Ömer Nasuhi Bilmen, yâd ediliyor
DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANLANLARINDAN ÖMER NASUHİ BİLMEN, VEFATININ 46. YIL DÖNÜMÜNDE DUÂLARLA ANILIYOR.
U D
İşleri eski Başkanlarından Ömer Nasuhi Bilmen, vefat yıl dönümünde duâlarla anılıyor. Ömer Nasuhi Bilmen darbecilerin “ezan Türkçe okunsun” şeklindeki baskılarına direnmesiyle akıllarda yer etmişti.
Diyanet İşleri eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 2014 yılında düzenlenen Ömer Nasuhi Bilmen Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in darbecilerin “ezan Türkçe okunsun” şeklindeki baskılarına nasıl direndiğini anlatırken, “Ezanı ve namazdaki Kur’ân-ı Kerîm kıraatinin Türkçe okutulması hakkında Salihli’den Avukat Ahmet Aktürel tarafından orgeneral Cemal Gürsel’e yazılı 2.7.1960 yani 6. ayda başkan oluyor, 7. ayda bu konudaki talepler artmaya başlıyor. Ben mektubun tamamını okumuyorum, ama [Gürsel’e yazılan ve Bilmen’e havale edilen] mektup diyor ki ‘Milletten gelen çok büyük bir talep var. Ezan yeniden değiştirilsin, Türkçeleştirilsin ve camide de ibadetler yeniden Türkçe yapılsın’ deniliyor. Buna karşı (merhum Bilmen tarafından) verilen cevap aynen şöyledir, bir paragrafını okuyacağım sadece: ‘Ezan sadece bir ilân değil, Peygamberimiz (asm) tarafından takrir buyurulmuş olan hususî lâfızlarla namaz vakitlerinin girdiğini bildiren kitap, sünnet ve icma ile sabit dinî bir ilân ve ilâmdır. Peygamberimiz (asm) devrinden itibaren her devirde ve her yerde bütün Müslümanlar tarafından aynı lâfızlarla okunagelmiş olan ezanı hususî lâfızlarından başkasıyla okutmaya kalkışmak, Peygamberimizden (asm), Ashabından ve 400 milyonluk İslâm camiasından ayrılmak demektir ki kalbinde uhrevî mesuliyet hissi taşıyan hiçbir Müslümanın buna cüret ve cesaret edebileceğine ihtimal verilemez.” KIRKINCI HOCA
Mehmed Kırkıncı Hoca da Ömer Nasuhi Bilmen’in şöyle dediğini nakletmiştir: “Bediüzzaman ile Dar’ül Hikmet-ül İslâmiye’de iken tanışmıştım. Bütün İstanbul ulemasının takdirlerini kazanmıştı. Ben bizzat birkaç kez sohbetinde bulundum. O dönemde yazdığı bütün makalelerini okudum. Fikirlerinde fevkalâde bir tesir vardı. Telif ettiği eserlerden yalnızca Sözler isimli eserini mütalâa ettim, harikulâde bir eserdi. Doğrusu ilm-i kelâmda bir tecdit hareketi yaptı. İmanın bütün rükünlerini kemal-i vuzuhla ortaya koydu. Cenâb-ı Hak bu millet-i İslâmiyeyi sahipsiz bırakmamıştır. Her asırda büyük müçtehitler, mücedditler ve mürşitler göndermiştir. Bediüzzaman da o zatlardan birisidir. O, cebir ve kuvvetin, zulüm ve tahakkümün hüküm ferma olduğu bu devirde gönderilmiştir.’’ Galip Gigin de Ömer Nasuhi Bilmen’in, Bediüzzaman Hazretleri’nin eserleri için söylediği şu sözü nakletmiştir: “Onun eserleri, ileride İslâm dünyasın da tek mehaz olacak değerdedir.”