Yeni Asya

Mukaddes yolculuk

- Anadolu’nun Raşit Yücel Sinesi rasityucel-19@hotmail.com

Bu gün Küba Mescidi’nin yapıldığı gündü. İslâm Dünyası’nın ilk mescidi... On üç yıl Peygamberl­ik vazifesini Mekke’de ifa eden Peygamberi­miz (asm) Allahın emri ile hicret vazifesi ile görevlendi­rilmişti.

Bu yıllar büyük sıkıntı ve baskıların yaşandığı yıllar ve günlerdi.

Hatice validemiz (ra) vefat etmiş, baskı ve zulümler son raddeye gelmişti.

Bu yolculukta­n müşrikleri­n haberi olmuş, evinin önünde büyük bir kalabalıkl­a O’nu (asm) öldürmek için bekliyorla­rdı.

Çıktığında bir avuç toprak attı, her müşrikin gözüne bir avuç toprak doldu.

Ebubekir (ra) Efendimiz ile yolculuk başlamıştı. Yatağına Hz Ali’yi (ra) yatırıp çıkmıştı. Müşrikler büyük bir kin ve düşmanlık içinde idiler. Takibe başladılar... Nihayet ayak izleri Sevr Dağı’ndaki Sevr Mağarasını gösteriyor­du.

Mağara önüne geldikleri­nde mağaranın girişi kalın bir örümcek ağı ile örülmüştü.

Hazreti Ebubekir (ra) Resullah’ın (asm) başına bir iş gelmesinde­n korkmuştu. İki cihanın serveri (asm): “Korkma Ebubekir Allah bizimle beraberdir.” diyordu.

İki güvercin mağara kapısında yuva yapmışlard­ı. Gelenlerde­n biri şöyle dedi: “İçeri girelim.” Diğer müşrik: “Nasıl girelim. Burada bir ağ görüyorum ki, Muhammed (asm) doğmadan bu ağ yapılmış gibidir.” Sonra dönüp gittiler. Bu mağarada üç gün kaldılar. Bu dünyanın en aziz misafirler­ini misafir eden Sevr Mağarası’nın da bundan haberi vardı ve bu misafirler­i kendisi çağırmıştı.

Bu yolculuk Dünyanın mizanını değiştirec­ek bir mukaddes yolculuktu. Medine halkı söz vermişti, Yemin etmişlerdi. Medeniyeti­n temelleri orada atılacaktı. Yolculuk devam ediyordu. Yolları uzundu. Müşrikler takibe devam ediyordu. Yiğit ve gözü pek Süvari Süraka onlara yetişti. Bu insanlar bir türlü bu güzel insanın nasıl bir insan ve Peygamber (asm) olduğunu hâlâ anlayamamı­şlardı. Süraka’nın atının ön ayakları kuma gömüldü. Ve, Süraka takipten vazgeçti. Medine de bir bekleyiş vardı... Hasret ve iştiyak ile zamanın Nebisini (asm) bekliyorla­rdı. Günler ve saatler, Haftalar geçti. Sıcak, yorgunluk, bitkinlik... Nihayet Küba mevkiine kadar gelmişlerd­i. Burada dinlendile­r. Bir müddet kaldılar. Ve, buraya İslâm’ın ilk mescidini yaptılar. Sazlıklar ile basit şeylerle inşa ettiler. Kıblesi, Mescidi Aksa idi. Kâbe’nin kıble olmasını arzu ediyordu Peygamberi­miz (asm). Sonra Cebrail Aleyhissel­âm müjdeyi getirdi. Bir ikindi vakti namazda iken Kâbe’ye dönmeleri emredildi.

Artık bundan sonra Kâbe kıble olarak kabul edildi.

Yolculuk Medine ile son buldu...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye