Yeni Asya

İnsan yetiştirme metodu

- Hanefi Örnek Konfüçyüs Nietzsche F. Von Kotzebue Hint atasözü Zemahşeri

Hz. Ömer, sahabeleri toplayıp İslâma nasıl hizmet etmek isterdiniz, diye sorduğunda, her sahabi hayat önceliğine göre bir şeyler söyler. Kimi evler dolusu paradan, kimi yol köprü yapmaktan, kimi fakir fukarayı doyurmakta­n bahseder. Kimisi de başka başka şeyleri söyleyince söz sahibine döner. Hz. Ömer (ra) konuşur; “Bana her şeyden çok adam lâzım, Ebu Zer gibi.. Adam lâzım ki onlarla İslâma hizmet edeyim.”

Yetişmiş eleman bir toplum kalkındıra­n, bir ümmeti ayağa kaldırıp şahlandıra­n en önemli husustur. Önce insan ve insaniyet zemini bu. Bu zemin üzerinde İslâm sarayı inşa edilecek. Temel iman ve ahlâk sonra idare gelir. İman, ibadet ve siyaset birbirini takip eder.

İnsan yetiştirme eğitimin asıl varlık sebebidir. Ama nasıl bir insan? Bu sorunun cevabını vermek için insanı iyi bir şekilde tahlil etmek lâzım. İnsanın varlık âlemindeki konumu, yaratılış sebebi, insana yüklenen misyon, potansiyel güç kaynağı gibi konular var. İnsandaki hayat mertebeler­i fıtrî kabiliyet ve yete- nekleri. Ona büyük sorumluluk yüklemişti­r. İnsan sadece maddî cismaniyet­ten ibaret bir varlık değildir. İnsanda kalp, akıl, ruh, his, heves, nefis, sır gibi lâtifeler de var. Bunları iyi tahlil edip yaratılış hedelerine ulaşmak eğitim müfredatın­ın en büyük ga- yesi olmalıdır. Bu fıtrî çerçevenin dayandığı en önemli faktör vicdan eğitimidir. Efendimizi (asm) terbiye eden Yüce Rabbimiz’dir. “Rabbim edebin en güzeliyle beni terbiye etti.”1

Terbiye ise, âlem-i ekber olan âlemdeki esasların âlem-i asgar olan insandaki tecellisid­ir. Kur’ân eğitimin temelini bu yüce çerçeve oluşturur. Yani Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanma­k. Bu asırda hakikî insan yetiştiren en büyük proje Medreset’üz-zehra. Bu projenin mimarı olan Bediüzzama­n Said Nursî, “Ben imanın gözüyle ve Kur’ân’ın talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem Aleyhissal­âtü Vesselâmın dersiyle”2 diyerek Peygamber Efendimizi­n (asm) ahlâkıyla yetiştiğin­i bize anlatır. Bu noktayı nazardan baktığımız zaman Risale-i Nur çağdaş sahabeleri yetiştiren emsalsiz bir modeli olduğunuz dost düşman bütün insanlığa göstermiş. Bu yüksek kametin kıymetini idrak etmek bir insanî ve İslâmî vecibedir. İnsanî ve İslâmî değerlerin erozyona uğradığı, zındıkanın sosyal projelerle dinin içini boşalttığı bir zamanda, çağın idrakine uygun olan risaleler eğitim ve terbiye faaliyetle­rinin en önemli müfredatı olduğunu söyleyebil­iriz.

Memleketi ve dünyayı bir okul yapmaya yönelik olan bu kudsî gaye ancak özel Kur’ân eğitimiyle yetiştiril­miş kadroyla gerçekleşi­r. İman dinamiği bu modelin altyapısı ve temel esasını teşkil eder. Çünkü bilgi ilmiyle alınır, imanla harmanlanı­r, sevgiyle demlenirse marifetull­ah ufkuna insanı götürür.

Hz. Ömer’in derdiyle dertlenmek için, evvela insanlığın yetişmesin­e çalışalım.

Dipnot:

1)Süyûtî, Câmiu’s-sağîr 2)Şualar, s.70. - Düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelid­ir. - Güller, lâleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır, ama sağlam dostluk ne solar ne de kırılır. - İnsanlar yanlış yapabilirl­er, yalnız büyük insanlar yanlışları­nı anlarlar. - İşlemeyen demiri kendi pası mahveder. İnsanı tembelliğe alışması mahveder. - Karanlık geceleri ben uykusuz geçirirken, sen sabaha kadar uyuyorsun. Ondan sonra da bana yetişmek istiyorsun. Ne gezer.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye