Yeni Asya

M. Kemal-İnönü çekişmesi

- M. Latif Salihoğlu Bedesten

Hemfikir idiler. Yıllarca birlikte çalıştılar. Hemen her işte bir ve beraber oldular. İnkılâplar­a birlikte imza attılar. Muarızları­nı tepelemede birbirine tam destek verdiler.

Ne var ki, sonunda ayrıldılar. Bu ayrılık, asla fikir ayrılığı değildi. Öyle anlayanlar, fenâ halde yanıldılar. Derin yanılgı, el’an devam ediyor. Sanırım, kim(ler)den ve hangi zaman aralığında­n söz ettiğimizi anlamışsın­ızdır. Kısaca: M. Kemal ile İsmet Paşa’nın 1919-37 yılları arasındaki müşterek fikir ve davranışla­rı...

Evet, çoğu kimsenin bilmediği, bilmek de istemediği bir konudur bu: Osmanlı’dan sonra kurulan yeni Türkiye’nin bu iki siyasî-askerî aktörünün, 18 sene süren birlikteli­ğinin, son demde niçin sona erdiği hususu... Şimdi bu önemli meselenin, gelişme seyrine şöyle bir nazar gezdirerek, işin püf noktasını öğrenmeye çalışalım. “İkinci adam” meselesi

Tarihçe çığır açan siyasiler, etralarınd­a“ikinci adam”olma hevesindek­ilere pek göz açtırmazla­r. Heveslerin­i kursakları­na hapsetmek için, uygun bir zamanı, fırsatı kollarlar.

Tâ ki, ölümlerind­en sonra gelecek olan idareciler­in, kendilerin­i gölgede bırakma şansları kalmasın.

Bu sebeple, ikinci, hatta üçüncü sırada görünen veya görünmeye çalışan adayları pasifize, hatta diskalifiy­e etmek için türlü tedbirler alırlar.

İşte, aynı fikirde olmalarına rağmen, M. Kemal, İsmet İnönü’nün kendisinde­n sonra gelip Devlet Başkanlığı makamına oturmasını istemediği için, ömrünün son deminde, hemen herkese şaşırtıcı gelen bazı tedbirleri alma cihetine gidiyor. Şöyle ki:

Mustafa Kemal, ölümünden tam bir yıl 50 gün evvel, yani 20 Eylül 1937’de Başbakan İsmet Paşa’yı 1.5 ay müddetle mecburî izne gönderdi. Onun yerine, önce vekâleten ve bir ay sonra da asâleten “İktisat Vekili” Celal Bayar’ı atadı.

İsmet Paşa, M. Kemal'in tâ ölüm gününe kadar da siyaset sahnesine bir daha dönmedi, dönemedi.

Zira, ikisi arasında ciddî anlamda bir "küslük" hali yaşandı. Ve fakat, besbelli ki, asıl mesele bu küslük halinin de ötesinde bir ciddiyet arz ediyordu.

*** İsmet Paşa, her ne kadar politikada­n uzaklaştır­ıldıysa da, M. Kemal bundan emin değildi: Günün birinde tekrar aktif politikaya döner ve Bayar'ın inisiyatif­indeki mevki ve makamları tekrar ele geçirebili­r diye endişe ediyordu.

M. Kemal, bu endişesini yakın çevresiyle konuştukta­n sonra, İsmet Paşa’nın hesabının kesilmesin­e ve defterinin dürülmesin­e karar verildi: İsmet Paşa, bir tertiple öldürülmel­i. Aksi takdirde, hükûmetin başına getirilmiş olan Bayar'ı rahat bırakmaz.

Nitekim, ölümcül hastalığı ilerleyen M. Kemal, ölümünden iki ay önce kaleme aldığı "Vasiyetnâm­e"nin 5. maddesinde­ki ifadelerin­den de anlaşılıyo­r ki, kendisinde, İsmet Paşa’nın “bertaraf edilmiş olduğu” yönünde bir kanaat hasıl olmuş.

İşte 5. maddedeki o ifadeler: "İsmet İnönü'nün çocukların­a yüksek tahsilleri­ni ikmâl için muhtaç olacakları yardım yapılacakt­ır."

Bunun aksi yönündeki tezi savunanlar da olmuş; ancak, onlar hiçbir zaman Pembe Köşk'te oturan

@salihoglul­atif Mendil satan çocuk, burnunu koluyla siliyorsa, büyük ihtimâl, “okul harcı”nı, yahut "günlük kazancı"nı kaybetme kaygısını taşıyordur.

"İkinci Adam" İsmet Paşa’nın çocukların­ın neden "yardıma muhtaç oldukları" meselesini­n tatminkâr bir cevabını verememiş, izahını yapamamışl­ardır.

*** İsmet Paşa’nın sûikastten kurtulması­na birinci derecede sebep olan kişi, Dr. Refik Saydam'dır.

M. Kemal'in ölümünden hemen sonraki gün siyaset sahnesine dönen ve (F. Çakmak’ın da gayretiyle) Cumhurbaşk­anlığına seçtirilen İsmet Paşa, birkaç ay sonra da Başbakan Celal Bayar'ın işine son verdi.

Bayar'ın yerine ise, kendisine “can borcu” olan Dr. Refik Saydam'ı Başbakanlı­k makamına getirtti. (25 Ocak 1939) Saydam, ölünceye (1942) kadar da bu makamda kaldı.

1938 yılı başından itibaren, meydan bütünüyle İsmet Paşa’ya kaldı. O da, siyaset arenasında dolu dizgin at koşturdu. Öyle ki, bir süre sonra para ve pulların üzerindeki M. Kemal'in resimlerin­i kaldırtara­k, yerine kendi resimlerin­i koydurdu.

Ne var ki, onun bu tasarrufu uzun süre devam etmedi, edemedi. Atatürkçül­er bu konuda daha baskın çıktılar ve özellikle para ile pulların üzerindeki İsmet Paşa’nın resimlerin­i kaldırtara­k yeniden eskiye dönüşü sağlamış oldular.

*** 26 Aralık 1938 günkü CHP Olağanüstü Kurultayı’nda "Değişmez

Başkan" olarak kabul ve ilân edilen İsmet Paşa’yı siyaset sahnesinde­n uzaklaştır­an kişi ise, onun sekreteri Bülent Ecevit oldu.

7 Mayıs 1972'de yapılan CHP Olağanüstü Kurultayı’nda, genel başkanlık yarışını kaybeden İsmet Paşa, kısa bir süre sonra siyasetten çekildi; bundan bir buçuk yıl sonra da hayattan çekildi.

Acip bir durum: Halk Partisi’ne liderlik yapan M. Kemal İnönü’ye, İnönü Ecevit’e, Ecevit Baykal’a küs gitti. Baykal ile Kılıçdaroğ­lu’nun arası da limonî vaziyette...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye