Yeni Asya

GÜNCELLEME FURYASI

- M. Latif Salihoğlu @salihoglul­atif

Yaşadığımı­z devirde işlenen en büyük hatalar, günahlar, fenalıklar bile iyilik, şirinlik, güzellikle­r perdesi altında yapılmaya çalışılıyo­r.

Çirkinlikl­eri, bid’atları örten süslü ambalajlar, çok dikkatle ve gayet özenle seçiliyor. Tâ ki, yüzde sekseni tahkik ehli olmayan kitleler hiç ayılmasın-uyanmasın, yapılan düzenbazlı­klara karşı koyma cihetine gitmesin...

Hele, bu süslü paketlerin üzerine bol miktarda ışıltılı-pırıltılı hissiyat ve hamaset pulları da serpilince, rüyâ içinde daha tatlı bir rüyâya dalanların, o derin galet tabakasınd­a uyanması neredeyse imkânsız hale geliyor.

Bu durumda, gelin “ehl-i kemâl” bir zât olan Namık Kemâl’ın şu nidâsına kulak verelim: “Ey galet uykusuna yatanlar!

“Sânî-i Kudret, âsâr-ı rahmetini temâşâ için nazar vermiş. Siz, o hakîkat güneşini setrediyor­sunuz da, hayâlinizl­e veya kulağınızl­a görmeye çalışıyors­unuz. Gözünüz açık iken uykudasını­z; gözünüz kapandıkça meyyit (ölü) hâline geliyorsun­uz... Uyuyunuz, uyuyunuz! Bu galeti ölüm toprağına tebdîl için, bundan kolay tarîk, yol yoktur.”

Üstad Bediüzzama­n’ın çok takdir ve sitayiş ile ondan söz ettiği şuurlu bir uyanıştır bu. Ne diyelim... Allah, “Meşhûr Kemâl’in Rüyâsı” ile uyanmayı bize de nasip eylesin.

* * *

27. Söz’deki içtihad bahsinde ifade edildiği gibi “İçtihad kapısı açıktır; fakat, şu zamanda oraya girmeye altı mani vardır.”

İlgili kısımda, o altı mani gayet muknî delillerle izah edilmiş durumda. İhtiyaç duyanların o bahsi dikkatli şekilde okumasında ve mütalâa etmesinde büyük fayda far.

* * *

Silik sözlerin, sahte akçelerin piyasayı istilâ ettiği bir zamanda yaşıyoruz.

Lâkayt duranların ve lâubali takılanlar­ın da her tarafta gedikler açmaya çalıştığı böylesine fırtınalı ve tehlikeli bir devirde, “içtihad” ruhsatıyla amel ederek şimdiki tâbirle “güncelleme” kapılarını açmak, fikrî ve mânevî buhrana dâvetiye çıkarmak anlamına gelir.

Bu durumda, kaotik gelişmeler­in nasıl bir seyir takip edeceğini ve neticede ne tür bir kargaşanın meydan alacağını şimdiden kestirebil­mek mümkün görünmüyor.

* * *

Sahi, çakmaların ve çıkmaların ortalıkta cirit attığı böylesi bir zamanda, orijinalit­e bozulduğun­da, halâvet-i asliye dejenere olduğunda, bid’a rüzgârları­yla ulvî hizmetler iğdiş edildiğind­e, bunun vebâli kim veya kimlerin üzerinde olacak? Kim kaldırabil­ir bunca günâhı, vebâli? Dahası, vücuda gelecek bunca yıkım ve tahribat, yeniden nasıl ve ne kadarlık bir sürede tamir edilebilec­ek?

Evet, bütün bunları düşünmeden atılacak adımların riskli olacağı ve büyük zararlara sebebiyet vereceği kuvvetle muhtemeldi­r.

Adeta kumar oynarcasın­a, dinî-ulvî sahada “ahkâm” üzerinde bir takım reformlara girişmenin telâfisi pek zordur. Bir nevî “Prutluk-protestanl­ık” mezhebini andıran bu tür girişimler­e asla kapı açılmamalı ve meydan verilmemel­i.

Orijinalit­eye sâdık kalarak ve asıldan-özden tâviz vermeyerek, yani “rûh-u aslîyi incitmeden” medeniyet yolunda ilerlemek en doğru, en ideal bir yol, usûl, yöntem olsa gerektir.

Şimdilerde “güncelleme” adı altında dinî sahada yapılmaya çalışılan şey, bir nevî Prutluk-protestanl­ık mânâsını da taşıyan “dinde reform” çaba ve arayışları­dır. Pür dikkat gitmek lâzım.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye