Yeni Asya

Cennette sınırsız n met

- 1) Sözler, 815. 2) age. 815. kubraornek­33@gmail.com Kübra Örnek

İ nsan mahiyeti itibariyle öyle geniş bir konumdadır ki, fani dünyanın bütün saltanatı da verilse, yine tok olmaz. Ancak ebedî bir âlemin olduğunu bilse, tam manasıyla doyumun orada yaşanacağı­nı kabul etse, nihayetsiz ihtiyaçlar­ını, o rahmetin kapısını çalmakla kazanacakt­ır. Cennette sayısız nimetlere mazhar olacaktır. Dünyada bu kadar doyumsuz olan nefisleri, ahirette doyuracak nimetler elbette var. Hadiste de beyan edildiği üzere “Bazı ehl-i Cennete dünya kadar bir yer veriliyor, yüz binler kasır, yüz binler huri ihsan ediliyor” hadis-i şerifin hakikati Risale-i Nur’da şöyle izah ediliyor: “İnsan öyle cami bir mu’cize-i kudrettir ki, ebedî bir dar-ı saadetle, nihayetsiz istidada malik, nihayetsiz ihtiyaçlar lisanıyla, nihayetsiz arzular eliyle, nihayetsiz bir rahmetin kapısını çalan bir insan, elbette ehadiste beyan olunan ihsanat-ı İlâhiyeye mazhariyet­i makuldür ve haktır ve hakikattir.”1

Ahirete imanın neticesi olarak kazanılan cennet, bu sayısız nimetlerin varlığını gerektirir. Yoksa, adalet ve hikmete uygun düşmez.

Nasıl ki, ebed için yaratılmış her insan fani dünya için, ‘Benim Hâlıkım, bu dünyayı bana hane yapmış. Güneş benim bir lâmbamdır; yıldızlar benim elektrikle­rimdir; yeryüzü çiçekli miçekli halılarla serilmiş benim bir beşiğimdir.’ diyebiliyo­rsa, ebedi menzil olacak ahirette nice sayısız güzellikle­rin verilmesi hikmete uygun olarak israf değildir. Aynen öyle de Risale-i Nur,“elbette nuranî kayıtsız, geniş ve ebedî olan Cennette, cisimleri ruh kuvvetinde ve hiffetinde ve hayal sür’atinde olan ehl-i Cennet; bir vakitte yüz bin yerlerde bulunup, yüz bin hurilerle sohbet ederek, yüz bin tarzda zevk almak, o ebedî Cennete, o nihayetsiz rahmete lâyıktır ve muhbir-i sadıkın (asm) haber verdiği gibi hak ve hakikattir.”2 diyerek bizlere müjdeyi veriyor. Ve cennet sınırsız nimetleriy­le bizleri bekliyor inşaallah..

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye