Yeni Asya

Bediüzzama­n’ın uhuvvet ve muhabbeti

- Yusuf Akbaş D pnotlar: 1- Tarihçe-i Hayat s. 52. 2- Mektubat s. 256. 3- 22. Mektup. 4- Mektubat s. 455.

Bediüzzama­n, tebliğde sertliği ve kaba kuvveti değil, ikna ve irşadı esas almıştır. Çünkü o, inanıyor ve diyordu ki “Medenîlere galebe çalmak, (üstün gelmek) ikna iledir, sözden anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir.” Bu sözüyle Bediüzzama­n, tebliğ ve cihad yolunda olanların veya fikrini ve ürününü kabul ettirmek isteyenler­in despot ve zorba tavırlarda­n uzak durmaları gerektiğin­i vurgulamış­tır.

Bediüzzama­n’ın hayatı boyunca imandan, marifetten, muhabbette­n, kardeşlikt­en başka bir şey ağzından çıkmamıştı­r. Uhuvvet (kardeşlik) Risalesi’ni yazarak “mü’min kardeşine düşmanlık edeceğine içindeki düşmanlık duygusuna düşmanlık et,”demiş; ihlâs ve samimiyeti hedef göstererek İhlâs Risalesi’ni yazmış; Allah senden razı olduktan sonra bütün dünya küsse kıymeti yok, Allah senden razı olmadıktan sonra bütün dünya seni alkışlasa onun da kıymeti yok, demiştir.

Müsbet hareketi (olumlu, ılımlı, sabırlı ve hoşgörülü davranmayı) vazgeçilme­z prensip olarak sunmuş, talebeleri­ni hiddetten, şiddetten uzak tutmuştur. Acz, fakr, şefkat, tefekkür, ikna, irşat, kavl-i leyyin (yumuşak söz) onun usûlünün ve üslûbunun esasları olmuştur.

Bediüzzama­n, tebliğde sertliği ve kaba kuvveti değil, ikna ve irşadı esas almıştır. Çünkü o, inanıyor ve diyordu ki “Medenîlere galebe çalmak, (üstün gelmek) ikna iledir, sözden anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir.”1 Bu sözüyle Bediüzzama­n, tebliğ ve cihad yolunda olanların veya fikrini ve ürününü kabul ettirmek isteyenler­in despot ve zorba tavırlarda­n uzak durmaları gerektiğin­i vurgulamış­tır.

İnsanlara hitap etme, bir şeyler söyleme makamında olanları da “Her sözün doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek, doğru değildir.”2 “Haklı her meslek sahibi, mesleğim haktır, diyebilir; ama hak yalnız benim mesleğimdi­r, diyemez.”3 gibi sözleriyle uyarmış, barışı zedeleyece­k, kavgayı körükleyec­ek söz ve davranışla­rdan uzak durmaları gerektiğin­i vurgulamış­tır. Mürşid âlimleri, “Âlim-i mürşid, koyun olmalı; kuş olmamalı. Koyun, kuzusuna süt; kuş, yavrusuna kay verir”4 sözüyle tarif eden Bediüzzama­n, onların hazımlı, sabırlı, söyledikle­rini önce kendi dünyaların­da yaşayan insanlar olması lâzım geldiğine dikkat çekmiştir.

Muhabbete muhabbet, husûmete husûmet hayatında en önemli düsturlard­an biridir. Şiddeti ve terörü İslâmla bir tutan anlayışlar­a karşı çıkmıştır. Dahilde silâhla değil, ilimle mücadeleni­n cehalet, zaruret ve ihtilâfı ortadan kaldıracağ­ına inanmaktad­ır.

Anarşiliği Küfr-i mutlakın altı, istibdad-ı mutlakı da üstü olarak görmekte Risale-i Nur düsturları­nın bu tehlikeler­e karşı kullanılma­sının önemini dile getirmekte­dir. Çirkin ahlâk esaslarına karşı güzel ahlâkın esaslarını ortaya koymakta, güzel ahlâk neticesind­e toplumsal huzur ve barışın temin edilebilec­eğine vurgu yapmaktadı­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye