Masumların hukukunu zayi eden fitnelerden uzak durmalı
Eğer idare-i millet ve asayiş-i memleketin hakikî esaslarını bilmeyen bir cahil hamiyetfüruş dese: “Senin risalelerin, asayişi bozanlara ve idareyi karıştıranlara bir medar olabilir cihetiyle ve sen dahi ihtiyatsızlık edip idare-i hâzıraya itiraz etsen, risalelerin kuvvetiyle bir gaile açmak ihtimaliyle sana ilişiyoruz.”
Elcevap: Risale-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akim ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. Ve bu on senedeki on fitnelere, Risale-i Nur’un şakirdlerinin ondan birisi, belki asla hiçbirisi Risale-i Nur’dan ders alan, elbette çok masumların kanını ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akim ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz. karışmadığı gösterir ki, risaleler bu fitnelere zıt ve asayişi temine medardırlar. Acaba, idarece ve asayişi muhafazaca, bin imanlı adam mı, yoksa on dinsiz serseri mi daha kolaydır? Evet, iman, güzel seciyeler vermekle hem merhamet hissini, hem zarar vermekten sakınmak meylini verir.
Amma benim ihtiyatsızlığım ise, bu on üç senedir imkân dairesinde ne kadar elimden gelmişse, hükûmetin nazar-ı dikkatini celb etmemek ve onunla uğraşmamak ve işlerine karışmamak için, Isparta vilâyetine malûm olan harika bir surette, münzeviyâne ve merdümgirizâne ve müşfikkârâne ve siyasetten müçtenibâne yaşadığımı bu memleket bilir. Ey beni bu belâya sevk eden insafsızlar!
Anlaşılıyor ki, asayiş aleyhinde hareket etmediğimden, benden kızdınız, hiddet ettiniz; asayişe düşmanlık damarıyla beni tevkif ettirdiniz. Evet, asayişi bozmak ve idareyi karıştırmak isteyenler, benim hakkımda hükûmeti iğfal ederek, adliyeyi lüzumsuz işgal edip beni tevkif ettirenlerdir. Onların hakkında, değil yalnız biz, belki memleket namına başta müddeiumumî olarak, heyet-i hâkimeye dâvâ etmelidir.