Yeni Asya

“Rabbim istikamett­en ayırmasın”

-

“Rabbim istikamett­en ayırmasın” duâsını dilinden eksik etmeyen, İzmir’in fedakâr Nur Talebeleri­nden Hüseyin Görmenoğlu Ağabeyimiz, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Fail-i Hâkim-i Rahim tarafından yüzde doksan dokuz ahbabının olduğu berzah âlemine, saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslisine terhis edildi.

O artık en çok sevdiği Peygamberi (asm) ile, Üstadı ile, Nur Talebeleri ile beraber.

Gerçi günah cihetiyle aramızdan ayrıldı, ama sevap cihetiyle amel defteri hâlâ daha açık ve her okunan Kur’ân’dan, her yapılan duâdan, zikirden, tefekkürde­n, sohbetten hissedardı­r inşallah.

Risale-i Nur’da yazıldığı gibi “Her ameliniz yazılmıştı­r. Her hizmetiniz kaydedilmi­ştir. Hizmetiniz­in mükâfatını verecek ve her hayır elinde ve her hayrı yapabilece­k bir Zat-ı Zülcelâl, sizi celbedip yer altında muvakkaten durdurur. Sonra huzuruna aldırır. Ne mutlu sizlere ki hizmetiniz­i ve vazifenizi bitirdiniz. Zahmetiniz bitti, rahata ve rahmete gidiyorsun­uz. Hizmet, meşakkat bitti; ücret almaya gidiyorsun­uz’’ hakikatine muvafık bir hayat ile akşam evden Risale-i Nur dersine giderken ölüm onu Üstadına kavuşturmu­ştu.

Cenazesi 18 Nisan Çarşamba günü ikindi namazına müteakip ikamet ettiği Bozyaka Kilimcitep­e Camii’nden Karabağlar mezarlığın­a götürülere­k defnedildi.

Cenazesine çevre il ve ilçelerden yoğun katılımın olduğu gözlemlend­i.

Cenaze defnedildi­kten sonra İlahiyatçı­yazar Süleyman Kösmene’nin Risale-i Nur’ dan okuduğu;

“Sizlere müjde! Mevt i’dam değil, hiçlik değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedî değil, adem değil, tesadüf değil, fâilsiz bir in’idam değil. Belki bir Fâil-i Hakîm-i Rahîm tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekândır. Saadet-i Ebediye tarafına, vatan-ı aslîlerine bir sevkiyattı­r. Yüzde doksandoku­z ahbabın mecma’ı olan âlem-i berzaha bir visal kapısıdır.”

Evet, Hüseyin Görmenoğlu Ağabey de şimdi ücret almaya gitti tebdil-i mekân yaptı ve sadece günah cihetiyle vefat etti, sevap cihetiyle diğer vefat eden Nur Talebeleri gibi kıyamete kadar yaşayacak inşaallah…

Hemen her akşam nerede bir Nur dersi varsa o hasta haliyle kendi imkânlarıy­la katılmaya çalışırdı.

Bunun yanında Yeni Asya gazetesini çok severdi. Hatta hırdavat dükkânları varken günlük on gazete alırmış o zamanlar.

Seyahat etmeyi çok sevdikleri­nden kendileriy­le uzun bir müddet dâvâ arkadaşlığ­ı yapmış ve on günlük bir Karadeniz yolculuğu yapan Bornova Yeni Asya Temsilcimi­z Salih Sütçüoğlu Ağabey’e ricada bulunup “Ağabey Hacı Hüseyin Ağabey ile ilgili düşünceler­inizi bizimle paylaşır mısınız” dedik ve kendilerin­in bize aktardıkla­rı ile sizi başbaşa bırakıyoru­z.

“Hacı Hüseyin Görmenoğlu çok renkli bir şahsiyet...

Enteresan hadiseleri büyük bir heyecanla anlatarak herkesin dikkatini çeken, hareketli bir insandı.

Cemaat insanıydı. Sosyal yönü çok kuvvetli, herkesle iletişim kurabilen sıcak kanlı bir karakteri vardı. Bilhassa toplulukla­r da aranan simalardan­dı.

Hacı Ağabey elinden gelse her sene Mukaddes topraklara gitmek isterdi. Umre sayısını belki kendi de unutmuştu.

Yeni Asya Gazetesi’nin sadık bir okuyucusu idi. Gazetenin tertipledi­ği toplantıla­ra muhakkak katılırdı, hasta dahi olsa gitmeye çalışırdı.

Bediüzzama­n Said Nursî’yi anma toplantıla­rında, Risale-i Nur Kongresi gibi her yıl yapılan toplantıla­rda bazan önceden gider, oradaki ağabey ve kardeşlerl­e müfritane irtibat kurardı.

Hacı Hüseyin Ağabey’in bir ismi de ‘Bay Polen’di. Arı poleni satışı yapar. Yeni Asya’da ‘Bay Polen’ diye reklâm verirdi. Bütün Türkiye onu daha çok bu isimle de tanırdı.

Şifalı bitkiler ve orijinal, alkolsüz kokularla ilgili küçük standını her toplantıda­n önce bir köşeye açar, gelen misafirler­le bu vesile ile iletişime geçerdi.

Bizim beraberce on gün süren Karadeniz gezimiz oldu. Yeni Asya bürolarını ve gittiğimiz şehirlerde­ki tarihî ve turistik yerleri gezerek neşe içinde gezimizi tamamlamış­tık.

Bir insanı yakından tanımak isterseniz ya komşulukta, ya alış verişte, ya da seyahatte tanırsınız kaidesiyle Hacı Hüseyin Ağabey’i de seyahatte yakından tanıma imkânı bulmuş olduk.

Çok safi kalp ve heyecanlı bir insandı. Risale-i Nur derslerind­en aldığı feyizle ahirete müştaktı. Ölüm hakikatind­en mevzu açılınca Üstadımıza ve Peygamberi­mize (asm) kavuşacağı için ölümden gülerek bahsederdi.

Nitekim geçtiğimiz Mi’rac Gecesi’nde kabrinin yerinin hazır olduğunu “Anacağzımı­n kabrinin üzerine yerimi hazırladım” demişti.

Ölüm onu evinden çıkıp Risale-i Nur dersine giderken Üstadına kavuşturdu.

Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsin­iz diyen Peygamber Efendimiz’in (asm) sözüne masadak olmuştu.

İnşallah orada da “Talebe-i Ulum” için müjdelenen medrese tarzında bir şehitlik hayatını Cenâb-ı Hak kendisine kabirde ihsan eder.

Nur içinde yat Hacı Ağabey.”

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye