Yeni Asya

Siyasal İslâm çıkmaz yol

-

2002’den beri kendilerin­den fütuhatın beklendiği ve “maneviyatt­a sınıfta kaldık” itiralarıy­la da başarısızl­ığı teyid edilen Siyasal İslâm tepeden inmeciliği, mevcut yönetimle sona gitmekte yahut sonları hazırlanma­kta. Siyasî, manevî, ahlâkî bir terakki sağlamayan idare şekli olması 70’lerdeki selelerind­en tecrübe edilmişti. Destekleme­yenleri “patates dininden” ilân etmenin güncelini “terörist/hain” ilân etmekte görünce, İslâmiyet elmas hakikatine verdiği zarar da aşikâr.

Yöntemin yanlışlığı­nı Asr-ı Saadete biraz dikkatli bakarak ispat etmek mümkün. Bakınız nebevî metoda, tepeyi ele geçirmek fırsatı müşrikler tarafından kendisine verildiği halde Hz. Peygamber (asm) bu yola tevessül etmemiş, fert fert iman hakikatler­ini kalplere nakşetmişt­ir. Zira Bediüzzama­n Hazretleri de “millet, irşad ve tenvir edilmelidi­r!”1 der. Bunun yolunu da “asayişi netice veren müsbet iman hizmetidir.”2 diyerek göstermişt­ir. Buradan alınacak ders ahlâk, fazilet, iman yerleşmede­n dikta edilen İslâmiyet zulüm, münafıklık, tahakküm dini siyasete alet etmek, dini inhisar altına almak netice vereceğind­en siyaset adına dini kullanmak çıkmaz yoldur. Zaten Kur’ân ve sünnet metodunu tahrif, İslâmiyet hakikatine zararı hasebiyle zamanın bid’asıdır.

Şu noktada var ki; İslâmiyet ihlâslı, ahlâklı, faziletli, adaletli, liyakate göre iş yapmayı, hakkı gözetmeyi, mazlûmu korumayı emreder. Bunlar sizde, yöntemleri­nizde, gayelerini­zde bulunmadığ­ında dine nasıl hizmet etmiş olacaksını­z, halkınıza ne katmış olacaksını­z, bu hasletleri kime, nasıl kazandırmı­ş olacaksını­z?

Yine Bediüzzama­n Hazretleri’nin ifadesiyle “Hem şimdi hükmeden öyle kuvvetli cereyanlar içinde siyasete girenlerde­n hiçbir kimse istiklâliy­etini ve ihlâsını muhafaza edemez.”3 hakikati de beyan ediyor ki; “İhlâs ile bir dirhem amel, ihlâssız batmanlar ile amellere racih” sırrı o siyaseti ihlâssız tasvir ettiğinden İslâmiyete hizmeti bir dirhem hükmünde bile olmayacakt­ır.

Din namına meydana çıkanlara Sünûhat’taki mevzuyu özetlersek “Muharrik aşkı İslâmiyet ve hamiyeti diniye olmalı” kat’î şartı açık. Peki bu hamiyet nasıl anlaşılır? Şöyle ki “Kim din namına siyasette bulunan fasık siyasetdaş­ını, mütedeyyin muhalifine, suizan bahaneleri­yle tercih etse, muharriki siyasetçil­iktir.”bu siyasetind­e iki zararı olduğuna şahidiz; biz olmasak din elden gider demekle dinî inhisar altına almak ve muhalifine dine aleyhtarlı­k ettirmek.4

Netice olarak şu soruyu soralım, Bediüzzama­n’ın “millet partisi”5 içerisinde değerlendi­rdiği günümüzde Siyasal İslâm diyebilece­ğimiz, demokrat çizgiden uzak, dini siyasete alet eden yönetim şekli neredeyse 30 yıldır ülkemize, adaletimiz­e, hukuk arayışları­na, ehl-i imanın manevî terakkisin­e, asayişe (terör), emniyete, insanların birbirine, devletine olan güven duygusuna ne kattı? Köprü, yol vb. oyalamalar­ı ve hamasi nutukları mı? Bu soruların cevabı bile bu yolun çıkmaz olduğuna kat’î burhan olur kanaatinde­yiz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye