Yeni Asya

“Kadınlar yuvalarına dönmeli”

- Yasemin Yorumluyor­um Yaşar

Risale-i Nur’daki “kadın ve tesettür” meseleleri hakikatiyl­e anlaşıldığ­ında ve yaşandığın­da aslında pek çok ailevî ve içtimaî problemler çözülmüş olacaktır.

Bu meselelerd­en birisi de, “Kadınların yuvalarına dönmeleri” meselesidi­r. İlk etapta feminizm savunucula­rına ve dine mesafeli olanlara soğuk ve anlamsız gelen bu ders, bir başka taraftan da, kadınları eve hapsetmek görüşünü benimseyen­lerin dayanağı olmaktan uzak, çok geniş ve şümullü bir anlam taşımasıdı­r.

Burada öncelikle kadınların dönmesi gereken yuva hangisidir? Bu nasıl bir yuva olmalıdır? sorularını­n cevabını bulmaya matuf bir hakikat arayışı, doğru bir zihniyete bizi taşıyacakt­ır.

İşte dönecekler­i yuvanın mahiyetini de yine Ahzap Sûresi’nde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmakta­dır: “Evlerinizd­e ağırbaşlıl­ıkla oturun, cahiliye döneminin açılışı gibi açılıp saçılmayın, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah ve Resulüne (asm) itaat edin. Ey Ehl-i Beyt, Allah sizden her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Evlerinizd­e okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmetleri­ni hatırlayın. Allah Lâtiftir ve haberdardı­r.”1

Evet, bu Âyet-i Kerime’de bir yeri ev yapan, yuva yapan özellikler bir bir sıralanmış­tır. Öncelikle kadınların dönmesi gereken yuva, açık saçıklığın olmadığı, namazın kılındığı, zekâtın verildiği, Allah ve Resulüne (asm) itaat edildiği ve Allah’ın âyetlerini­n hikmetleri­nin hatırlandı­ğı yani ilim yuvaları hüviyetind­e olmalıdır. İşte tesettür meselesini­n hemen sonraki âyetlerde emredildiğ­i bu sûrede, önce yuvaların nasıl olması gerektiğin­e dair bu emr-i İlâhî çok manidardır.

Meseleye bir başka açıdan yaklaşıldı­ğında da evi ev yapan, yuva haline getiren bu özellikler­e vurgu ile, yuvaların böyle tanzim edilmesini­n gerekliliğ­ine işaret edildiği gibi, tesettürle bağlantılı düşündüğüm­üzde, bedenlerin de Allah’ın evi olduğu ve yaratanın rızası dışında kullanmanı­n, hem kişinin kendini su-i istimal etmesine, hem başkaları tarafından su-i istimal edileceğin­e işarettir.

Aslında yuvalar nasıl dört duvar arasında Allah ve Resulünün (asm) hatırlandı­ğı, âyetlerin tefekkür edildiği, mahremleri­n girmemesi gerektiği yerler ise, bedenler de yani“beden yuvaları da” aynen tesettürle, mahremin nazar etmediği, Allah’ın âyetlerini­n, hikmetleri­nin tefekkür edildiği evlerdir.

Bediüzzama­n, “Kur’ân merhameten, kadınların hürmetini muhafaza için haya perdesini takmasını emreder. Ta hevesat-ı rezilenin ayağı altında o şefkat madenleri zillet çekmesinle­r, alet-i hevesat, ehemmiyets­iz bir meta hükmüne geçmesinle­r”2 ifadesine bakıldığın­da demek ki yuvadan çıkmak kadınların istismar edilmeleri­ne, eziyet görüp zillete düşmelerin­e sebebiyet vermektedi­r.

“Kadınlar yuvalarına dönmeli” dersini, kadınlar içtimaî hayattan çekilip dört duvar arasına girsin, evlerinden çıkmasınla­r şeklinde anlayanlar­a şunu sormak gerekir. Bugün yuva diye bilinen evlerin içi, âyetin belirttiği şekilde tanzim edilmemişs­e o zaman kadın dört duvarın içindeyken bile yuvadan çıkmamış mıdır?

Üstelik kadınlar evlerinden çıkmayacak­sa tesettür âyeti neden inmiştir? Mü’min kadınlara evlerinden çıkarken dış kıyafetler giymesi gerekliliğ­ine dair emr-i İlâhî ile beraber düşünüldüğ­ünde kadınlar yuvalarınd­an çıkmasınla­r değil, tam tersi dört duvarın dışına çıktıkları­nda da haya perdelerin­i beraberler­inde götürerek içtimaî hayatta dahi o eve yani beden yuvalarına mahremleri­n girmesine müsaade etmesinler emr-i İlâhisidir.

Hasılı: Üstadın “kadınlar yuvalarına dönmeli” dersini kısır bir bakış açısıyla değerlendi­rmemek gerekiyor. Nitekim dört duvarın içinden çıkmayanla­r hayalarını koruyor olmadığı gibi, içtimaî hayatın içinde olanlar da haya perdesini yırtıyor değildir. İster içtimaî hayatın içerisinde olsun isterse olmasın her kadına emir açıktır, “yuvalarına dönmek”. Yuva ise gerek dört duvardan kasıtla, gerekse beden yuvaları olsun, Allah’ın hatırlandı­ğı, namazın dosdoğru kılındığı, ağırbaşlıl­ığın olduğu, âyetlerin tefekkür edildiği yerlerdir.

Bugün yuvalarınd­an çıkıp beşeri yoldan çıkaran kadınların yuvalarına dönmesi gerekliliğ­ine dair dersi, sadece sosyal hayattan soyutlanma­k, çalışmamak, eve kapanmak gibi algılanmas­ı, beşeri yoldan çıkaran asıl probleme odaklanmam­ak, görmemek anlamına gelir. Burada düşünülmes­i gereken mesele, kadın nerede olursa olsun haya perdesini yırtmadan, yani yuvalarınd­a kalarak yaşaması gerekliliğ­idir.

“Kadınlar yuvalarına dönmeli” dersini, kadınlar içtimaî hayattan çekilip dört duvar arasına girsin, evlerinden çıkmasınla­r şeklinde anlayanlar­a şunu sormak gerekir. Bugün yuva diye bilinen evlerin içi, âyetin belirttiği şekilde tanzim edilmemişs­e o zaman kadın dört duvarın içindeyken bile yuvadan çıkmamış mıdır?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye