aihm, kutlular ve Cevher ilhan dâvâlarında devleti haksız buldu
benzer dâvâlardan örnekler veren Güleçyüz şunları söyledi; “Bizim başımızdan daha evvel de bu tarz şeyler geçti. 28 Şubat döneminde Kutlular Abi, 1999 17 Ağustos depremi için “İlâhi ikaz” dediği için 276 gün hapis yattı, çok mücadele verdik o zaman. Şimdi Nur için nasıl mücadele veriyorsak, o zaman da Kutlular Abi için verdik. Sonunda bir kurban bayramı öncesinde serbest bırakıldı. Sonra bunu AİHM’E götürdük. Ve AİHM bu olayda Türkiye’yi haksız buldu. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğüyle ile ilgili maddesinin ihlal edildiğine hükmetti ve Türkiye mahkûm oldu. Yazarımız Cevher İlhan da “Deprem ilahi ikazdır” yazılarından dolayı mahkûm ol- du. Onu da AİHM’E götürdük, aynı netice orada da çıktı. AİHM Türkiye’yi yine haksız buldu aynı maddeden.
Bana verİlen Tazmİnat Kararı da aİhm’den döndü
Üçüncü bir örneği de ben yaşadım. 28 Şubat’ın önde gelen generallerinden biriyle ilgili hayattayken yazılar yazmıştım. Sonra vefat etti. Toprağa verileceği gün “Son durak” diye bir yazı yazdım. Sağlığındayken yazdığım şeyleri kısaca özetleyip hatırlattım. “O şimdi musalla taşında” diye bitirdim. Sonra ailesi adına bana tazminat dâvâsı açıldı. Sağlığında yazmışım, bana dava açmamış, ama ölünce ailesi adına birileri devreye girmiş. Bu tazminat işini kazanç kapısı haline getirenler var.o dönemde konjonktür de buna çok müsaitti.
Neticede bidayet mahkemesinden tazminat kararı çıktı. Temyizde de o mahkûmiyet tasdik edildi ve biz tazminatı ödedik. Sonra AİHM’E götürdük. AİHM Türkiye’yi yine haksız buldu yine dostane çözüm teklif etti, hükümet de kabul etti. Sonra o ödenen tazminat bize geri verildi ve hak yerini buldu.
aİhm’den ümİtlİyİz
Nur’un davasında da benzer bir netice bekliyoruz Türkiye de alamadığımız hakkımızı AİHM’DE alacağımızdan ümitliyiz. 28 Şubat döneminde iç hukukun askerî mahfillerden gelen baskılarla hukuka uygun şekilde işlemediği bir süreç vardı, şimdi de siyasî baskı var. Yoksa Nur’un bugüne kadar tutuklu kalması olacak şey değil. Bunun akılla, mantıkla, hukukla, vicdanla bağdaşacak hiçbir tarafı yok. Buna rağmen inatla bu tutukluluk devam ettiriliyor ve biz başka çaremiz kalmadığı için AİHM’E işi götürdük.
nur’un dâvâsı sembol BİR dâvâ halİne geldİ
Biz içe kapanık bir ülke değiliz, Ab’ye aday bir ülkeyiz. AB kriterlerine hukukumuzu uydurmak mecburiyetindeyiz. Hem mevzuatımızı, hem uygulamalarımızı. Temenni ediyoruz ki fazla uzamadan Nur özgürlüğüne kavuşur ve Nur’la birlikte benzer durumdaki olan, darbeyle de, terörle de hiçbir alâkası olmadığı halde aylardır, bir yılı aşkındır içeride tutulan masumların da özgürlüğünün önü açılır inşaallah.”