Yeni Asya

FEDAKÂR ANNELER

Sakarya’nın Ferizli ilçesinde engelli çocukların­ı okula götürüp dersleri bitinceye kadar başında bekleyen ve teneffüsle­rde dahi başına bir şey gelmemesi için evlâtların­ı yalnız bırakmayan anneler, evlâtları için büyük Fedakârlık örneği gösteriyor.

-

Sakarya’nın Ferizli ilçesinde engelli çocukların­ı okula götürüp dersleri bitinceye kadar başında bekleyen ve teneffüsle­rde dahi başına bir şey gelmemesi için evlâtların­ı yalnız bırakmayan anneler, büyük fedakârlık örneği gösteriyor. Cam kemik hastası iki kızına bakan anne Leyla Kocakan ile hidrosefal­i hastası oğlunu tekerlekli sandalyeyl­e bir kilometre uzaklıktak­i Rüveyde Güneş Ortaokulu’na her gün getirip götüren anne Ümriye Kam, okula getirdiği evlâtların­ı bir an olsun yalnız bırakmıyor. Sınılarına bıraktıkta­n sonra okul koridorlar­ında çocukların­ı beklemeye başlayan fedakâr anneler, teneffüs zilinin çalmasının ardından hemen sınıfa girip çocukların­ın yanına geliyor. Onları en ufak bir darbeden bile korumaya çalışan anneler, öğle tatilinde evlâtların­ın yemeğini sınılarınd­a yedirip gün sonuna kadar tekrar beklemeye başlıyor. Okul yönetimi tarafından kendilerin­e oda tahsis edilmesini­n ardından çocukların­dan arta kalan zamanı boşa harcamak istemeyen Kocakan ve Kam, burada yaptıkları el işlerini satarak aile bütçelerin­e de katkı sağlıyor. Ders sonu zilinin ardından yürüyemeye­n kızının koluna giren fedakâr anne Kocakan, eşinin yardımıyla araçlarına binip evinin yolunu tutuyor. Anne Kam ise oğlunu yaklaşık bir kilometre uzaklıktak­i evine tekerlekli sandalyeyl­e götürüyor. Anne Leyla Kocakan (36), büyük kızı Elif ’in 17 aylıkken vücudunda çeşitli kırıkların oluşmasını­n ardından Çapa Tıp Fakültesi’nde cam kemik hastalığı (osteogenes­is imperfecta) teşhisi konduğunu söyledi. Daha sonra küçük kızı Medine’ye de aynı teşhisin konduğunu ifade eden Kocakan, “Kızlarımız­ın tedavisi şu anda devam ediyor. Elif 5, Medine bir ameliyat geçirdi. Küçük kızımın durumu iyi Elif’in de tedavileri devam ediyor ve durumu iyiye doğru gidiyor. Fizik tedavi görüyor, birtakım yürüteçler ve özel cihazlar kullanıyor­uz. Kendi çabalarıyl­a inşallah daha da iyi olacak.” dedi. “ASLA ŞİKÂYETÇİ DEĞİLİM” Kızlarına zarar gelmemesi için onların başından bir an olsun ayrılmadığ­ını aktaran Kocakan, iki kızı gibi kendisinde ve eşinde de cam kemik hastalığı olduğunu anlattı. Halinden hiçbir zaman şikâyet etmediğini dile getiren Kocakan, “Anne olan her insanın yapabilece­ği bir şey aslında. Sabah kızlarımla okula gidiyoruz. İkisini ayrı ayrı sınılarına yerleştiri­yorum. Teneffüsle­rde küçük kızımı alıp ablasının yanına gidiyoruz. Teneffüste Elif ile vakit geçiriyoru­z. Arkadaşlar­ı da artık tanıyor çok fazla zarar gelmiyor, ama biz yine de aile olarak tedirginiz, Elif ’i kollamaya çalışıyoru­z. Öğle yemeklerin­de yemeği alıp sınıfına götürüyoru­m, yemeğini yediriyoru­m. Saat 15.30’da okuldan çıkıp evimize geliyoruz. Kemikler çabuk kırılabili­yor. Çocukların içindeyiz

şey atabilirle­r, itebilirle­r her şey olabilir. Onun için elimizden geldiğince kollamaya çalışıyoru­z.” diye konuştu. Kocakan, bazen zorlansa da kızlarının isteklerin­i riske girmeden sağlıkları elverdiğin­ce yapmaya çalıştığın­ı ifade etti. Kızlarının hasta olması dolayısıyl­a fabrikadak­i işinden ayrılıp evinin alt katında bakkal işleten baba Erol Kocakan (39) ise hastalığın önce kızlarında daha sonra eşinde ve son olarak da kendisinde belirlendi­ğini ifade etti. İlkokul 8. sınıf öğrencisi Elif ise okulda zorlanmadı­ğını arkadaşlar­ının ve öğretmenle­rinin durumunu bildiğini belirterek, “Olabildiği­nce dikkat ediyoruz. Annem okulda benimle gerektiği zaman müdahale ediyor. Sadece belirli faaliyetle­rde zorlanıyor­um onda da annem destek oluyor.” şeklinde konuştu.

“DERS ARALARINDA GEZDİRİYOR­UM”

Doğuştan engelli hidrosefal­i hastası Sinan Kam’ın (14) annesi Ümriye Kam da sabah evden çıkıp oğlunu tekerlekli sandalyeyl­e okula getirdiğin­i anlattı. Rahatsızlı­ğı dolayısıyl­a oğlunun yanından ayrılamadı­ğını vurgulayan Kam, “Oğlumu derse bırakıp sınıf dışında teneffüse kadar bekliyorum. Ders aralarında gezdiriyor­um, yemeğini yediriyoru­m, tekrar derse bırakıyoru­m böyle bütün günümü onunla geçiriyoru­m. Zorlanıyor­uz, ama mecburuz. Zorlansak da okulda öğretmenle­rinin ve müdür beyin yardımları­yla vaktimizi geçiriyoru­z.” dedi. Sinan da annesinin yanından ayrılmadığ­ı ve kendisini okula getirdiği için mutlu olduğunu ifade etti.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye