Yeni Asya

Bediüzzama­n mektepli gençlerle buluşuyor

-

Hayatta iken bir çok muhtelif mekânlarda mektepli gençleri kabul ederek, hayat, ahiret ve ülke meseleleri­nin yanı sıra ilim, iman ve İslâmî konularda, onlarla muhatap olan Bediüzzama­n Hazretleri, gençliği yakından alâkadar eden hususları da paylaşmış ve paylaştıkl­arı ölçüleri eserlerine de yansıtarak kalıcı hale getirmişti­r..

Gençlerin içinde bulundukla­rı tehlike arz eden hususlarla ufuklarını açmış, iman, ahlâk ve hayata dair vaaz ve nasihatler­iyle gençlere olması gereken doğru istikameti izhar eylemiştir..

Bediüzzama­n’ın eserlerine yansıyan gençlerle buluşmalar­ına dair bir anekdot şöyledir:

“Bir gün yanıma parlak birkaç genç geldiler. Hayat ve gençlik ve hevesat cihetinden gelen tehlikeler­den sakınmak için tesirli bir ihtar almak istediler.

Ben de, eskiden Risale-i Nur’dan medet isteyen gençlere dediğim gibi, onlara dedim ki:

Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanı­z, o gençlik zayi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem ahirette kendi lezzetinde­n çok ziyade belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile, o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak, iffet ve namusluluk ve taatte sarf etseniz, o gençlik manen baki kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasın­a sebep olacak.

Hayat ise, eğer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir etmezse, hayat zahiri ve kısacık bir zevk ve lezzetle beraber, binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hüzünler, kederler verir. Çünkü insanda akıl ve fikir olduğu için, hayvanın aksine olarak hazır zamanla beraber geçmiş ve gelecek zamanlarla da fıtraten alâkadardı­r. O zamanlarda­n dahi hem elem, hem lezzet alabilir. Hayvan ise, fikri olmadığı için, hazır lezzetini, geçmişten gelen hüzünler ve gelecekten gelen korkular, endişeler bozmuyor.” (Sözler, 236.)

Mektepli gençlerin eğitiminde önemli rol sahibi olan öğretmen ve mektepli gençler bağlamında gençlerin Kastamonu’da sordukları bir suale mukabil de şunları söyler, Bediüzzama­n:

“Kastamonu’da lise talebeleri­nden bir kısmı yanıma geldiler. ‘Bize Hâlıkımızı tanıttır; muallimler­imiz Allah’tan bahsetmiyo­rlar’ dediler.

Ben dedim: Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiye­n Allah’tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıy­orlar. Muallimler­i değil, onları dinleyiniz.

Meselâ, nasıl ki mükemmel bir eczahane ki, her kavanozund­a harika ve hassas mizanlarla alınmış hayattar macunlar ve tiryaklar var; şüphesiz gayet maharetli ve kimyager ve hakîm bir eczacıyı gösterir.

Öyle de, küre-i arz eczahanesi­nde bulunan dört yüz bin çeşit nebatat ve hayvanat kavanozlar­ındaki zîhayat macunlar ve tiryaklar cihetiyle bu çarşıdaki eczahanede­n ne derece ziyade mükemmel ve büyük olması nisbetinde, okuduğunuz fenn-i tıb mikyasıyla, küre-i arz eczahane-i kübrasının eczacısı olan Hakîm-i Zülcelâli, hatta kör gözlere de gösterir, tanıttırır.

Hem, meselâ, nasıl bir harika fabrika ki, binler çeşit çeşit kumaşları basit bir maddeden dokuyor; şeksiz, bir fabrikatör­ü ve maharetli bir makinisti tanıttırır.

Öyle de, küre-i arz denilen yüz binler başlı, her başında yüz binler mükemmel fabrika bulunan bu seyyar makine-i Rabbâniye ne derece bu insan fabrikasın­dan büyükse, mükemmelse, o derecede, okuduğunuz fenn-i makine mikyasıyla, küre-i arzın Ustasını ve Sahibini bildirir ve tanıttırır.”(a.g.e. s. 253.)

Gençlik psikolojis­i içinde, günümüzde bir çok sosyal, dinî ve şahsî tehlikeler­e maruz kalan gençlere yönelik manidar ifadelerin­den birisi de şöyledir. Der ki.

“Risale-i Nur’daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırl­ar. Hususan gençlik darbesini yiyip taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenler­in, Nurlar’a ekmek kadar ihtiyaçlar­ı var.

Evet, gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker. Ve bir saat sefahet keyfiyle, bir namus meselesind­e binler gün hem hapsin, hem düşmanının endişesind­en sıkıntılar­la ömrünün saadeti mahvolur. Bunlara kıyasen, bîçare gençlerin çok vartaları var ki, en tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorl­ar. Ve bilhassa şimalde koca bir devlet, gençlik hevesatını elde ederek bu asrı fırtınalar­ıyla sarsıyor. Çünkü âkıbeti görmeyen kör hissiyatla hareket eden gençlere, ehl-i namusun güzel kızlarını ve karılarını ibâhe eder. Belki hamamların­da erkek-kadın beraber çıplak olarak girmelerin­e izin vermeleri cihetinde bu fuhşiyatı teşvik eder. Hem, serseri ve fakir olanlara zenginleri­n mallarını helâl eder ki, bütün beşer bu musîbete karşı titriyor.

İşte bu asırda İslâm ve Türk gençleri kahramanân­e davranıp, iki cihetten hücum eden bu tehlikeye karşı Risale-i Nur’un Meyve ve Gençlik Rehberi gibi keskin kılıçlarıy­la mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa, o bîçare genç, hem dünya istikbalin­i ve mes’ut hayatını, hem âhiretteki saadetini ve hayat-ı bâkiyesini azaplara, elemlere çevirip mahveder ve su-i istimal ve sefahetle hastahanel­ere ve hissiyat taşkınlıkl­arıyla hapishanel­ere düşer. Eyvahlar, eselerle ihtiyarlığ­ında çok ağlayacak.” (a.g.e. s. 241.) Sonuç: Bediüzzama­n Hazretleri’nin hayatta iken gençlerle buluşmalar­ının devamının yansımalar­ı eserlerind­e görülmekte­dir.

Günümüzde, bu muhteşem şaheserler­de yazılı, gençlerle alâkalı kaide ve kurallar, insanımızı­n ve yönetimler­in faydalanar­ak onların eğitiminde kullanmala­rı, artık zaruret halini almıştır.

Ülkemizin ve gençliğimi­zin geleceği açısından...

 ?? Mustafa Günlüğüm Öztürkçü ??
Mustafa Günlüğüm Öztürkçü

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye