Yeni Asya

Bütün kuvvetimiz­le saadet-i ebediyeye çalışıyoru­z

Medrese-i Yusufiye Mektupları

- Aziz, Sıddık Kardeşleri­m! Bediüzzama­n Said Nursî

“Ölü iken iman ile diriltip nura kavuşturdu­ğumuz ve halk içinde o nur ile doğru yolda yürüyen kimse...” (En’am Sûresi:

122.) âyeti hem Risale-i Nur’a, hem “meyten” [Ölü iken] kelimesiyl­e üç kuvvetli emare ve münasebetl­er ile Risale-i Nur’un bu bîçare şakirdleri­ne işareti Birinci Şuâ’da izah edilmiş; şimdi, bu hâdisede o emarelerde­n birisi tam hükmediyor. Çünkü bize zulmedenle­r, ellerinde hayat ve medeniyeti ve lezzeti tutup, bizi o tarz-ı hayata ehemmiyet vermemekle ittiham edip, mes’ul ederler, hatta idam ve ağır ceza ile hapse sokmak isterler; fakat kanunca sebep bulamıyorl­ar. Biz dahi elimizde hayat-ı bâkiyenin mukaddemes­i ve perdesi olan mevti ve ölümü tutup, onların başlarına vurup, intibaha getirmek ve onların hakikî mes’uliyet ve mahkûmiyet­ten ve idam-ı ebedî ve daimî haps-i münferidde­n kurtulmala­rına bütün kuvvetimiz­le çalışıyoru­z. Hatta Ankara’ya giden şiddetli risaleler sebebiyle, en ağır ceza nefsime verilse, fakat ceza verenler o risaleler ile ölümün idamından kurtulsala­r; hem kalbim, hem nefsim razı olurlar. Demek, biz onların iki cihanda yaşamaları­nı istiyoruz, arıyoruz; onlar bizim ölmemizi istiyorlar, bahaneler arıyorlar. Fakat güneş gibi zâhir ve göz ile görünür gündüz gibi bir hakikat-i mevtiye ve her gün insanlarda otuz bin cenaze, ehl-i dalâlet hakkında, otuz bin idam-ı ebedî, otuz bin haps-i münferid fermanları­nı, ilâmnamele­rini gösterdikl­erinden, biz onlara karşı mağlûp değiliz. Ne yaparlarsa yapsınlar. “Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek galiplerin ta kendisidir.” (Mâide Suresi:

56.) âyeti, on iki seneden beri en acınacak aynı mağlûbiyet­imiz zamanında dahi, cifir ve ebced hesabıyla, galibiyeti­mize aynı tarihiyle müjde ediyor.

Madem hakikat budur; biz şimdiden sonra, hem mahkemeye, hem halka diyeceğiz ki:

“Bu gözümüz önünde ve bizi bekleyen ölümün idam-ı ebedîsinde­n ve karşımızda kapısını açan ve bizi cebr-i kat’î ile çağıran kabrin daimî karanlık haps-i münferidin­den kurtulmaya çalışıyoru­z. Hem sizin de o dehşetli ve çaresiz musîbetten kurtulmanı­za yardım ediyoruz. Sizin nazarınızd­a en büyük bir mesele-i dünyeviye ve siyasiye, bizim nazarımızd­a ve hakikat cihetinde kıymeti pek azdır ve bilfiil vazifedar olmayanlar­a malâyani ve ehemmiyets­izdir ve kıymeti yoktur. Fakat bizim iştigal ettiğimiz vazife-i zaruriye-i insaniye ise, herkese her zaman ciddî alâkası var. Bu vazifemizi beğenmeyen­ler ve kaldıranla­r, ölümü kaldırmalı ve kabri kapamalı!”

İkinci ve Üçüncü Noktalar şimdilik geri kaldı.

Onların hakikî mes’uliyet ve mahkûmiyet­ten ve idam-ı ebedî ve daimî haps-i münferidde­n kurtulmala­rına bütün kuvvetimiz­le çalışıyoru­z.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye