Işletilen algı
AGİT 2016 nefret suçları raporu; 57 devletin üye olduğu AGİT’IN sadece 12 üyesinin Müslümanlara karşı işlenen nefret suçları ve söylemleri ile ilgili istatistikleri AGİT’LE paylaştığı düşünülürse sorunun vahameti daha iyi anlaşılır. Kalan 45 devletten bu konuda tık yoktur, işte algı böylece işletilmektedir.
Ayrıca, inandıkları ve yaşadıkları yaşama tarzlarının değişeceği korkusu İslamofobi algısını körükler. İslâm, insanın hayat-ı şahsiyesine ve hayat-ı içtimaiyesine bakar ve insanlığın bütün yaşantısını organize eder, dolayısıyla inandıkları ve yaşadıkları gibi bir tarzı İslâm olarak görmek istemişlerdir. Pazar günlerine sıkıştırılmış bir ayin yâ da duâ ile yetinmek İslâmla bağdaşmaz. Bu da onların dünyasında kabul görmüyor, dolayısıyla İslâma karşı fobik bir takıntı içine giriyorlar. 2011’de 70 kişiyi katleden Oslo canavarı Breivik için hiçbir siyaset adamı Oslo’ya gelmedi, yürüyüş yapmadı, demeç vermedi, neden? Çünkü katil Hıristiyan’dı yani kendilerindendi. “Halbuki o cereyan hem zalimane, hem tabiat-ı âlem-i İslâm’a münafî, hem ehl-i imanın ekseriyet-i mutlâkasının menfaatine mübayin, hem ömrü kısa, parçalanmaya namzettir.’’ Bediüzzaman bu tesbiti boşuna yapmamıştı. İşin aslı, İslâm’a karşı oluşmuş ya da oluşturulmuş fobik hareketlerin İslâm’a mal edilmesi. İslamofobi algısını bu şekilde canlı tutmaya çalışıyorlar.
Ayrıca, sosyal hayat ve insanî ilişkilerimizde de dış mihrakların uzantıları, eskiden irtica kavramının arkasına gizlenirlerdi. Köleleştirme ve kaynakları hortumlama planlarını İslamofobi olarak algılanmasını sağlayıp, irtica yaygarasını ve mahalle baskısını sıkça kullanarak İslâm’a atıfta bulunmalarını unutmadık.