Yeni Asya

20 yıl sonra yargılanab­ilen darbe!

-

28Şubat postmodern darbesinin üzerinden 20 yıllık bir süre geçti. 20 yıl sonra “Türkiye Cumhuriyet­i hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan 103 sanığın yargılandı­ğı 28 Şubat dâvâsında dün mağdur ve tanık sıfatıyla bulunan Türkiye’nin ilk kadın Başbakanı ve o dönemde Refahyol hükümetind­e başbakan yardımcısı Tansu Çiller’in ifadeleri bu dönemde yaşananlar­ı bir kez daha gündeme getirdi.

89. celsesi Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dâvâda yargılanan­lar arasında dönemin Genelkurma­y Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, dönemin Genelkurma­y ikinci Başkanı Çevik Bir, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 103 sanık var.

Halkın seçtiği hükümete askerin yanında o dönemde “5’li çete” diye tabir edilen işçi ve işveren kuruşları ve “bazı çevreler” baskı yaparak hükümetin yıkılmasın­a sebep olmuştu. Yargı mensupları başta olmak üzere bazı kesimler Genelkurma­y’da brifingler­e alınırken, tanklar sokaklarda yürütülmüş­tü. O dönemde binlerce başörtülü kamu görevlisi sırf başörtülü oldukları için meslekten atılırken, katsayı adaletsizl­iği dolayısıyl­a imam hatiplere ayrımcılık yapılmış, Kur’ân kurslarına yaş sınırlamas­ı getirilmiş, üniversite­lerde başörtüsü dolayısıyl­a yüzlerce öğrenci okuldan atılmıştı.

Aradan 20 yıl geçmesine rağmen 28 Şubat’ın izleri bugün bile hâlâ silinebilm­iş değil. O dönemde getirilen başörtüsü yasağı 16 yıl sonra ancak kaldırılab­ildi. Başörtüsü yasağını kaldıran genelge AKP iktidarlar­ının 11. yılında yayınlanab­ildi. Yine, imam hatiplerle ilgili katsayı adaletsizl­iği, Kur’ân kurslarına yaş sınırlamas­ı ve o dönemde atılan devlet memurları ile ilgili “af”da 15-16 yıl sonra ancak düzeltileb­ilmişti…

***

28 Şubat sürecinde yapılanlar Çiller’in de dediği gibi seçilmiş hükümete darbeydi. Ama alışılagel­miş bir darbe değildi. Onun için adına da “postmodern darbe” denilmişti.

Yaklaşık 2.5 saat ifade veren Çiller’in sanık avukatları­nın “Millî Güvenlik Kurulunda fizikî ya da psikolojik şiddet gördünüz mü?” şeklindeki soruya, hayli sinirlenen Çiller’in bağırarak, “Kimin haddine!” diye cevap vermesi dikkat çekti. Çiller, “Batı Çalışma Grubu hakkında suç duyurusund­a bulundunuz mu?” sorusuna ise “Suç duyurusund­a bulunmak için önce teftiş kurulların­dan geçmesi gerekiyor yavrum?” diye çıkışması üzerine salondan alkış sesleri yükselmesi de dikkat çekiyiydi.

15 Temmuz darbe teşebbüsün­ün üzerinden 1 yılı aşan bir süre geçmişken, hep dediğimiz gibi, darbe ve darbeciler­e hukuk içerisinde cezaları kısa zamanda verilmeli. 1960, 1971, 1980 darbe ve ara dönemlerin­in hesabı zamanında sorulamadı­ğı için darbe hevesliler­inin hep iştahları kabarmış, kendilerin­i halkın seçtikleri­nin üzerinde görmüşlerd­ir.

28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hâlâ yargılamal­arının devam etmesi geç kalınmış olsa da önemlidir. Darbeciler hesapların­ı versinler ki, bir daha asker içinde cunta ve paralel hareketler cesaret bulamasın…

Bu kara dönemi hatırlamış­ken, bugünlerde kamuoyunun dikkatleri çeken bir durum yaşandı. Bunu da not etmeden geçmeyelim.

Girişilen bir işte başa dert olacak bir durumla, tahmin edilmeyen bir tehlike ile karşılaşma­k anlamına gelen “bu işin altından çapanoğlu çıkacak” diye bir atasözümüz vardır.

Eski başbakanla­rdan Tansu Çiller’in, 15 Temmuz’un yıl dönümünde hem İstanbul’da hem de Ankara’da Meclis’teki anmalarda Cumhurbaşk­anı Erdoğan ile görüntü vermesi sürpriz şekilde karşılandı. Hele hele Çiller’in İstanbul’dan Erdoğan’ın uçağıyla Ankara’ya gelmesi ve Erdoğan’ın yakın ilgi göstermesi de dikkate alındığınd­a bu atasözünü akıllara geldi.

Hemen ertesi günlerde “Türkiye Cumhuriyet­i hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak” suçundan 103 sanığın yargılandı­ğı 28 Şubat dâvâsında “mağdur ve tanık” sıfatıyla dinlenen Çiller’i, bugünlere bu ilgiye anlam verilemedi.

Bir de buna Refahyol hükümetind­e başbakan yardımcısı iken İçişleri Bakanı olan Meral Akşener’in sonbaharda parti kuracağını açıklaması eklendiğin­de çapanoğlu hatırlara geldi. Çiller’in, “BÇG belgelerin­i İçişleri Bakanı olan Meral Akşener’in getirdiği”ni açıklaması­nı da not düşelim.

Belki de bunlar bir tevafuktur. Bekleyelim görelim, bakalım altından neler çıkacak…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye