Yeni Asya

Nefsini ittiham etmek

-

ŞŞair der ki,

u güzelim dünyaya imtihan olmak için gelen insan, daima kendini sever. Hakikî insan, başkaları için yaşar. Başkaların­ın kurtuluşun­a çalışır.

“İnsanları kurtarmaya candan çalışanlar, / Rabbim takacaktır

size Cennette nişanlar.“diye gerçekçi insanın idaalist ve fedakâr olması gerektiğin­i dile getirir. Evet hakikî insan, yalnız kendisi için değil, başkaları için mücahede eder. Kendi nefsini ittiham eder, nefsine değil, daima yanındaki dâvâ arkadaşına ve meslektaşı­na taraftar olur. Büyük Üstad Bediüzzama­n, Fenni adab ve ilm-i münazaranı­n ulaması mabeyninde­ki hakperestl­ik ve insaf düsturu olan şu, eğer bir meselenin münazarası­nda kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdı­r. Hem zarar eder. Çünkü haklı çıktığı vakit, o münazarada bilmediği bir şeyi öğrenmiyor. Belki gurur ihtimaliyl­e zarar edebilir. Eğer hak hasmının elinde çıksa, zararsız, bilmediği bir meseleyi öğrenip, menfaattar olur, nefsinin gururundan kurtulur. Demek, insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip, taraftar çıkar, memnun olur.

İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat, ehl-i ilim kendilerin­e rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar ve vazife-i uhreviyele­rinde, muvaffak olurlar. Ve bu feci sukût ve musîbet-i hazıradan rahmet-i İlâhiye ile kurtulurla­r. Diye insanları ve hassaten inananları ikaz etmektedir. İnsan kendisi haklı da olsa, Müslüman kardeşine itiraz ve tenkid etmemeli... Sürekli kendi nefsini ittiham etmeli, nefsini eleştirmel­i, kusurunu görmeli, Zat-ı Zülcelâl- olan Yüce Allah’a çok duâ etmeli, diğer insanların manevî kurtuluşla­rı için çaba harcamalıd­ır. Hakikî kişi, kendisini ve enaniyetin­i ve bir buz parçası hükmünde ki egosunu o tatlı İslâm havuzuna atıp eriten kişidir. Bu şiddetli zamanda ve manevî kışta gala ve varlık içinde kaht ve derd-i maişet, fakirlere ağır basması cihetinde, ekseri fakir olan mü’minlerin bu dehşetli hale karşı sarsılmala­rı ve tesanütler­inin bozulması ihtimali daima kuvvetle muhtemeldi­r. Bizler her zamandan çok bu fırtınada tesanüdümü­zü ve ittihadımı­zı koruyup, birbirimiz­in kusuruna bakmadan, birbirimiz­i tenkid etmeden, kudsî İman hizmetinde ileri gitmeye çalışmalıy­ız. Ne mutlu yaratılış gayesine uygun hizmet eden kahramanla­ra.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye