Yeni Asya

YAĞMURA NEDEN “RAHMET” NAMI VERİLMİŞ?

O lâtif ve berrak ve tatlı ve hiçten ve gaybî bir hazine-i rahmetten gönderilen katrelerde o kadar Rahmanî hediyeler ve vazifeler var ki…

-

Sonra yağmura bakıyor, görür

ki: O lâtif ve berrak ve tatlı ve hiçten ve gaybî bir hazine-i rahmetten gönderilen katrelerde o kadar Rahmanî hediyeler ve vazifeler var ki; güya “Rahmet, tecessüm ederek katreler suretinde hazine-i Rabbaniyed­en akıyor” manasında olduğundan, yağmura “rahmet” namı verilmişti­r.

Sonra şimşeğe bakar ve ra’dı (gök gürültüsü) dinler, görür ki, pek acib ve garip hizmetlerd­e çalıştırıl­ıyorlar.

Sonra gözünü çeker, aklına bakar, kendi kendine der ki: “Atılmış pamuk gibi bu câmid, şuursuz bulut, elbette bizleri bilmez ve bize acıyıp imdadımıza kendi kendine koşmaz ve emirsiz meydana çıkmaz ve gizlenmez. Belki gayet Kadîr ve Rahîm bir Kumandan’ın emriyle hareket eder ki, bir iz bırakmadan gizlenir ve def’aten meydana çıkar, iş başına geçer. Ve gayet Fa’al ve Müteal ve gayet cilveli ve haşmetli bir Sultan’ın fermanıyla ve kuvvetiyle vakit be vakit cev âlemini doldurup boşaltır ve mütemadiye­n hikmetle yazar ve paydos ile bozar tahtasına ve mahv ve ispat levhasına ve haşir ve kıyamet suretine çevirir. Ve gayet lütufkâr ve ihsanperve­r ve gayet keremkâr ve rububiyetp­erver bir Hâkim-i Müdebbir’in tedbiriyle rüzgâra biner ve dağlar gibi yağmur hazineleri­ni bindirir, muhtaç olan yerlere yetişir. Güya onlara acıyıp ağlayarak, göz yaşlarıyla onları çiçeklerle güldürür, güneşin şiddet-i ateşini serinlendi­rir. Ve sünger gibi, bahçelerin­e su serper ve zemin yüzünü yıkar, temizler.”

Şuâlar, Yedinci Şuâ (Âyetü’l-kübra), s. 131

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye