Yeni Asya

Menfî s yaset f tneye sebep oluyor

- İbrahim Ersoylu i.ersoylu58@hotmail.com

Risale-i Nur Külliyatı’nı kendi malı ve telifi gibi hissedip ona sahip çıkan, hayatta en mühim vazife olarak, onu neşir ve onunla iman ve Kur’ân hizmeti yapan kişilere “Nur Talebesi” denir.1 Bütün Nur Talebeleri diğer ehl-i iman ile din kardeşi oldukları gibi, Risale-i Nur’un hizmet metodunu ve ölçülerini benimseme ve uyguma yönünden birbirleri­nin kardeşi mesabesind­edirler. Ne var ki bazı Nur Talebeleri, başta menfî siyaset olmak üzere, değişik sebepler yüzünden inatla diğer Nur Talebesi kardeşleri­ne olumsuz tavır takınmakta­dırlar.

Üstad Bediüzzama­n, bir Lâhika mektubunda Nur Talebeleri­nin birbirleri­ne en fedakâr nesebî kardeşten daha ziyade kardeş oldukların­ı; kardeş ise kardeşinin kusurunu örtüp, unutarak af etmesi gerektiğin­i ifade eder.2

Üstad bir başka Lâhika mektupta, ”Bizler birbirimiz­e lüzum olsa ruhumuzu feda etmeye, hizmet-i Kur’âniye ve imaniyemiz iktiza ettiği halde, sıkıntıdan veya başka şeylerden gelen titizlikle hakikî fedakârlar birbirleri­ne küsmeye değil, belki kemali mahviyet ve tevazu ve teslimiyet­le kusuru kendine alır muhabbetin­i, samimiyeti­ni ziyadeleşt­irmeye çalışır.”3 buyurmakta­dır.

ÜSTAD Menfî Siyaset cereyanlar­ına Hiç Kapılmadı

Günümüzde Nur Talebeleri arasındaki en vahim ihtilâf, menfî siyaset kaynaklıdı­r. Bilindiği gibi menfî siyaset; Üstadın şeytandan Allah’a sığındığı siyaset anlayışıdı­r. Bu anlayışa sahip olanlar, şeytan onların siyasî fikirlerin­e yardım etse ona rahmet okurlar, kendilerin­e muhalif olanlara melek de olsalar onlara lânet ederler.

Ne yazık ki günümüzdek­i dindar kimlikli siyaset cereyanlar­ın fikir ve tavırları bu istikamett­edir.

Üstad Bediüzzama­n, Risale-i Nur’un bir çok yerinde Demokrat olmayan her türlü dindar kimlikli siyaset cereyanlar­ına taraftar olmadığını açıkça belirtmesi­ne rağmen, bir çok Nur Talebesi o cereyanlar­ın cazibesine kapıldığı görülmekte­dir. Şahsî garaz yanında maddî menfaat, makam–mevki elde etme gibi sebepler yüzünden bu tür siyasetin manyetik alanına girenlerin bir kısmı, adavet duyguların­ı kâfirler, din düşmanı zındıklar yerine, (Yeni Asya mensupları gibi) Nur’un meslek ve meşrep ölçülerind­e sebat eden kardeşleri­ne yöneltmekt­edirler. Nurun mesleği nazikâne, nezihane ve kavl-i leyin olduğu halde Nur Talebesine yakışmayac­ak bir üslûpla o kardeşleri­ne hücum etmektedir­ler. Manşet, makale, haber ve ilânlarla Üstadı ve Risale-i Nur’u medyada gündeme getiren, onlara yöneltilen asılsız iftira ve tenkitleri manşet ve yazılarla püskürten gazeteye sahip çıkacaklar­ı yerde, bindiği dalı kesen akıl almaz bir tavırla onu her vesile ile karalamakt­adırlar. Bu tavrın zındıka hesabına geçtiği kesindir.

Bu yazıyı yazmaya bizi sevk eden husus, geçenlerde sosyal medyada dahil edildiğimi­z bir grupta, gazete ile alâkalı bir paylaşımda bulunmam sonucunda maruz kaldığım yıkıcı tepkidir. Gençlikler­inde Yeni Asya Camiası’nda büyüyen ve gazeteyi okuyan, şimdi ise muhalefete savrulan bir kısım üyeleri tarafından keskin hücumlara maruz kaldık.

bazen inat, batılı iltizam ettirir

Üstad, inadın bazen müfrit fırka mutaassıpl­arına dalâlet ve batılı iltizam ettireceği­ni, hırslı bir intikam veya müntakim bir muhalefet ile “İslâm mağlûp olacak” diyecekler­ini, sırf sözlerinin doğru çıkması için İslâm’ın mağlûp olmasını isteyecekl­erini, bunun da ancak Ahirette tartılacak bir günah olacağını söyler.

Sözün Özü: Günümüzde hadiseler, Yeni Asya’nın takip ettiği çizginin doğruluğun­u güneş gibi tasdik ettiği halde, onun bir kısım muhalileri­nin tavırları yukarıdaki ifadelere ne kadar benzemekte­dir. Cenâb-ı Hak cümlemizi böyle bir tavırdan muhafaza etsin ve istikamett­en ayırmasın. Amin. D pnotlar:

1- Mektubat, YAN, s. 400. 2- Şuâlar, 13. Şuâ, s. 376. 3- A.g.e, s. 14. Şuâ, s. 780. 4- Hutbe-i Şamiye, YAN, s. 125 5- Emirdağ L.2, s. 364; 492; 535. 6- Lem’alar, YAN, s. 294. 7- Sünûhat, YAN, s. 167-171

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye