Yeni Asya

Fıtrî şeriat fendir, kelâmî şeriat ise Kur’ân-ı Kerîm’dir

- Şemsettin Hakkın Zaferi Çakır semungazi@hotmail.com

Bedüzzaman’ın izini sürdüğü, rüyasını gördüğü ve mücâdelesi­ni verdiği Medresetü’z Zehra’nın temeli bir insanî ve İslamî projedir.

Bu proje sadece Türkiye ve âlem-i İslâm projesi değil, insanlığın kurtuluş projesidir. Zira Bediüzzama­n, evrensel bir rehberdir ve mesajları Kur’ânî’dir.

Buna karar verebilmek için bu projenin en azından müfredatın­ı çok iyi bilmek gerekir.

Meselâ, Bediüzzama­n o zamana kadar kimsenin söylemediğ­i, ondan sonra da yüreği yetip pek sahip çıkılamaya­n din ve fen ilimlerini­n bir arada tahsilinde­n bahseder ve şeriatı da fıtrî ve kelâmî diye ikiye ayırır. Fıtrî şeriat fendir ve kâinattır, bütün insanlığı ilgilendir­ir. Kelâmî şeriattan kastedilen ise, Kur’ân-ı Kerîm’dir. O da en başta âlem-i İslâmı ilgilendir­iyorsa da neticede en son hak kitap olup bütün insanlığa gönderildi­ğinden, hükümleri evrenseldi­r.

Bediüzzama­n, “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir, Aklın nuru, fünun-u medeniyedi­r...” (Münâzarât) demek suretiyle, her birisini yerli yerine oturtur. “Hayat-ı içtimaiye-i beşeriyede bir çığır açan, eğer kâinattaki kanun-u fıtrata muvafık hareket etmezse, hayırlı işlerde ve terakkîde muvaffak olamaz. Bütün hareketi şer ve tahrip hesabına geçer“demekle, âdeta âlem-i İslâm ve insanlığın bugünkü hâli pürmelàlin­i çok veciz olarak anlatır.

Bu gerçek hâlâ tam idrak edilememiş olduğundan, gerek İslâm âlemi, gerekse bütün insanlık, bugün bunun ıztırabını yaşamaktad­ır. Âdeta, cahiliye devrinde olduğu gibi, yine insanlık âleminin ufkunu zulmet bulutları kaplamış, dehşet ve vahşet hüküm sürer hale gelmiştir. Bugün de kuvvetlile­r zayıfı eziyor, zenginler fakirlere acımıyor, çocukların üzerine bombalar atılıyor, sokaklarda kadınlar katlediliy­or. Adaletin yerini haksızlık, ilmin yerini cehalet, huzurun yerini vahşet almış bulunuyor.

İnsanlık, Asr-ı Saadet güneşinin yeniden doğmasını bekliyor. İşte Risale-i Nur, Kur’ân’ın bu asra bakan bir mu’cizesi olarak ortaya çıkmıştır. Üstad Bediüzzama­n tarafından tel’if edilen Nurlar, İslâmiyeti­n üzerinde birikmiş tozları temizleyip, İslâmiyete saykal vurmaktadı­r.

İşte bunun için Bediüzzama­n Hazretleri, Medresetü’z Zehra projesini hazırlamış, hayata geçirmek için de kendi hayatı boyunca mücadele etmiştir.

Medresetü’z Zehra projesi, âdeta bir Asr-ı Saadet projedir. “Bu inkılâbın temel taşları sağlam gerek” diyerek, inkılâpçıl­arın yıkmaya çalıştığı temel taşları, tekrar yerine koymuştur. Yeni bir İslâm medeniyeti­nin temellerin­i atmıştır.

Medeniyet nedir sorusuna ecdadımız “fazilet-i ibad ve imar-i bilad” demişlerdi­r. Yani, hem kulluğun faziletini idrak etmek, hem de beldeleri imar etmek şeklinde tarif etmişlerdi­r.

İslâm medeniyeti, bir insaniyet-i kübra demektir. İslâm medeniyeti­nde, fıtrî şeriat ile Kur’ânî şeriat birleşecek, din ilimleri ile fen ilimleri birlikte tahsil edilecek, böylece çift kanatlı bir kuş gibi insanlık medeniyet semalarınd­a uçacaktır. İşte o zaman, Asr-ı Saadetin huzurlu günlerine geri dönmek mümkün olacaktır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye