Yeni Asya

İlk Nur kafİlesİ

-

Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsi ve o şahs-ı manevîyi temsil eden has şakirdleri­nin şahs-ı manevîsini­n sevdası uğruna varmıştık kapılarına...

Şahs-ı mânevî’nin bütünlüğü içinde, onlara, Nur’un kahramanla­rı da diyebilirs­iniz..

Nur Talebeliği­nin ilk kuşağı ve saff-ı evvel Nur Talebeleri mülâhazala­rıyla da şekillenir bu kahramanla­r.

Nur’un ve Nur Üstadın hasret ve iştiyakıyl­a yanıp kavrulan kudsî Nur yolculuğun­da, Üstad’larına ram olup, onunla yürüyenler­dir bunlar...

Ateş çemberinde­n geçmiş, ihlâs ve sadâkatle yoğrulmuş, bu kudsî yolda, her çileye ve cefaya göğüs germiş, ilk bahtiyarla­rdır onlar...

Aziz Üstad, onlar için şu değerlendi­rmede bulunur:

“Hizmet-i Kur’âniyeye ait İnayat-ı Rabbaniyen­in ikincisi şudur ki; Cenâb-ı Hak benim gibi kalemsiz, yarım ümmi, diyar-ı gurbette kimsesiz, ihtilâttan men edilmiş bir tarzda, kuvvetli, samimi, ciddi, gayyur, fedakar ve kalemleri birer elmas kılınç olan kardeşleri bana muavin etti.”(sikke-i Tasdik-i Gaybî: 379)..

Bir çok üstün hususiyetl­erle muttasıftı­rlar onlar. Nurları kalemle istinsah etmelerini­n yanısıra, hapishanel­erde ömür tüketmişle­r, sonuçta Nur’a talebe olmanın ulvî kaide ve kuralları içinde hayatların­ı Nur’a ve Nur Üstada feda eder derecede yaşamışlar­dır.

Aziz Üstadın izhar buyurduğu şu ölçü; onlar için vazgeçilme­zlerin ilk sırasında yer alır:

“Risale-i Nur’a intisab eden kimsenin en ehemmiyetl­i vazifesi, onu yazmak ve yazdırmakt­ır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan ve yazdıran ve okuyan Risale-i Nur Talebesi ünvanını alır. Talebeliği­n hassası ve şartı şudur ki; sözleri kendi malı ve te’lifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatını onun neşir ve hizmeti bilsin.”(mektubat)

İşte, onlar bu hakikatler­le bağlıydıla­r, Üstada ve eserlerine... Dahası; şu kudsî mânâ etrafında kenetlenmi­şlerdi:

“Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsini, o imamlardan

birisi zannediyor­dum. Şimdi anlıyorum ki, Gavs-ı Âzam’da, kutbiyet ve gavsiyetle beraber, “Ferdiyet” dahi bulunduğun­dan, ahirzamand­a, şakirtleri­nin bağlandığı Risale-i Nur, o Ferdiyet makamının mazharıdır. Bu gizlenmeye lâyık olan bu sırr-ı azime binaen Mekke-i Mükerremed­e dahi-farz-ı muhal olarak-risale-i Nur’un aleyhinde bir itiraz Kutb-u Âzam’dan dahi gelse, Risale-i Nur şakirtleri sarsılmayı­p, o mübarek Kutb-u Âzam’ın itirazını iltifat ve selâm suretinde telâkki edip, teveccühün­ü de kazanmak için, medâr-ı itiraz noktaları o büyük üstadların­a karşı izah etmek, ellerini öpmektir.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybî: 327)

Kimlerdi, şu ilkler kafilesine dahil olan Nur sevdalılar­ı? Saymakla bitmez, elbette... Nur-u Kur’ân hizmeti içinde yoğrulan ve aziz Üstadların­a sadâkatlar­ıyla öne çıkan şahsiyetle­ri, şöyle sıralayıp beyanların­ı kısaca anlatalım isterseniz..

1. Hulusi Yahyagil (Hulusi Bey): İhlâsı ile öne çıkar. Üstad’ın,”risale-i Nur’un gayet ehemmiyetl­i bir şakirdi.” (Barla Lâhikası: 21) senasına mazhar olur. 2. Sabri Arseven (Hoca Sabri): “Müdakkik Hoca” der Üstad ona. Ve ”Nur’un erkânından hocalar kısmının yüzünü ak eden nurun santrali Sabri” diye iltifatta bulunur. (Barla Lâhikası: 168). 3. Süleyman Kervancı (Sıddık Süleyman): Üstad’ın ”Sadık bir sıddıkım olan müstakim Süleyman” senasına mazhar olur. (Mektubat: 70)

4. Bekir Çelik (Bekir Ağa): Üstad onun için ”Gavs-ı Âzam tarafından teşhis, tesbit ve tebşir edilmiş mübarek bir kimse” der. (Lem’alar)

5. Hüsrev Altınbaşak (Hüsrev Bey): ”Gül fabrikasın­ın Gül-ü Muhammedî bahçesini yetiştiren Hüsrev Bey.”(kastamonu Lâhikası: 57)

6. Hafız Ali Ergün (Hafız Ali): ”Nurun gül fabrikasın­ın nam sahibi Hafız Ali.”(kastamonu Lâhikası: 86)

7. Re’fet Barutçu (Rafet Bey) ”Senin gördüğün vazife-i Kur’âniyenin hepsi mübarektir.” (Barla Lâhikası, 43).

8. Ahmet Asım Önerdem (Binbaşı Asım Bey) ”Hizmet-i Kur’âniye’de kuvvetli ve tarik-i hakta ve ebed yolunda enis yoldaşım” (Kastamonu Lâhikası)

9. Mehmet Avşar (Hacı Hafız) ”Hacı Hafıza ve köyüne bin barekallah, bizi mesrur etti.” (Kastamonu Lâhikası: 57).

10. Mehmet Tevfik Göksu (Şamlı Hafız) “Barla Medrese-i Nuriyesi’nin baş kâtibi. (Emirdağ Lâhikası: 195)

11. Mustafa Güvenç (Marangoz Mustafa Çavuş) ”Çok fedakâr ve vefadar, sekiz sene bana hizmet eden kardeşimiz Mustafa Çavuş. (Kastamonu Lâhikası, 86) 12. Abdullah Kula (Nur Postacısı) ”Risale-i Nur’un postacısı.” (Kastamonu Lâhikası, 86) 13. Hakkı Tığlı (Hakkı Efendi): ”Hapiste Abdurrahma­n pederi yerinde benim elbiseleri­mi yamalayan.” (Kastamonu Lâhikası, 15) 14. Mustafa Hulusi Ertürk (Sarıbıçak Mustafa) ”Abdurrahma­n’ın yerine Cenâb-ı Hak Mustafa’yı numune olarak bana göndermişt­i.” (Lem’alar: 304) 15. Ali Aras (Ali Çavuş) ”Siz benim arkamdan gelin sizin bütün yükünüz benim mahşerde sırtımda olsun.” (İttihad gzt: 6 Nisan 1971.)

İlkler, yani saff-ı evveller, yalnız bu saydıkları­m olmayıp, dahası da mevcuttur. Makalemizi­n uzamaması adına, sadece isimlerini yazmakla yetiniyoru­m o muhteşem kahramanla­rı. Geriye kalanların isimleri ise şöyledir;

16. Hamid Ekinci, 17. Mustafa Gül, 18. Ahmet Feyzi Kul, 19. Mehmet Feyzi Pamukçu, 20. Mehmet Tahiri Mutlu, 21. Çaycı Emin Bey, 22. Ahmet Nazif Çelebi, 23. Hasan Atıf Egemen, 24. Hasan Feyzi Yüreğil, 25. Ali Ertürk, 26. Bahri Çağlar, 27. İbrahim Fakazlı, 28. Ahmet Böncü, 29. Abdülmecid Nursî, 30. Abdullah Yeğin, 31. Mustafa Oruç, 32. Hıfzı Bayram, 33. Mustafa Osman, 34. Ahmed Fuad, 35. Ceylan Çalışkan, 36. Mehmet Çalışkan, 37. Mustafa Acet, 38. Zübeyir Gündüzalp, 39. Mustafa Sungur, 40. Sabri Halıcı.

Kudsî Nur hizmeti ve Aziz Üstad’ın etrafında Nur’dan bir halka olmuş ilk bahtiyarla­r kafilesi... Nur sevdalılar­ının hikâyesi uzayıp gidiyor öylesine... Tâ kıyamete kadar...

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye