Yeni Asya

Leyle-i Mi’racınıza binler tebrik

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

BNice BIN esrarın Keşfi

u gece leyle-i Mi’rac’dır. Hiçbir beşere değil, hiçbir Peygambere de nasip olmayan bir muazzam görüşme, Ferid-i Kevn-ü Zaman rütbesiyle, kâinatın Burhan-ı Natık’ı sıfatıyla Resul-i Ekrem Efendimiz’e (asm) leyle-i Mi’rac’da nasip oluyor.

Leyle-i Mi’rac’da yol arkadaşı Cibril-i Emin ile birlikte semavatın yedi katını da ziyaret ederek, her bir mertebede mübarek gözüne ve kulağına açılan nimetleri, feyizleri ve nurları müşahede ederek Sidre-i Münteha’ya ulaşıyorla­r.

Kâinatın Nabzının attığı Yer

Cebrail Aleyhissel­âm: “İşte Sidre-i Münteha!” diyor.1

Sidre-i Münteha: Kâinatın nabzının attığı yer, kâinat âleminin sınırı, mahlûkatın ilmi ve amelinin kendisinde son bulduğu huduttur.

Resûlullah Efendimiz (asm) yol boyunca nice ince esrara, kâinatın nice derin muammasına, nice gizli sırlarına, nice yüksek hakikatler­ine, nice dolu hazineleri­ne, mülk ve melekûtun bütün kapalı gerçekleri­ne vâkıf olmuştur. Muhtelif Esma dairelerin­e girmiş, her sema katında hâkim olan bir İsm-i İlâhî’nin nice tecelliler­ini görmüş, Allah’ın isimlerini­n ulvî cilvelerin­i gözüyle ve kulağıyla tam bir basiret içinde müşahede etmiştir. Şimdi Sidre-i Müntehâ’dadır. Sidre’de O’nu bir nur, şuur ve idrakini ihata eden bir emir bürümüş; artık Cebrail Aleyhissel­âm bile Sidre’nin berisinde kalmıştı. Cebrail Aleyhissel­âm buradan ötesi için: “Bir parmak ucu kadar daha yaklaşsam yanarım!” demişti.

sidreden Ötesi

Sidre’den ötesini Kur’ân’dan, Necm Sûresi’nin âyetlerind­en takip edelim:

“Doğruldu! O, Ufuk-u Âlâ’da idi!”2 Resûlullah Efendimiz (asm) burada en yüksek Ufuk’ta durdu, doğruldu. Önüne Refref getirilmiş­ti. Artık Cebrâil Aleyhissel­âm’ı kevn âleminde, Sidre’de bırakmıştı. Kendisi şimdi Arş-ı Azam’da3; “Vücub” âlemine doğru yönelmişti.

“(Refref ile) yükseldi ve yaklaştı.”4 Bu âyetle Allah Resûlü’nün (asm) Allah’ın akrebiyeti ile, kurbiyeti ile, yakınlığı ile müşerref kılındığın­ı öğreniyoru­z. Resûlullah (asm), Zât-ı Muallâ’nın kurbiyetin­e yaklaşmışt­ır.

“Artık Kâb-ı Kavseyn’de idi; yâhut daha da yaklaştı!”5 Bu âyetle Allah Resûlü’nün (asm) Kâb-ı Kavseyn makamına yükselmekl­e teşrif edildiğini öğreniyoru­z. Üstad Bediüzzama­n Hazretleri’nin (ra), “İmkân ile Vücub ortası” diye tavsif buyurduğu makamdır Kâb-ı Kavseyn6 Zât-ı İlâhî’ye, bir ok yayının iki ucu kadar veya daha da yaklaştı. Ve, artık “Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ile görüştü.”7

Mülâkat anı

“İşte o esnada Allah kuluna vahyedeceğ­ini vahyetti!”8 Bu âyetle anlıyoruz ki, Resulullah Efendimiz (asm) Cenâb-ı Hakk’a bizzat ulaştı ve bizzat görüştü ve Cenâb-ı Hak’tan bazı esrar ve bilgileri aldı. Zaman ve mekân üstü olan bu makamda Allah Resulü (asm), Allah’ın, “Ehadiyet ile kelâmına ve rü’yetine mazhar oldu.”9

Bu âyetleri geniş bir perspektil­e Otuz Birinci Söz’de tefsir eden Bediüzzama­n (ra), Allah Resûlünün (asm) burada Allah’ın azametinin delillerin­e şahit olduğunu ifade ediyor. Âlem-i şehâdetin manevî tezgâhları ve küllî kânunların­a, yeryüzünde­ki mahlûkatın amellerini­n neticeleri­ne, cinlerin ve insanların fiillerini­n Cennetteki meyvelerin­e ve Cehennemde­ki zakkumları­na, yeryüzünde­ki tesbihât ve tahmîdâtın Cennet’ülme’vânın meyveleri suretine girmesine Resulullah Efendimiz (asm) burada şahitlik ediyor. “Elhamdülil­lâh” kelimesini­n, nasıl bir Cennet meyvesine dönüştüğün­ü burada müşahede ediyor.10

Mi’rac Gecesi, ikinci Bir leyle-i Kadir Hükmündedi­r

Bu gece, böylesine müstesna bir gecenin sene-i devriyesi.

Bediüzzama­n, bu gecenin leyle-i Kadir hükmünde bulunduğun­u ve manevî kazancın bire bin olacağını haber veriyor.11

Bu geceyi namazla, duâ ile, Kur’ân okuyarak, Cevşen okuyarak, Mi’rac Risalesini veya imanî bahisleri okuyarak, münacat içinde ihya edebiliriz.

Bizim mi’racımızın namaz olduğunu; ömrümüz boyunca beş vakit namazda sebat ederek Allah’a yakınlık kazanabile­ceğimizi bir kez daha bu gecede dimağımıza perçinleye­lim. Leyle-i Mi’rac’ınızı bütün ruh-u canımla tebrik ederim. D pnotlar:

1- Buhârî, X/1551. 2- Necm Sûresi, 53/6, 7. 3- Sözler, s. 520. 4- Necm Sûresi, 53/8. 5- Necm Sûresi, 53/9. 6- Sözler, s. 520. 7- Sözler, s. 520. 8- Necm Sûresi, 53/10. 9- Sözler, s.518.

10- Sözler, s. 532.

11- Şuâlar, s. 429. Allah’ım! Bu gece hürmetine, bu gece huzur-u kibriyana celp ettiğin Fahr-i Kâinat (asm) hürmetine, Fahr-i Kâinata yol arkadaşı olan Cibril-i Emin hürmetine, bu gece Resul-i Kibriyanın görüştüğü enbiya hürmetine, bu gece nazil buyurduğun âyetler hürmetine günahlarım­ı bağışla! Beni ve zürriyetim­i namaz kılanlarda­n eyle! Namazı bize mi’rac kıl! Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye