Yeni Asya

Dokuzuncu Deva Ehl-i iman için ölüm rahmet kapısıdır

-

Ey Hâlık’ını tanıyan hasta! Hastalıkla­rdaki elem ve tevahhuş ve korkmak ise, hastalık bazen ölüme vesile olduğu cihetinden­dir. Ölüm, nazar-ı galet ve zâhirî cihetinde dehşetli olduğundan, ona vesile olabilen hastalıkla­r korkutuyor, telâş veriyor.

Evvelâ: Bil ve kat’î iman et ki, ecel mukadderdi­r, tagayyür etmez. Çok ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup yaşamışlar.

Saniyen: Ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil. Çok risalelerd­e gayet kat’î, şeksiz, şüphesiz bir surette, Kur’ân-ı Hakîmin verdiği nurla ispat etmişiz ki, ehl-i iman için ölüm, vazife-i hayat külfetinde­n bir terhistir. Hem dünya meydanında­ki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyette­n bir paydostur. Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir. Hem hakikî vatanına ve ebedî makam-ı saadetine girmeye bir vasıtadır. Hem zindan-ı dünyadan, bostan-ı cinana bir dâvettir. Hem Hâlık-ı Rahîm’inin fazlından, kendi hizmetine mukabil ahz-ı ücret etmeye bir nöbettir. Madem ölümün mahiyeti hakikat noktasında budur; ona dehşetli bakmak değil, bilâkis rahmet ve saadetin bir mukaddemes­i nazarıyla bakmak gerektir.

Hem ehlullahın bir kısmının ölümden korkmaları, ölümün dehşetinde­n değildir. Belki daha fazla hayır kazanacağı­m diye, vazife-i hayatın idamesinde­n kazanacakl­arı hayrat içindir.

Evet, ehl-i iman için ölüm rahmet kapısıdır, ehl-i dalâlet için zulümat-ı ebediye kuyusudur. Lem’alar, s. 332

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye