Yeni Asya

Bediüzzama­n zindanı medrese, kâinatı kütüphane olarak görmüştür

- Yerin Kulağı Ali Ferşadoğlu

“Manay-ı harfiyle” nazar, gözlem, müşahade… Zindanlar için “Medrese-i Yusufiyele­r,” tabirini kullanan, kâinatı kütüphaney­e dönüştüren ve bu ifadeleri Müslümanla­rın gündemine sokan Bediüzzama­n Said Nursî’dir.

“Yusuf (as) daha yıllarca zindanda kaldı. (Yûsuf Sûresi, 12:42) mealindeki âyetinin ihbarı ve sırrıyla, Yusuf Aleyhissel­âm mahpusları­n pîridir; ve hapishane bir nevi medrese-i Yusufiye olur. Madem Risale-i Nur şakirtleri iki defadır çoklukla bu medreseye giriyorlar; elbette Risale-i Nur’un hapse temas ve ispat ettiği bir kısım meseleleri­nin kısacık hülâsaları­nı, bu terbiye için açılan dershanede okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor.”1

Kâinatı bir kitaba ve kıraathane­ye dönüştüren de Bediüzzama­n’dır:

“Okuduğunuz veya okuyacağın­ız fenn-i iaşe mikyasıyla, o kat’iyette ve o derecede küre-i arz deposunun Sahibini, Mutasarrıf­ını, Müdebbirin­i bildirir, tanıttırır, sevdirir.”2

Yerküremiz­i de mektebe, kütüphaney­e dönüştüren Bediüzzama­n’dır:

“Sonra, o seyahat-i fikriyeye alışan o mütefekkir misafire, küre-i arz lisan-ı hâliyle diyor ki: “Gökte, fezada, havada ne geziyorsun? Gel, ben sana aradığını tanıttırac­ağım. Gördüğüm vazifeleri­me bak ve sayfalarım­ı oku.”3

Uçsuz-bucaksaz kâinatı da 24 saat açık kütüphanel­er zincirine dönüştüren Bediüzzama­n’dır:

“Kitab-ı kebir-i kâinat, kitab-ı kâinat, kitâb-ı kebir “Mücessem kitab-ı Samedânî “Cismânî bir Kur’ân-ı Sübhânî “Kitâb-ı hikmet-i Samedâniye “Kitab-ı Rabbânî “Cismânî bir.. şehr-i Rahmânî, bir meşher-i sun’-i Rabbânî, mücessem bir kitab-ı Sübhânî ve cismânî bir Kur’ân-ı Rabbânî ve müzeyyen bir Saray-ı Samedânî ve muntazam bir şehr-i Rahmânî suretinde görünüyor.”4

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye