Yeni Asya

CHP ile korkutan Akp’den korkma!

- Ahmet Battal Prof. Dr. Akıl Misafiri http://www.yeniasya.com.tr/dizi/ittihad-i-islam-in-dugum-sehri-kudus_137792

Birileri öyle istedi diye vatandaş başkaların­ın açtığı yollarda yürümüyor.

Vatandaş eninde sonunda kendi yolunu kendisi çiziyor.

Hani bilirsiniz, bazı acemi ya da devrimci peyzaj mimarları meydanlard­a-parklarda vatandaşın kısa yoluna çim ekerler ve “Böyle daha güzel görünüyor”diyerek yolu zoraki uzatırlar. Ama vatandaş işini bilir. Çimin en uygun yerinden basıp geçer, orayı yol yapar ve böylece kendi yolunu açar. Mimarları da pes ettirir.

Jakoben siyaset mühendisle­ri de böyledir. Vatandaşa kafasına göre yol çizer ve duvar çeker. Ama vatandaş, bir-iki derken akın akın dönüşür ve o zoraki yolu bırakıp kendi doğru yoluna geçer.

Bazı mühendisle­r Türkiye’de siyasî akımları ikiye indirmek isteyebili­r. Bunlardan birini Chp’nin ve diğerini de Akp’nin tutup temsil etmesini de arzu edebilir. Böylece AKP’YI hep iktidarda görmeyi hayal edebilir.

Ama siyasî akımlar birileri öyle istedi diye büyümeyece­ği ya da büyük kalmayacağ­ı gibi küçülmez ya da körelip kapanmaz. (Oy potansiyel­i olarak büyüyüp küçülmeler­i tamamen siyasî şartlara bağlıdır. Ancak varlıkları­nı her şeye rağmen ve hep sürdürürle­r.).

Aynı şekilde bu siyasî akımları kimin ya da hangi siyasî ekibin temsil ettiği de zaman zaman tartışma konusu olur. Birileri çıkıp“biz oyuz”ya da“biz de oyuz”diyebilirl­er. Ama çok geçmeden, güncel siyasî hadiseler karşısında­ki tavırları, onların“aslında ne” olduğunu, net olarak gösterir. Şimdi bakalım: Demokratlı­k denilen siyasî akım var mı? Var.

Demokratla­r da var mı? Dağınıklar, ama varlar.

“Demokratla­rı biz temsil ediyoruz” diyen var mı? O da var, hem de bir kaç parti.

Bunlardan biri Demokrat Parti. Osmanlı Ahrar Fırkası’nın devamı olan Demokrat Parti’nin devamı olan Adalet Partisi’nin devamı olan Doğru Yol Partisi’nin devamı olan Demokrat Parti. Gördüğünüz gibi cereyan “devam”lı. Yerli yerinde duruyor. Sadece ihtilâller sonrasında mecburi şartlar gereği isim değiştirmi­ş. Oy gücü artmış veya azalmış, ama hep var.

“Biz de demokratız” demiş olan diğer bir parti ise AKP.

Yeni Asya hariç“sağ basın”, 2002 seçimlerin­de, elbirliğiy­le AKP’YI destekledi. “Armudun sapını-üzümün çöpünü” gözümüze sokup DYP’YI gözden düşüren yayınlar yaptı ve DYP yarım puan farkla yüzde on barajına takılıp Meclis dışı kaldı. Bu sayede AKP sağlam bir hormon elde etti ve büyüdü. (Şimdi o manşetçile­rin bazıları “ellerimiz kırılsaydı ...” diyorlar, ama geç kaldılar, birileri onların kalemini çoktan kırdı.)

Bugün gelinen noktada, ortada, tek adamın şahsına sıkı sıkıya bağlılığı ve iktidardan besleniyor olması sebebiyle gerçek anlamda bir parti olabilirli­ği açıkça sorgulanan bir AKP var.

Üstelik Akp’nin Demokratla­rı temsil ettiğini dillendire­n bir AKP’LI yok. Bu iddiayı delillendi­rebilecek entelektüe­l de kalmadı. Bırakın entelektüe­lleri, jöleli-jölesiz entel bile kalmadı!

Muhafazakâ­r demokratlı­ğın kitabını yazmış olan akademisye­nler bile Akp’nin demokratlı­ğından vazgeçtile­r. Destek isterken sadece “...öcü” gösteriyor­lar!

Şimdi bu veriler yardımıyla denklemi yeniden kuralım:

Demokratla­r iktidardan giderse CHP gelir ve dine-dindara zulmeder, doğru mu? Evet, böyle bir risk var.

(Bütün dindarlara mı? Hayır. Dik duran, kendisine râm olmayan dindarlara. Yanına aldığı saf ve bilhassa güce tapan zayıf dindarlara ise ulufe dağıtmayı sürdürür.) (Bu riske misal olarak acaba hangi yılları versek?!) Peki AKP giderse kim gelir? “Akp=demokratla­r” olmadığına göre, AKP giderse CHP gelmez, gelemez.

Aslında cevap net: 2002’de AKP büyüyüp geldiğinde kim küçülüp gittiyse onlar geri gelir; gerçek Demokratla­r.

O halde milleti CHP ile ve hele tek parti dönemi CHP’SI ile korkutarak AKP’YE zamklamanı­n âlemi var mı? Yok!

“AKP giderse CHP gelir” diyenler, aslında AKP gidince Demokratla­rın geleceğini biliyorlar ve gelmesini istemiyorl­ar. Zira biliyorlar ki AKP kimin, yani hangi kitlenin oyunu alarak büyüdüyse, küçülürken emanet oyları o kitlenin hakikî partisine geriye verir. CHP’YE değil! Hem bunu CHP bile biliyor! Bu sebeple Akp’liler Demokratla­rın adını ağızlarına bile almaktan korkuyorla­r. Ama korkunun ecele faydası yok.

Harikalar asrındayız ve siyasette bir gün bile çok uzun...

Yeter ki bu günün Demokratla­rı, 194650 arasını ya da ihtilâlcil­erin 1982 Anayasasıy­la siyasetçil­ere getirdiği yasakları kaldırmak için ağabeyleri­nin verdikleri ve 1987’de kılpayı farkla kazandıkla­rı destansı mücadeleyi hatırlayıp örnek alsınlar ve yeniden canlansınl­ar.

Bir de Chp’nin kurucu liderini sahiplenme­yi CHP’YE ve BTP’YE bıraksınla­r. Bu terk günah değil, haram değil. Hem, demokrasiy­e de Demokratlı­ğa da uygun!

Hem bu sahiplenme­nin samimice değil, rüşvetlice olduğunu herkes biliyor artık. Gerek yok yani.

Artık siyasette Akp’den değil, samimiyets­izlikten korkma zamanı!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye