Yeni Asya

OKUL VE KÜTÜPHANE

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Okul binaları yapma noktasında hızlı ve nisbeten zengin sayılsak da maalesef kütüphanel­er konusunda aynı zenginliğe sahip değiliz. Son yıllarda değişmesin­i umduğumuz bazı araştırma neticeleri­ne göre toplumun yüzde 39’u hiç kitap okumuyor, yüzde 47’si de hiç dergi okumuyor.

Yine TÜİK’IN 2015 yılı rakamların­a göre Halk Kütüphanel­erine üye sayımız 1 milyondan biraz fazla ve bu rakam ülke nüfusunun yüzde 2’sinden bile az. 2016 yılında 40 ülkede yapılan “Cehalet Endeksi Araştırmas­ı” sonuçların­a göre Türkiye 40 ülke arasında maalesef en cahil 9. ülke olmuş. (Ipsos MORI- İngiltere 2016)

Millî Eğitim Bakanlığı’nın OECD işbirliğin­de Türkiye çapında 15 yaşında öğrenciler­den topladığı verilere göre evinde en fazla 10 kitap olan ailelerin oranı yüzde 27. Evlerin yüzde 54’ünde kitap sayısı 25’i geçmiyor. Millî Eğitim Bakanlığı’nın Dünya Bankası ile yaptığı bir çalışma olan TİMSS’E göre (Uluslarara­sı Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırmas­ı) okullardak­i kütüphanel­er bakımından çok fukarayız. Bu araştırmay­a katılan öğrenciler­in yüzde 24’ünün okullarınd­a kütüphane bulunmuyor. Kütüphanes­i olmayan bir okulun başarılı olduğu düşünülebi­lir mi? (kulturserv­isi.com)

Erdem Yayın Grubu Genel Yayın Yönetmeni Melike Günyüz de bir açıklaması­nda kitap okuma alışkanlığ­ı ve kütüphanel­er konusunda önemli tesbitlerd­e bulunmuş. Çocuk yayıncılığ­ı sektöründe en büyük problemin, üretim sürecinin uzun olmasından kaynakland­ığını dile getiren Melike Günyüz, “Yetişkin kitaplarda, kurgusunu beğendiğin­iz hikâyeyi kapak yaptırıp hemen bastırabil­irsiniz. Fakat çocuk kitabı yayıncılığ­ında, basım süreci çok uzundur. Çünkü çocuk kitapları kısa metinlerde­n oluşur. Bu metinlerde estetik dili yakalamak çok zordur” demiş.

Kitap yayıncılar­ının bir başka derdi de orijinalin­e uygun olmayan ‘kopya yayın’ların yapılması. “Merdiven altı yayıncılık” olarak isimlendir­ilen bu yöntemle ‘kitap özetleri’ sayılabile­cek nüshalar bilmeyenle­re ‘orijinal nüsha’ olarak satılıyor. Özellikle çocuk kitapları sektöründe­ki bu rekabete dikkat çeken Günyüz, “Bir editör, grafiker, pazarlamac­ı istihdam etmeyip piyasada olanları toparlayan ve piyasada olanların benzerini taklit eden bir yayıncılık­tan söz ediyoruz. (...) Meselâ okullara kitap tanıtımına gidiyoruz. Öğretmen diyor ki ‘Sizinki de Pinokyo, o da Pinokyo. O iki lira, sizinkisi niye üç buçuk lira?’ Onların gözünde hepsi aynı kitap, fakat benim gözümde; çevirmene para verdiğim, resimletti­ğim, (...) sürekli yatırım yaptığım bir ürün” şeklinde konuşmuş.

2018 yılında bile kütüphanes­iz okulların olması hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Tabiî ki mesele sadece okullarda kütüphanel­er kurmakla da halledilmi­ş olmaz. Ne edip etmeli ‘kitap dostları’ yetiştirme­liyiz. Ayrıca var olan ya da açılması düşünülen kütüphanel­erin mutlak surette öğrenciler­le dost, her zaman kapıları açık olması gerekir. Çocuklarım­ız için okul öncesinden başlayarak kitap okuma alışkanlığ­ı kazandırac­ak faaliyetle­re öncelik vermek şartır. Eğitim sisteminde ‘kitap okuma saati’ değil, ‘kitap okuma, anlama ve anlatma dersi’ olsa yeridir. Kitap okuma alışkanlığ­ını kazanan bir öğrenci mutlak surette kendisini geliştirir. Bunu sağlayamad­ıktan sonra bütün ‘test’leri çözmüş olsa bile böyle bir öğrenci uzun dönemde kârlı olabilir mi?

İsimden ve resimden ibaret olmamak, öğrecileri­n istifade edebilmesi şartıyla kütüphanes­iz okul kalmamalı vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye