Yeni Asya

B r ara, b r sor hele...

- Zeynep Çakır

“Mutlu ol, çünkü kimse senin üzgün olmanı umursamıyo­r” demiş Peyami Safa. O mu demiş onun söylediği varsayılar­ak mı sosyal medyada yer almış bilmiyoruz. Zira alıştık Hz. Mevlânâ ve Hz. Ali’ye ithafen çok cümle gördük çoğu alâkasız ve kaynağı sosyal medyadan menkul vecizeleri...

Söyleyen kişinin kim olduğu önemli tabi, ama sözün doğruluk payı ondan daha önemli. Ve tam da bugünün hastalığı.

Mutsuz üzgün ve başında bir derdi olan insanla ilgilenmek, aramak sormak teselli etmek dertleşmek varsa imkânı hal çaresi bulmak bütün bunlar artık mazide kalan meziyetler oldu. Peyami Safa böyle söylemişse kendi çağının insanına haksızlık etmiş besbelli. Zira ben onun çağında yetişen büyüklerin digergamlı­k tedrisatın­dan geçtim. Durum hiç te böyle değildi. Birinin derdi herkesin gündemi olurdu.

Elbirliğiy­le her neyse sıkıntı, bir hal çaresi bulmak için seferber olunurdu. Gözyaşı dindiremey­en gönül sevinderem­eyen insan muteber insan mı olurdu?

Derdine çare olamasa da yanında, bucağında, sofrasında olur, evini açar, kulağını gönlünü açar, elinden hiçbir şey gelmiyorsa ona da hayılanır, duâları ile manevî yoldaş olurdu.

Şimdi öyle mi ya? Kimsenin kimseyi dinlemeye anlamaya tahammülü yok. Mutsuz insandan ve onu mutsuz eden şeyden vebadan kaçar gibi kaçıyorlar. O kişiye ‘sorunlu insan’ damgası vuruyor. “Ayy benim sorunum baştan aşmış, negatif yüklenemem. Beni de mutsuz ediyor” diyor çıkıyor işin içinden.

Evet; olumsuz, negatif, enerji sömüren bir insan türü var ve böyleleri insanın ömrünü yiyor. Kastım bu değil. Fakat işte mutsuzluk, musîbet, üzüntü, bazen çözümsüz bir hal, her insanın semtine uğruyor.

İşte bu zamanlarda daha önceden has, halka gümüş toka olan nicesi pencereden bakmıyor, telefona çıkmıyor, vatsaptan yazışmıyor, siz yazıp anlatınca “Allah yardımcın olsun” demek bile galiba onu çok mutsuz ediyor olmalı ki cevap bile vermiyor. Niye? Cevap verse uzayacak yazışma. Size vakit ayırmaya değer mi mutlu arkadaşlar­ı varken? Bu yüzden semtine uğramıyor, yüzüne vursan zaten umursamaz, sitem kâr etmiyor.

Farkında mısınız, hiç kimse ‘arkadaşıml­a dertleştik’ resmi paylaşmıyo­r! Herkes mutlu gün kurabiyesi, mutlu anlar kahvesinin peşinde koşup gidiyor.

Bir kendini mutlu etme fetişizmin­e kapılmış mutsuzluk ve mutsuzlara kapılar ardına kadar kapanıyor.

Peyami Safa bu sözü söylemiş söylememiş ne fark eder? Eskiler böylesine “Zaten kendine Müslüman” diyor. “İyi gün dostu” diyor da ne gam. Yeter ki mutsuz olunmasın. Yeter ki mutsuzla olunmasın. Böyle olmayı hiiiiç umursamıyo­r bile...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye