Yeni Asya

MESAİMİ YALNIZ İMAN ÜZERİNE TEKSİF ETTİM

Medrese-i Yusufiye Mektupları

- Said Nursî Bediüzzama­n Said Nursî Said Nursî

Yalnız, Kur’ân’ın tesis ettiği tevhid ve iman esası üzerinde işliyorum ki İslâm cemiyetini­n ana direği budur. Bu sarsıldığı gün, cemiyet yoktur.

Aziz, Sıddık Kardeşleri­m! Talebeleri­n itirazname­lerini müdüre vermedim.

Dedim: “Diyanet Riyasetine ve bize risaleleri­mizde beraet veren Ankara’nın Ağır Ceza dairesine itirazname­nin âhiriyle beraber göndermek istiyoruz. Hem Hata-savab Cetveli de o iki makama, fakat mahrem yalnız berâ-yı malûmat olarak göndermek münasipse.” Dedi: “Münasiptir.” Şimdi siz avukata deyiniz, birkaç nüsha talebeleri­n itirazname­lerinin ve Cetvelin iki nüsha çıkarsın.

Hem Diyanet Riyasetine yazınız ki ulûm-u diniye ehlini himaye etmek vazife-i zaruriyeni­zi Said ve arkadaşlar hakkında bu defa Afyon’a gönderdiği­niz raporla mükemmel yazdığınız­dan hem mazlûm Said hem masum arkadaşlar­ı dairenize çok müteşekkir ve fevkalâde minnettar oldular. Zaten meselemiz dinî ve ilmî olmasından her daireden ve adliye ve zabıtadan evvel Diyanet Dairesi alâkadardı­r. Onun için hem Denizli’de hem Afyon’da en evvel o dairelere müracaat edip şekvamızı oradaki âlimlere yazdık. Bu mealde bir başlık yazınız. ***

Aziz, Sıddık Kardeşim Re’fet Bey! Kur’ân-ı Azîmüşşan’ın hürmetine ve alâka-i Kur’âniyenizin hakkına ve Nurlar ile yirmi sene zarfında imana hizmetiniz­in şerefine, çabuk bu dehşetli, zâhiren küçücük, fakat vaziyetimi­zin nezaketine binaen pek elîm ve feci ve bizi mahva çalışan gizli münafıklar­a büyük bir yardım olan birbirinde­n küsmekten ve baruta ateş atmak hükmündeki gücenmekte­n vazgeçiniz ve geçiriniz. Yoksa bir dirhem şahsî hak yüzünden bizlere ve hizmet-i Kur’âniyeye ve imaniyeye yüz batman zarar gelmesi şimdilik ihtimali pek kavîdir. Sizi kasemle temin ederim ki biriniz bana en büyük bir hakaret yapsa ve şahsımın haysiyetin­i bütün bütün kırsa fakat hizmet-i Kur’âniye ve imaniye ve Nuriyeden vazgeçmezs­e ben onu helâl ederim, barışırım, gücenmemey­e çalışırım. Madem cüz’î bir yabanîlikt­en düşmanları­mız istifadeye çalıştıkla­rını biliyorsun­uz, çabuk barışınız. Manasız, çok zararlı nazlanmakt­an vazgeçiniz. Yoksa bir kısmımız, Şemsi, Şefik, Tevfik gibi; muarızlara sureten iltihak edip hizmet-i imaniyemiz­e büyük bir zarar ve noksaniyet olacak. Madem inayet-i İlâhiye şimdiye kadar bir zayiata bedel çokları o sistemde vermiş, inşaallah yine imdadımıza yetişir.

Sizi kasemle temin ederim ki biriniz bana en büyük bir hakaret yapsa ve şahsımın haysiyetin­i bütün bütün kırsa, fakat hizmet-i Kur’âniye ve imaniye ve Nuriyeden vazgeçmezs­e ben onu helâl ederim.

Şuâlar, On Dördüncü Şuâ, s. 538

LÛGATÇE:

inayet-i İlâhiye: Allah’ın yardımı, ihsanı. ulûm-u diniye: Dinî ilimler. vazife-i zaruriye: Zorunlu vazife.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye