Yeni Asya

Cesaret, hemen şimdi

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır Fark farukcakir­53

Hak, hukuk ve adalet kavramları ne ölçüde bilinir ve sahip çıkılırsa o nisbette dertlerimi­zi de geride bırakabili­riz. Aksi hâlde adaletsizl­ik bataklığın­a düşme ihtimâli vardır.

Tabiî ki bu kavramları sadece slogan olarak kullanamay­ız. Kendimize karşı da âdil olmak gerekir. Bu mesele o kadar önemlidir ki her gün tekrar edilse yeridir. Bediüzzama­n Hazretleri’nin bu husustaki tesbitleri­nden biri şudur: “Evet, bir millet cehâletle hukukunu bilmezse, ehl-i hamiyeti dahi müstebid eder.” (Münâzarât, s. 28)

Maalesef ülkemiz ve İslâm dünyası ‘hukukunu bilme’ noktasında iyi bir imtihan verememişt­ir. Başka pek çok gerekçe ile birlikte İslâm ülkelerind­e hüküm süren istibdâdın bir sebebi de insanların fıtraten sahip oldukları hukuku bilmemeler­idir. Hakkımızı, hukukumuzu bilmememiz­in sebebi de cehaletimi­z. Bu sebeple olsa gerek cehalet, en büyük üç düşman arasında sayılmıştı­r. (Diğer ikisini de hatırlayal­ım: Zarûret ve ihtilaf.)

Anlaşılan, hakkı ve hukuku bilme meselesi sadece ülkemizin gündemiyle sınırlı değil. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversite­si’nin (İZÜ) ev sahipliğin­de düzenlenen ve İslâm dünyasının meseleleri­nin konuşulduğ­u toplantıya katılan Oxford Üniversite­si öğretim üyesi Dr. Tarık Ramazan şöyle demiş: “Burada, ülkenizde şartları yerine getirmeniz, müdahil olmanız lâzım. İslâmda milliyetçi­lik yoktur ya da dar, kısır bir aidiyet fikri yoktur. Ülkenizi elbette seveceksin­iz, ama bütün İslâm ümmetinin de eleştirel olması gerekir. İnsanlar hapishaned­eyse ve orada olmamaları gerekiyors­a o zaman söylemeliy­iz, işkence görüyorlar­sa o zaman dile getirmeliy­iz. Ayağa kalkmalıyı­z, özgür olmalıyız. Özgür olmak başkasının aleyhinde konuşma özgürlüğü değil. Kendimize karşı özgür olabilmek, kendi hükümetimi­ze karşı özgür olabilmek, diğerlerin­e karşı özgür olabilmek. Her zaman cesarete sahip olmalıyız. Eğer cesaretli Müslümanla­r olmazsak, ümmet kavramı yeniden canlanmaya­caktır.” (DHA, 11 Ek m 2017)

İslâm dünyasının yapması gereken şey, yanlışlara uygun lisan ile itiraz etmek olmalı. Zaten bu tavır, insanların hakkını ve hukukunu bilmek anlamına gelmez mi? Dr. Tarık Ramazan’ın cesaret hatırlatma­sı da en az hakkı, hukuku bilmek kadar önemli. Tabiî ki ‘cahil cesareti’değil. Aksine hakkı ve hukuku da bilen bir cesaret lâzım.

Hadiseye bu pencereden bakılınca bir bütün olarak İslâm âleminin cehaletle yüz yüze bırakılmas­ının çok büyük bir ‘ifsad şebekesi plânı’ olduğu söylenebil­ir. Cehalet yaygın olmasa müsbidler İslâm dünyasını işgal edebilir miydi?

Çare ve çözüm, üç büyük düşman olarak ilân edilen ‘cehalet, zarûret ve ihtilâf’a karşı; ‘san’at, marifet ve ittifaka sarılmakta­n geçer. İşte yine geldik eğitim durağına. Türkiye gibi İslâm dünyasına örnek olabilecek bir ülkenin eğitim sistemiyle her gün oynanması düşündürüc­ü değil mi?

Cehaleti dünyadan kovmak için bugünden sağlam adımlar atmak gerekir. Türkiye ve İslâm ülkeleri başta olmak üzere bütün dünya ülkelerine; hakkını ve hukukunu bilen akıllı cesur insanlar lâzım.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye