Çok emarelerle, nayet altındayız
Medrese-i Yusufiye Mektupları
Madem biz, çok emarelerle, inayet altındayız ve madem gayet çok ve insafsız düşmanlara karşı Risale-i Nur mağlûp olmadı, Maarif Vekilini ve Halk Fırkasını bir derece susturdu ve madem bu kadar geniş bir sahada ve meselemizi pek ziyade i’zam ile hükûmeti telâşa düşürenler, her halde iftiralarını ve yalanlarını bir derece setretmeye bahaneler ile çalışacaklar; elbette bize lâzım, kemal-i teslimiyetle sabır ve temkinde bulunmak ve bilhassa inkisar-ı hayale düşmemek ve bazen ümidin hilâf-ı zuhuruyla me’yus olmamak ve muvakkat fırtınalar ile sarsılmamak!
Evet, gerçi inkisar-ı hayal, ehl-i dünyada kuvve-i maneviyelerini ve şevklerini kırar; fakat meşakkat ve mücahede ve sıkıntıların altında inayet ve rahmetin iltifatlarını gören Risale-i Nur şakirdlerine, inkisar-ı hayal, gayretlerini ve ileri atılmasını ve ciddiyetlerini takviye etmek lâzım geliyor.
Kırk sene evvel, ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkata isnadıyla tımarhaneye sevk ettiler. Ben onlara dedim: “Sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum; o çeşit akıldan istifa ediyorum; [Arabî ibare meali: ‘Her insan delidir. Fakat hevanın derecesine göre delilik farklılık gösterir’] kaidesini sizlerde görüyorum” demiştim. Şimdi dahi beni ve kardeşlerimi şiddetli bir mes’uliyetten kurtarmak fikriyle, bana, mahrem risale cihetiyle ara sıra bir cezbe, bir cinnet-i muvakkata isnad edenlere aynı sözleri tekrarla beraber, iki cihetle memnunum:
Hadis-i sahihte vardır ki: “Bir adam kemal-i imanı kazandığına, avâm-ı nâsın akıllarının tavr-ı haricindeki yüksek hallerini mecnunluk, divanelik saymaları, onun kemal-i imanına ve tam itikadına delâlet eder” diye ferman ediyor.
İkinci Cihet: Ben, bu hapisteki kardeşlerimin selâmetleri ve necatları ve zulmetten kurtulmaları için, değil yalnız bir divanelik isnadını, belki kemal-i fahr ve ferahla tamam aklımı ve hayatımı feda etmesini kabul ediyorum. Hatta siz münasip görürseniz, o üç zatlara benim tarafımdan bir teşekkürname yazılsın ve onları manevî kazançlarımıza teşrik ettiğimiz bildirilsin.
Şuâlar, On Üçüncü Şuâ,
mektup no: 77, s. 375
Meşakkat ve mücahede ve sıkıntıların altında inayet ve rahmetin iltifatlarını gören Risale-i Nur şakirdlerine, inkisar-ı hayal, gayretlerini ve ileri atılmasını ve ciddiyetlerini takviye etmek lâzım geliyor.
LÛGATÇE:
emare: Belirti, ipucu, iz, alâmet.
hilâf-ı zuhur: Tersinin ortaya çıkması.
inayet:
inkisar-ı hayal: Hayal kırıklığı.
i’zam: Büyütme.
Maarif Vekili: Eğitim Bakanı.
me’yus olmak: Ümitsizliğe kapılmak. Allah’ın lütfu, ihsan ve yardımı.