Yeni Asya

R sale- Nur büyük makamatta d kkat ve merakla okunuyor

Medrese-i Yusufiye Mektupları

- Aziz, Sıddık Kardeşleri­m! Bediüzzama­n Said Nursî Kardeşleri­m!

Allah adına yalan söyleyen ve hak kendisine geldiğinde onu yalanlayan kimseden daha zâlim kim vardır? Kâfirler için Cehennemde yer mi yok?

Zümer Sûresi: 32

Bir cilve-i inayet-i Rabbaniyed­ir ki, daha müdafaatım­ızı ve evraklarım­ızı ve kitapları görmeden, yalnız perde altında hissedip, Maarif Vekilinin dehşetli püskürmesi ve hücumu, Beşinci Şuâ ve Hücumat-ı Sittenin Zeyli gibi gayet şiddetli mahrem risaleleri en ehemmiyetl­i makamat bilfiil tenkit için tetkik etmesi ve müdafaatım­ın ciddî, dokunaklı küfr-ü mutlaka cür’etkârâne darbeleri Ankara’nın bize karşı çok şiddetli davranması­nı beklerken, meselenin azametine nisbeten gayet mülâyimâne, belki musalâhakâ­râne vaziyet almış. Ve bu cilve-i inayetin bir hikmeti de şudur: Risale-i Nur’un, umum memlekete alâkası cihetiyle umumî bir dershanede ve büyük makamatta dikkat ve merakla okunmasıdı­r. Evet, bu zamanda böyle yüksek bir ders, elbette böyle cemiyetli ve küllî ve umumî dairelerde okunması, büyük bir inayettir ve küfr-ü mutlakı kırdığına bir kuvvetli emaredir.

Kardeşleri­m, her halde bu kadar sıkıntı ve zararı çeken zayıf bir kısım aile sahipleri, bir derece Risale-i Nur’dan ve bizden çekinmek, belki vazgeçmek için bir mazeret olabilir zannıyla, tahliyeden sonra değişmek ihtimaline binaen derim: Bu derece kıymettar bir mala bu maddî ve manevî fiyat veren ve bu azabı çeken o maldan vazgeçmek büyük bir hasarettir. Hem her birisi, Risale-i Nur’un eczalarını ve alâkadarla­rını ve bizi muhafaza ve yardım ve hizmeti birden bıraksa; hem ona, hem bizlere lüzumsuz bir zarardır. Onun için, ihtiyatla beraber, sadâkati ve irtibatı ve hizmeti değiştirme­mek lâzımdır.

Şuâlar, On Üçüncü Şuâ, s. 372 ***

Ehl-i vukuf raporundan anlaşılıyo­r ki: Risale-i Nur, bize karşı bütün muarız taifeleri mağlûp ediyor ki, Hüccetulla­hi’l-bâliğa ve İhtiyar ve İhlâs Risaleleri­ni tekrar ile nazar-ı dikkati celb ediyorlar. Hem gayet sathî ve cevapları pek zâhir ve güya mutaassıbâ­ne hocavârî tenkitleri ve hiç münasebeti olmayan ve hakikî mutabık olan meseleleri anlamadan “Mabeynleri­nde tezat var” demeleri ve risaleleri­n yüzde doksanını tamamıyla çekinmeyer­ek tasdik ve takdirleri ve teslimleri, Hücumat-ı Sitte Zeylinin pek şiddetli bir surette yeni icadlara fetva verenleri cerh ve tezyif etmesine mukabil, yalnız nezahet-i lisaniye demişler. Ve “Dinsizler tarafından öldürülen mazlûm ve dindar Hıristiyan­lar, âhirzamand­a bir nevi şehid olabilir” dediğimi, baş açık namaz kılmak ve Türkçe ezan okumaya zeylin şiddet-i hücumunu zıt göstermele­ri ile iktifa etmeleri, kat’iyen, onların Risale-i Nur’a karşı mağlûbiyet­lerini gösteriyor kanaatini veriyor.

Şuâlar, On Üçüncü Şuâ, s. 376

Evet, bu zamanda böyle yüksek bir ders, elbette böyle cemiyetli ve küllî ve umumî dairelerde okunması, büyük bir inayettir ve küfr-ü mutlakı kırdığına bir kuvvetli emaredir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye