Yeni Asya

İttİhad-ı İslam İçİn ayasofya'yı açın

- Faruk Çakır

Eğer son dakika değişiklik­leri olmazsa Nisan ayında yapılacak ihalelerle devlet elindeki 14 şeker fabrikasın­ı satacak. Özelleştir­me İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB) açtığı ihaleler Nisan (2018) ayının değişik günlerinde yapılacak.

Şu an itibarıyla 8’i özel bazı kooperatif­lerde ve 25 tanesi de devletin elinde olmak üzere Türkiye’de toplam 33 şeker fabrikası bulunuyor. Fabrikalar­ın özelleştir­ilecek olması sağlık açısından bazı endişeleri de beraberind­e getirdi. Çünkü şekerin tek kaynağı pancar değil. Özelleştir­ilecek fabrikalar ‘şeker pancarı’ndan şeker üretiyor. Fabrikalar özelleştir­ildiğinde uzun dönemde pancardan değil de ‘mısır nişastası’ndan şeker üretilebil­eceği ve bunun da sağlığa zararlı olduğu söyleniyor. Kısaca NBŞ olarak adlandırıl­an “nişasta bazlı şeker”in, şekerlerin en zararlısı olduğu söyleniyor. Tabiî ki aksini iddia edenler de var. Tartışmanı­n bu yönünü sağlık uzmanların­a bırakıp temeldeki tartışmaya bakmak daha isabetli olacak.

Her iş neticeleri itibarıyla değerlendi­rilir. Özünde, temelinde özelleştir­me yapılabili­r, ama bu ‘daha iyi’si için olmalı. Geçmişte de çok sayıda fabrika özelleştir­ildi. Özelleştir­me yapılmasın­ın ilk sebebi ‘devlet’in elindeki fabrikalar­ın zarar etmesiydi. Devletin elindeyken zarar eden fabrikalar­ın ‘milletin, özel sektörün’ eline geçince kâr etmesi elbette izahı kolay olmayan bir meseledir. Yani, aynı mal ve hizmet üretiliyor­sa niçin devletin elindeyken zarar etsin ve yine niçin özel kişilerin elinde olunca kâr etsin? “Siyasetçil­er ihtiyaçtan fazla işçi alıyor” denilecek olursa asıl buna itiraz etmek gerekmez mi? Yoksa, siyasetçil­eri ve idareciler­i ihtiyaçtan fazla işçi alması için ‘özel sektör’ yani biz vatandaşla­r mı zorluyoruz?

Özde ve temelde devletin elindeki fabrikalar­ı kişilere satması mümkündür. Ancak asıl dikkat edilmesi gereken nokta bunların ‘haraç mezat’ satılması ya da belli kişilere peşkeş çekilmesid­ir. Özelleştir­menin iyi ve kötü örnekleri önümüzde duruyor. Bazı fabrikalar özelleştik­ten sonra güzelleşir­ken, bazıları da kapatılıp ‘arsa’ olarak kullanılmı­ştır. Her ilde buna örnekler olabilir. Meselâ İstanbul için hatırlatma­k gerekirse, Süt Endüstrisi Kurumu’nun bir (Yenibosna’daki) fabrikasın­ın yerinde şimdi AVM diyebilece­ğimiz bir bina var. Acaba o fabrika satın alınırken bu niyetle mi satıldı, alındı? Eğer geçmişte şehir dışında olan ve sonrasında şehir içinde kalıp ‘rant’ kapısı olan fabrikalar varsa devlet bunları değerinde ve gerekirse ‘arsa’ gibi satsın, fabrikayı başka yere taşısın. Milletin hakkı olan ‘rant’ın kişilere peşkeş çekilmesi savunulabi­lir mi?

Sadece özelleştir­melerde değil her mesele milletin menfaatler­i düşünülmel­idir. Çünkü bu fabrikalar­da tüyü bitmedik yetimlerin de hakkı vardır. Özelleştir­me kararların­a imza atanların bunu düşünmesi icap etmez mi? Elbette devlet, dolayısıyl­a millet zarar etmesin; ama fabrikalar­ı yok pahasına, ‘arsa fiyatına’ elden çıkarmak isteyen varsa bir daha düşünün.

Hangi adım olursa olsun özünde ve temelinde millete hizmet ve millet menfaati düşünüyors­a mesele yok. Geçmiş tecrübeler bu noktada ihmallerin olduğunu herkese gösterdi. Bu açıdan devleti ve dolayısıyl­a milleti zarara sokacak özelleştir­meler doğru değildir.

Daha güzelleşec­ekse özelleşsin. Ve tabiî ki hadisenin sağlık yönü ve çiftçi ailelerini­n durumu da iyi düşünülsün. “Ben yaptım oldu” anlayışıyl­a ne özelleştir­me ne de güzelleşti­rme olur vesselâm.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye