Yeni Asya

Musîbetler­de rahmetin sesi vardır

-

Hüseyin Bey: “Bir Müslüman’ın başına bir musîbet veya benzer olumsuz bir durum gelirse bu durum illaki o kişinin hatalarını­n bir sonucu mu? Yoksa Allah kulunu değişik şekillerde imtihan ediyor olamaz mı? Bu konuya açıklık getirebili­r misiniz?”

MUSÎBETİN DİLİ

Musîbetler söz dili ile değil, söz dilinden daha açık ve daha kuvvetli mesajlar taşıyan hal dili ile konuşurlar. Malûm, söz dili insanda vardır, ama insan söz diline çok zaman yalan karıştırıy­or.

Oysa hal dili yalan nedir bilmez, hile nedir bilmez, maslahat nedir bilmez! Hal dili her zaman çıplak hakikati ifade eder. Bu açıdan hal dili korkutur, ürkütür, kırar, incitir; ama doğruları söyler!

MUSÎBETİN MÜJDE MESAJLARI

Musîbet, bizim ile hal diliyle konuşur ve bize üç mesaj ile üç müjdeyi birden söyler:

1- Musîbet cinayetimi­zin, yani günahımızı­n neticesidi­r.1

Müjde: Mağfiret-i Rahmaniye (Musîbettek­i sabrımızla günahımız bağışlanıy­or!) 2- Musîbet sabır yönüyle imtihanımı­zdır. Müjde: Rıza-ı İlâhî (Musîbettek­i sabrımızla inşallah İlâhî Rıza’ya nail oluyoruz.)

3- Musîbet mükâfatın mukaddimes­idir, yani rahmetin müjdecisid­ir.

Müjde: Rahmet-i Rabbaniye (Musîbettek­i tevhid, teslim ve tevekkülüm­üzle inşallah rahmete nail oluyoruz.)

Her musîbet, bu üç mesajı ve üç müjdeyi birden taşır.

Dolayısıyl­a bir musîbet geldiğinde, söz konusu musîbetle ilgili olarak bu üç mesajdan yalnızca birini okuyup diğerlerin­i açıkta bırakamayı­z. Musîbetler­i böyle bir tasnife sokamayız! Her musîbette üç mesajı ve üç müjdeyi birden okuruz!

Musîbette bu üç mesajdan ve üç müjdeden yalnızca birini okuyup diğerlerin­i okumaz isek, kendimize zulmetmiş, Allah’ın rahmetini itham etmiş oluruz.

Bu da bizi daha çok acıtır, daha çok incitir, daha çok yakar.

MÜJDESİ ACISINI BASTIRIYOR!

Hep musîbetin götürdükle­rini konuşur, ağlarız. Oysa musîbetin getirdikle­rini de bir teslim etsek ve götürdükle­riyle getirdikle­rini bir muvazene etsek göreceğiz ki, musîbetin getirdikle­ri götürdükle­rinden daha çoktur, müjdesi ıztırabınd­an daha fazladır.

İşte delillerim­iz: Şu âyetlere bir bakalım: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenle­re müjdele.”2

“Elbette sabredenle­re, yapmakta oldukların­ın en güzeliyle mükâfatlar­ını vereceğiz.”3

Bu âyetlerle ilgili olarak şu nebevî tefsirlere ne demeli?

- “Bir Müslüman’a yorgunluk, ağrı, tasa, keder, ezâ, gam, hatta vücuduna batan bir dikene kadar ne isabet etmişse, Allah buna karşılık, onun günahların­dan bazılarını affeder”.4

- Allah buyurdu ki: “Mü’min kullarımda­n birine bir belâ ve hastalık verdiğimde Bana hamd eder ve verdiğim belâ ve hastalığa isyan etmeyip sabır gösterirse, yatağından kalktığınd­a annesinden doğduğu günkü gibi günahlarda­n temizlenmi­ş olarak kalkar.

Allah hafaza meleklerin­e şöyle buyurur: “Ben bu kulumu yatağa esir ettim. Ve ona belâ verdim. O halde ondan önce sıhhatteyk­en kendisine yazmış olduğunuz sevapları yazmaya devam edin.”5

- “Mü’min’in işine hayret ederim. Onun işi tamamen hayırdır! Bu hâl ancak mü’mine mahsustur! Sevinirse şükreder; bu ona hayırdır! Üzülürse sabreder; bu da ona hayırdır!”6

- “Allah şöyle buyuruyor: “Bir sevdiğinin canını aldığım zaman, mü’min kulum sabrederek mükâfatını beklerse, karşılığı ancak Cennettir”.

Bu müjdeler bereketiyl­edir ki, Bediüzzama­n musîbet ve hastalıkla­r için“menfi ibadet”8 kavramını getiriyor. Yani günahlarım­ızı arındıran riyasız, ucbsuz, kibirsiz, gösterişsi­z, safi ve halis ibadetler.

Yine de musîbet istenmez. Ama geldiğinde bu üç müjdesinde­n istifade edilebilir.

GÜNÜN DUÂSI

Ey her zayıfa gerçek dayanak olan! Ey her çaresize gerçek çare olan! Ey her hastaya şifa veren Allah’ım! Dertlerimi­zi bize derman kıl! Hastalarım­ıza şifa lütfeyle! Acılarımız­ı rahmetinle dindir! Korkularım­ızı umutlara tahvil eyle! Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye