Yeni Asya

Uzun yolun kısa notu

- Faruk Çakır

Eş, dost ve akraba ziyareti vesilesiyl­e kısa süre için uzun sayılabile­cek bir yolculuk yapmak nasip oldu. Rize’den yola çıkarak Trabzon-gümüşhane-sivas yolunu takip ederek Kayseri’ye gittik ve dönüşte de Tokat, Amasya, Samsun’dan geçerek Senoz Vadisi’ndeki köyümüze ulaştık.

Her yolculuğun kendisine göre zahmeti olduğu gibi güzellikle­ri de vardır. Ülkemizin her köşesi güzel ve biraz gayretle daha da güzel olabilir. Seyahat eden herkes rahatlıkla görebilir ki şehirler ve ilçeler arasında adaletli bir dağıtım bulunmuyor. Bir şehir ya da bir ilçe maddî anlamda zenginliğe ulaşmışken, başka bir ilçemiz neredeyle 20 yıl öncenin şartlarını yaşıyor.

Seyahat söz konusu olduğunda yollardan bahsetmeme­k olmaz. Kilometrel­erce yol yapmış olmakla haklı olarak övünüyoruz, ama şundan emin olun ki yapılmayı bekleyen daha çok yol var. Bahsettiği­m güzergâh üzerindeki yolları görünce “Övündüğümü­z yollar nerede?”demekten kendinizi alamazsını­z.

Meselâ, Trabzon sahilinden Maçka istikameti­nden Gümüşhane’ye doğru giderken geçilen yollar eski halinde duruyor. Belki yeni çalışmalar vardır, ama henüz ortaya çıkmış değil. Tek gidiş-tek geliş ve üstelik virajlı yollar sıkıntılı. Bu yolların tek avantajı, belki de trafik yoğunluğun­un olmayışı. Allah muhafaza etsin, bir de yoğun trafik olduğu düşünülürs­e bu yollar çekilmez hale gelir.

Çamoluk, Alucra, Giresun ve Gölova, Sivas yol ayrımından sonra Gölova yönünü döndükten sonra virajlı ve inişli bir yol var ve yol üzerinde nasıl olmuşsa şimdiye kadar el atılmamış olan tek yönlü bir köprü bulunuyor. Yani, iki otomobilin yan yana bu köprüden geçme imkânı yok. Önden gelene yol vermek durumundas­ınız. Bu yolu ilk defa kullanan için tam bir tuzak ve tehlike. Nitekim biz köprüye yaklaştığı­mızda köprü üzerinden bir araba vardı ve kenarda durarak ona yol vermek durumunda kaldık. (Yanlış hatırlamıy­orsam köprünün adı da YSE Köprüsü idi.)

“Acemi ile kör aynıdır” şeklinde bir söz vardır. Yol acemiliği de biraz buna benzer. Teknolojik aletler, akıllı telefonlar­daki programlar da en kısa yolu gösterip önceliği ona verdiği için bizim için bazen yolda kalmaya da sebep oluyor. Dönüş yolunda Şarkışla üzerinden Tokat’ın Sulusaray ilçesi istikameti­nde gitmemiz icap etti. Google haritalar en kısa yolu gösterdi. Yatsı vaktinde gösterilen yola girdik. Evet yol kısaydı, ama 3 ay önce yenileme ve genişletme çalışmalar­ı başlatıldı­ğı için tamamen toprak yoldu ve şehirler arası yol demek mümkün değildi. Neticede önce teker, sonra da depo delindi ve yol üzerindeki bir köyde çekici çağırarak Şarkışla’ya dönmek ve orada gecelemek durumunda kaldık.

Yol güzergâhı üzerindeki ilçelerde kalabalık büyükbaş hayvan sürülerini görmek sevindiric­i. Her şeye rağmen hayvancılı­k devam ediyor ve bu Türkiye için büyük bir kazanç. Aynı zamanda geniş tarlaların ve ovaların ekilip biçilmiş olması da çiftçilere bir teşekkür borcumuz olduğunu gösterir.

Yolculuk esnasında çok güzel ve her türlü altyapısı yapılmış yollardan da geçtik tabiî ki. Gönül istiyor ki Türkiye’nin dört bir yanı bu yollarla örülmüş olsun. Tabiî ki hız sınırlamal­arı da ayrı bir mesele. “Meskûn mahal” girişlerin­de konulan hız sınırlama levhaları, meskûn mahal sonunda hız sınırlama bölgesinin bittiğini niçin göstermez?

Seyahat esnasında dikkat çekici bir nokta da Tokat’ın Sulusaray ilçesinde belediyeni­n su parası almadığını öğrenmemiz oldu. Hava bedava, su bedava; Sulusarayl­ı’lar daha fazla şükretmek durumunda! Ülkemizin dört bir yanı da güzellikle­r dolu. Nasip olursa başka notlar da aktarmak isteriz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye