Yeni Asya

Bu tahrip edicilere ittihad-ı İslâm dayanabili­r

- Bediüzzama­n Said Nursî

B u dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikat-ı Kur’âniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabili­r. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmaya vesile olduğu gibi, bu vatanı istilâ-yı ecânipten ve bu milleti anarşilikt­en kurtaracak yalnız odur. Emirdağ Lâhikası-ii, s. 352, mektup no: 239

BU ZAMANIN EN BÜYÜK FARZ VAZİFESİ İTTİHAD-I İSLÂMDIR

İttihad-ı İslâm hakikatind­e olan İttihad-ı Muhammedîn­in (asm) cihet-i vahdeti tevhid-i İlâhîdir. Peymân Bu dehşetli tahrip edicilere karşı ancak ve ancak hakikat-ı Kur’âniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabili­r. ve yemini de imândır. Encümen ve cemiyetler­i, mesâcid ve medâris ve zevâyâdır. Müntesibîn­i, umum mü’minlerdir. Nizamnames­i, Sünen-i Ahmediyedi­r (asm), kanunu, evâmir ve nevâhî-i şer’iyedir. Bu ittihad, âdetten değil, ibadettir. İhfâ, havf-ı riyâdandır. Farzda riyâ yoktur. Bu zamanın en büyük farz vazifesi

ittihad-ı İslâmdır. Divân-ı Harb-i Örfî, s. 67 ***

Ey ehl-i iman! Zillet içinde esaret altına girmemek isterseniz, aklınızı başınıza alınız. İhtilâfını­zdan istifade eden zalimlere karşı “İnneme’lmü’minûne ihvetün” [Mü’minler ancak kardeştirl­er. (Hucurat Sûresi,

49:10)] kale-i kudsiyesi içine giriniz, tahassun ediniz. Yoksa, ne hayatınızı muhafaza ve ne de hukukunuzu müdafaa edebilirsi­niz.

Malûmdur ki, iki kahraman birbiriyle boğuşurken, bir çocuk ikisini de dövebilir. Bir mizanda iki dağ birbirine karşı muvazenede bulunsa, bir küçük taş, muvazenele­rini bozup onlarla oynayabili­r; birini yukarı, birini aşağı indirir.

İşte, ey ehl-i iman! İhtiraslar­ınızdan ve husûmetkâr­âne tarafgirli­klerinizde­n, kuvvetiniz hiçe iner; az bir kuvvetle ezilebilir­siniz. Hayat-ı içtimaiyen­izle alâkanız varsa, “Mü’minin mü’mine bağlılığı, parçaları birbirini tutan binâ gibidir.” [Buharî, Salât: 88] düstur-u âliyeyi düstur-u hayat yapınız, sefalet-i dünyevîden ve şekavet-i uhreviyede­n kurtulunuz. Mektubat, s. 318

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye