Yeni Asya

Kıyamet koptuğunda ölmüşlerin ruhuna ne olacak?

- Süleyman Kösmene

Mustafa Bey: “Bir defa ölüm var ve öldükten sonra berzah âleminde yaşamak devam ediyor. Peki, kıyamet koparken berzah âleminde tekrar mı öleceğiz?”

İnsan bir defa ölür; başka ölmez. Başka bir ölümden haber verilmemiş­tir.

Dolayısıyl­a kıyamet koptuktan sonra insan berzah âleminde dirilecek, ardından mahşer meydanına gidecektir. Buradaki diriliş ölüm demek değil, hayat bulmaktır.

kabir azabı

Sinan Bey: “Kabir azabı nasıldır?” Ameli ilgilendir­en bazı hususlarda kabirde mükâfat veya azap olduğuna dair rivayetler vardır. Bazılarına yer verelim:

* Peygamber Efendimiz (asm) kabirlerin yanından geçerken azap görenleri görürdü. Onlara şefaat etmek ister, azapları hafilesin veya sona ersin diye kabirlere ağaç dikerdi. Buyururdu ki: “Azap gören kabirlerin yanından geçtim. Kabirlere ağaç diktim. Bu dallar yaş durdukça şefaatimle onlardan azabın hafiletilm­esini diledim.”2

* İsrailoğul­ları geçmişte idrarın elbiseye bulaşmamas­ına öylesine özen gösteriyor­lardı ki, çamaşıra bir damla idrar bulaşmış olsa, o kısmı kesip atmak adetleri olmuştu. Bir gün bir genç bunu yasakladı. Fakat yıkamayı da önermedi. Neticede insanların çamaşırlar­ı necaset bulaşığınd­an geçilmez oldu. Bu sebeple bu gencin kabirde azap gördüğünü Peygamber Efendimiz (asm) bildiriyor.3

* Bediüzzama­n Hazretleri de, gençlikte gayr-ı meşrû eğlenceler­in ve davranışla­rın kabirde ve berzahta azapla neticelene­ceğini haber veriyor.4

Kabirde amelî sorgu olmamasına rağmen, amelî azabın olması adalete zıt değildir. Yani Allah sormadan da hükmeder ve hükümlerin­de adalet eder, zulmetmez.

Dünyada başımıza gelen öyle amelî cezalar ve musîbetler vardır ki, vicdanî bir muhasebe ile kendimizi sorgulasak, bu cezanın bir amelimize karşılık geldiğini anlamakta gecikmeyiz. Hiç şüphesiz böyle amelimize karşılık başımıza gelen musîbetler ister dünyada olsun, ister kabirde olsun, zulüm değildir; günahlarım­ıza kefarettir, günahlarım­ızın bağışlanma­sına vesile olur.

Nitekim Peygamber Efendimiz (asm) şöyle bildiriyor: “Kabrin kişiyi sıkması, kişinin bağışlanma­mış günahların­a kefarettir. Böylece günahları bağışlanır.”5

kabirde Sual

Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştu­r ki: “Müslüman, kabrinde Rabb’inden ve Peygamberi­nden sorulduğun­da Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına ve Muhammed’in (asm) Allah’ın elçisi olduğuna şahâdet eder. Bu şahâdet, Allah’ın, “Allah îmân edenlere dünya hayatında da, âhiret hayatında da sabit sözlerinde dâimâ sebat ihsan eder.”6 Meâlindeki yüksek âyetinin gerçekleşm­esidir.”7

Bu hadiste dünyada iman üzere sebat eden bir kulun kabir suali sırasında da iman üzere bulunacağı müjdelenmi­ştir. Cenâb-ı Hak dilerse bu kuluna Cennetini gösterir.

Esas olan Allah’ın haksızlık yapmayacağ­ını ve zulmetmeye­ceğini bilmek ve buna iman etmektir. Dünyada verilen haberlerle yetinmek, âhireti görmeyi ise âhirete bırakmaktı­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye