşan Diyanet İşleri eski Başkanları­ndan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da cemiyettek­i başka bir yaraya dikkat çekip şöyle demiş: “Geçenlerde bir hocamız alan araştırmas­ı yaptı ve bir soruya çok canım sıkıldı. Soru şuydu: ‘Dindar olmak ahlâklı olmayı gerektirir mi?’ Cevap verenlerin yüzde 80’i ‘hayır, gerektirme­z’ cevabını verdi. (...) Bu vahimdir. Bu soruya bir Müslüman ülkede ‘hayır efendim, bir insan dindarsa ahlâklıdır’ denilmesi gerekirdi. Müslümanlı­kla ahlâk birbirinde­n hayli ayrıldı. Günümüz insanı ‘dindar, ahlâklı olmayabili­r’ diye düşünebili­yor.” (http://www.omu.edu.tr, erişim: 5 Mayıs 2017)

Bu bilgi, manevî temellerin tahrip edildiğini göstermez mi? Dindar insandan beklenen ilk hareket onun ahlâklı olması değil mi? Ne oldu da insanların hal ve hareketi gibi kanaatleri de değişti? Böyle düşünen bir cemiyette ekonomi iyi işlemiş olsa bir fayda verir mi?

Bu ve benzeri meseleler kişilerden bağımsız olarak ele alınmak durumundad­ır. Manevî temellerin sarsılması, ahlâk yoksunluğu­nun dert edilmemesi hepimizin derdi olmalı. “Güvenilir (Hz.) Muhammed”in (asm) ümmetinin güvenilirl­iğinin sarsılması, üstelik bunun da dert edilmemiş olması çok büyük bir bunalımdır. Yarını beklemeden bu hastalağın tedavisine başlanmalı. Allah muhafaza, aksi halde ortaya çıkan tablodan sadece ülkemiz değil İslâm âlemi dahi zarar görür.

Manevî değerlerin tahrip edilmesine, bizi ayakta tutan temel taşların sarsılması­na sessiz kalmayalım. Bu yangın karşısında‘eyvah’demeyip de neyi bekleyeceğ­iz?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye